Diva Bülent Ersoy, nam-ı diğer Bülent Abla ya da kısaca Babla’nın başı dertteymiş. Bir yıl önce İstanbul’dan Antalya’ya giderken koltuğundaki kemeri bağlamamakta israr edince uçak geç kalkmış. Babla’ya huzur ve sükunu bozmaktan dava açmışlar. Savcı 1 yıla kadar hapsini istiyormuş. İtiraz ediyorum! Bir kere ortada olmayan birşey bozulmaz. Bu dünyada huzur ve sükunu kim kaybetmiş ki biz bulalım? İkincisi Babla bu Babla. Sıkıntıya gelemez. Hafif kilolu yolcular bile uçakta o kemerleri takmakta zorlanıyor. Muhteşem cüssesiyle Babla’mız nasıl taksın? Üçüncüsü bundan tam 20 yıl öncesini hatırlayın. Yıl 1995... İbrahim Tatlıses, “Urfa’da Oxford vardı da biz mi gitmedik?” demişti. Kimsenin gıkı çıkmamıştı. Yıl 2015... Babla, “Uçakta kemer belimize oldu da takmadık mı?” dese ne yapacaksınız?
Dereyi görmeden paçayı sıvamak
Beren Saat’in ‘Muhteşem Yüzyıl Kösem’e planlanandan erken dahil olması diziye hayat getirdi.
Kösem Sultan Beren’in Sultan Ahmed rolündeki Ekin Koç ile olan öpüşme sahnesi diziye ‘hayat öpücüğü’ gibi geldi denildi. Durun bakalım. Acele etmeyelim. Bizim televizyon izleyicisi ünlü oyuncuların rol icabı öpüşmelerine çok meraklıdır. Ekranda görmekle yetinmez internetten milyonlarca defa daha tıklar, saçma sapan tıklama rekorları kırar. Beren Saat her bölümde öpüşecek değil. “Lig uzun bir maraton artık bundan sonraki maçlara bakacağız” hesabı. Muhteşem Yüzyıl Kösem uzun bir dizi olarak düşünüldü, bundan sonraki bölümlere bakacağız. Dereyi görmeden paçayı sıvamayalım!
Fedakar ve süper mütevazi
Ajda Pekkan, kendi sesini dinlemeyi sevmediği ve hiçbir zaman ön planda olmayı tercih etmediğini itiraf etmiş. Vokalist kalmak istediğini söylemiş. Ajda gibi başarılı, hırslı, çalışkan, yetenekli, kendisini sürekli geliştiren insanlardan lider olur. Piyon değil. Süperstarlar en önde sahneye çıkar. Arka planda kalmaz. Ajda bugün kadar işine ve hayranlarına olan sevgisinden ve saygısından kendi özel yaşamından kimbilir ne fedakarlıklar yaptı. Buna da Süperstarımızın süper mütevaziliği denir!
Bayram ve Paşa, Barça ile Lona
İspanya’da top koşturan Bayrampaşalı Arda Turan’ın bir ayağı hep memleketinde. Barcelona’ya transfer olduktan sonra da her fırsatta İstanbul’da sevdikleriyle vakit geçirmeye devam ediyor. Geçen sabah yine İstanbul’da köpekleri Bayram ve Paşa ile koşarken görmüşler. Arda için gidip gelmek kolay. Ama köpekler için uzun ve zahmetli uçak yolculukları zor olabilir. Arda artık alışmış ‘jet-lag’ çekmiyordur. Köpekler içinse durum farklı. Onlar nerde olduklarını bilmiyordur. Bence iki tane de ordaki evi için alsın. Adlarını da ‘Barça’ ve ‘Lona’ koysun. Bayram ve Paşa burada. Barça ve Lona orada. Arda rahat. Köpekler rahat. Bundan iyisi Şam’da kayısı!
