Siz bu satırları okurken Miami uçağında olacağım.
Bir ay boyu Miami ve çevresini gezip, dolaşacağım.
İzlenimlerimi sizlerle paylaşacağım.
Ünlülerin, sosyetiklerin, turistlerin akın ettiği bu dünyaca ünlü tatil beldesinin ilginç bulduğum özelliklerini aktarmaya çalışacağım.
Yolculuk bugün başlıyor.
Will Smith’in şarkısındaki gibi...
I am going to Miami
‘Welcome to Miami’
THY ve dış hatlar CIP Lounge
Canım Türkiyem’de en iyi çalışan kurumların başında Türk Hava Yolları geliyor.
Başarılı ve dinamik yer ve hava personeli, sürekli yenilenen filosu, uçuş noktaları ve Atatürk Hava Limanı’ndaki CIP Lounge tesisiyle THY ülkemizin gurur kaynağı.
Pasaport kontrol kolaylığından yiyecek, içeklerin çeşnisi, kalitesine kadar THY’nın Business Class salonu dünya standartlarının üstünde bir konfor ve hizmet sunuyor.
THY ile geçen yıl İstanbul’dan Los Angeles’a uçmuştum.
Kabin içindeki havalandırması hariç memnun kalmıştım.
Bakalım yeniden başlattıkları Miami seferi nasıl? Dönüşümde raporumu veririm.
Ayşegül’ün doğal güzelliği, organik ev hali
Kadınlar makyajlı ve bakımlı olduklarında kendilerini daha rahat hissediyor. Saçlarının iyi gününde olması bile onlar için çok büyük önem taşıyor.
Giyimlerine özen gösterdiklerinde görüntülenmek hoşlarına gidiyor.
Parmak arası terliklerle dolaştıklarında değil, yüksek topuklu seksi iskarpinlerle olduklarında özgüvenleri tavan yapıyor.
Örneğin, şarkıcı Ayşegül Aldinç her zaman hoş, seksi, havalı ve güzel bir kadındır. Ama yaşadığı semt Cihangir’de evine alışveriş yaparken hazırlıksız yakalandığı için fotoğrafının çekilmesinden hoşlanmamış. "Bu kıyafetler benim ev halim. Beni böyle çekmeyin" diye itiraz etmiş. Aldinç boşuna tepki vermiş. Süslü, frapan giyimli, dolgulu, botokslu, yapay kadınlar görmekten bıktık.
Sevgili Ayşegül’ün doğal güzelliği, magazin sayfalarına ilaç gibi geldi.
Asık suratlılık içimizde var
Cem Davran genç meslektaşlarına tavsiyelerde bulunmuş.
Role çalışırken asık suratlı olmamaları gerektiğini söylemiş.
"Asık suratlılık iyi oyunculuk demek değildir" demiş.Cem Davran hem haklı hem haksız.
Haklı çünkü kendisi güleryüzlü ve sempatik bir oyuncu.
Haksız çünkü bizim ülkede asık suratlılardan geçilmiyor.
İnsanların mutsuzluğu yüzlerinden okunuyor.
Sabahları günaydın dediğinizde yüzünüze "Benden ne istiyor?" gibilerinden şüpheyle bakıyorlar.
Asansöre bindiğinizde selam verip merhaba deseniz kafalarını çevirip homurdanıyorlar.
Sadece oyuncular için söz konusu değil. Asık suratlılık içimizde var!
Çengelli canısı İbrahim Paşa
‘Canısı’ şarkısıyla tanınan türkücü İbrahim Erkal uzun zamandır ortada yoktu.
Biz de acaba nerde, ne yapıyor diye merak ediyorduk.
Neyse ki Cumhurbaşkanımızın sanatçılara verdiği iftar yemeğinde arz-ı endam etti.
Hem de gömleğinin yakalarını birleştirdiği kocaman çengelli iğneylesiyle!
Yani ülkenin en saygın, en güçlü, en üst makamının huzuruna İbrahim Erkal, bebek bezlerini bağlamakta kullanılan iri bir çengelli iğneyle çıktı. Önce kendince yeni bir moda başlattığını söyledi. Sonra fikrini değiştirdi.
"Osmanlı döneminde kaftanın yakasına çengelli iğne takmak devlet erkanına saygı anlamına gelirdi" dedi.
Murat Bardakçı’ya rica etsek.
Tarihin Arka Odası’na bir girip baksa. Gerçekten öyle miydi diye.
Neyse biz katmayalım su pişmiş aşa. Hoş geldin Çengelli Canısı İbrahim Paşa!