Yılın görgüsüzleri

Canım Türkiyem...

Haberin Devamı

Ermeni asıllı Amerikalı reality şov güzeli Kim Kardashian, ‘Amerikan Kotilyonlar Birliği’ tarafından ‘Yılın Görgüsüzü’ seçilmiş. Kim’in NBA yıldızı basketbolcu Kris Humprhies ile 72 günde sona eren evliliğini bir kamu meselesi haline getirmesi buna neden olmuş. Evlilik kurumuna gösterdiği saygısızlıktan dolayı görgüsüzlükle suçlanan Kim, gerçekten de her fırsatta kendi reklamını yapmak için çırpınıyor. Şarkı söylemek, rol kesmek başta olmak üzere Kim’in hiçbir yeteneğinin olmadığını canlı yayında yüzüne vuran 84 yaşındaki duayen televizyoncu Barbara Walters, haksız değil. Ancak Kim Kardashian’ın yaptıkları görgüsüzlükten ziyade kendi çıkarları uğruna başkalarını kullanmak. Tıpkı burada tipik saf bir Amerikalı görünümündeki genç basketbolcu eşini ve sansasyona aç magazincileri kullandığı gibi. Kim bu sayede para kazanıyor ve yılbaşı gecesi yanında olmak isteyen hayranlarından 20’şer bin dolar isteyebiliyor.
Kazanç sağlamak için yapılan bir şey ne kadar banal ve mahallevari olursa olsun görgüsüzlük sayılmaz. Asıl görgüsüzlüğü kendi kazandığın parayı harcama şeklinle belli edersin. Tıpkı Hollywood’un ünlü çifti Tom Cruise ve Katie Holmes ya da kısaca Tom Kat gibi. İkisi de son derece varlıklı olan Tom Kat ikilisi,
5 yaşındaki kızları Suri’yi inanılmaz şımartıyor. O kadar ki kız bunların kafasına çıkıp etse, gökden nur yağdı diyecekler. Suri, Noel Baba için 100 bin dolarlık bir hediye listesi hazırlamış. Elmas küpeler, prenses eldivenleri, ünlü tasarımcılara ait giysiler istiyormuş. Dünyanın en iyi giyinen kadınları listesine 21"inci sıradan giren Suri zaten 3.2 milyon dolarlık bir gardıroba sahipmiş. Paralarını sokağa atsalar daha iyi olurdu. Geçenlerde bir oyuncakçı mağazasında istediği oyuncak alınmadı diye kendini yerlere atmış ve sinir krizleri geçirmiş. "Görmemişin oğlu olmuş tutmuş çükünü koparmış" diye bir laf vardır. Suri, bir kız çocuğu olmasına rağmen bu laf bunların yaptıklarına cuk oturuyor. 5 yaşındaki kızlarını bu denli şımartan Tom Kat ikilisi de hiç tartışmasız ‘Yılın Görgüsüzleri’ oluyor.

Sergen’in elektriklenmesi

Beşiktaş’ın ve milli takımımızın efsane futbolcularından Sergen Yalçın, Muhteşem Yüzyıl dizisinde Prenses Isabella’yı canlandıran güzel gözlü oyuncu Melike İpek ile aralarında bir yakınlaşma olduğunu kabul etmiş. "Melike ile şu an beraberiz desem de yalan olur, değiliz desem de. Melike çok güzel ve çok tatlı bir kız. Bir erkek olarak beğeniyorum. Aramızda bir elektriklenme var. Ama ben onun bu camianın dışında olmasını seviyorum" demiş. Hangi camia acaba? Melike Hanım, bir televizyon dizisinde oyuncu, Sergen de artık ekranda yorumcu ve jüri üyesi. Yani ikisinin camiası göründüğü kadarıyla aynı. Ama Sergen dediği gibi erkek gözüyle kızı beğeniyorsa camiaları karıştırması hiç önemli değil. Elektriklenme olsun yeter. Sonsuz mutluluklar ikisine...

Kıvanç’ın havyarı

Best Model Of Turkey yarışmalarının demirbaş organizatörü Erkan Özerman, 2002 birincisi Kıvanç Tatlıtuğ için "Havyarı zeytin ezmesi sandı" demiş. Önemli değil. Kıvanç yıllar önce toyluğunda ikisini karıştırmış olabilir. Önemli olan Kıvanç’ın artık havyarı zeytin ezmesi niyetine alabilecek kadar para kazanıyor olması. Gerisi boş! Bu arada bizim paparazilere de pes doğrusu. Kıvanç’ın sevgilisi, sessiz sakin Azra Akın’ı çıldırtmayı başarmışlar. Sokakta yürürken kadının yolunu kesip izin almadan fotoğraflarını çekmeye başlamışlar. Azra Hanım da sinirlenip onlara Flamenkçe bağırıp çağırmaya başlamış. Ama ne olursa olsun kendisi o kadar güzel ki, peri kızı Azra’nın sinir içinde haykırışları bile bence insanın kulağına müzik sesi gibi gelir.

Maalesef mi?

Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, 1-0’lık Trabzonspor galibiyetinden sonra sarı lacivertli camianın bu yıl yaşadığı zor günleri kastederek "Maalesef geçen sezon aldığımız şampiyonluğu bu sezon tekrar elde etmek zorundayız’’ şeklinde bir açıklamada bulunmuş. Tekrar şampiyon olmayı anladık da neden ‘maalesef’? Bırakın Fenerbahçe’yi ligde ‘maalesef’ şampiyonluğa oynayan bir takım mı var? Bazen verdiği demeçlerde kafalarda soru işaretleri bıraksa da Aykut Hoca iyi niyetli, düzgün ve efendi bir adam. "Böyle bir şeye muhtaç edildik" demesi, daha ligin ilk yarısı bitmeden şampiyonluk baskısını üstünde hissetmesinden kaynaklanıyor olabilir. İyi, güzel de ‘maalesef’i maalesef anlamadık! Mutlu sona ulaşırlarsa sezonun sonunda özür diler gibi ‘Maalesef yine şampiyon olduk’ mu demeyi düşünüyor yoksa?

Uzan’ın hakkı

Paris’te yaşayan kaçak iş adamı Cem Uzan, eski eşini etkileyip çocuklarıyla görüşmesine engel olduğuna inandığı 5 şahsa ihtarname göndermiş. "Çocuklarımla görüşmeme engel olursanız size dava açacağım" diyen Cem Uzan, her türlü yasal hakkını kullanacağını belirtmiş. Peki kaçak birinin yasal hakkı var mı? Vatandaşı olduğu bir ülkeye girdiği anda tutuklanacak birinin o ülkede ne gibi yasal hakkı olabilir? Cem Uzan’ın, çocuklarını görmesi en doğal hakkı. Ama yasa dışı Cem Uzan’ın yasal hakları var mı, o ayrı konu!

DİĞER YENİ YAZILAR