Süperstar Ajda Pekkan geçen hafta sonu bir gazetede köşe yazarlığına başladı.
Kendisi mi yazdı yoksa başkasına mı yazdırdı anlaşılmadı.
Sanki kendisi anlatmış başkası yazmış gibi bir hava vardı.
Her neyse Ajda’nın artık bir köşesi varsa diğer ünlülerin de olmalı.
Örneğin lafını hiç esirgemeyen Demet Akalın bu konuda çok başarılı olur.
Üstelik attığı tweetlerden anlaşılacağı gibi bir başkasının yardımına da ihtiyacı yok.
Türkiş singer ve Türkiş delight (lokum) Hilal Cebeci de köşe yazarlığı yapmalı.
‘Oleyyyyy’leri, pampişleri ve balımmm’larıyla Twittar’da bir milyonun üzerinde takipçisi var.
Bir ara galiba ‘Hepimiz Pampişiz’ başlığı altına denedi ama devamını getirmeli.
Assolist Sibel Can da başarılı bir köşe yazarı olabilir.
Başından geçenleri, evliliklerini, çocuklarıyla olan uğraşlarını anlatsa yeter.
Bir başka assolist Seren Serengil’in neden köşe yazarlığına soyunmadığına bir anlam veremiyorum.
Bırakın gencecik yaşından beri yaşadıklarını, belgesel çekmek için gittiği son Tanzanya gezisinden o kadar çok malzeme çıkar ki sütunlar yetmez.
Megastar Tarkan’dan da mükemmel bir köşe yazarı olur.
Hiçbir şey yazmasına gerek yok, fotoğraf albümünden anılarını paylaşsın razıyız.
Ünlü komedyen Cem Yılmaz deseniz karikatürleri hazır, köşesi eksik.
Modacı, televizyoncu, ikoncancı Ivana Sert’in köşesi bile herhalde ‘aksanlı’ olur.
Kadırgalı Aysel, Sabahların Sultanı Seda Sayan’ın anlatacakları köşelere sığmaz.
Sevgili Ajda örnek olsun, tüm ünlüler bir an önce kendi köşelerine kavuşsun.
Simpsonlar’ın burada ne işi var?
Dünyanın en ünlü ve uzun soluklu çizgi film dizisi The Simpsons (Simpsonlar) RTÜK tarafında cezalandırılmış.
Böylece canım Türkiyem televizyondaki bir çizgi filme ceza veren ilk ülke olmuş.
Bence geç bile kaldık.
Simpsonlar’ın burada ne işi var?
RTÜK üyeleri haklı olarak şeytanın tanrıdan kahve istediği sahneyi görünce oy birliğiyle diziyi oynatan kanala ceza vermiş.
‘Konuşma ve görüntülerle inançlar aşağılanıyor’ demişler.
Bir başka görüntüde Amerika’daki ekonomik krizin sona ermesi için Noel’de para harcanılmasına ve alkol tüketimine özendirici yayın yapıldığını söylemişler.
Bu tür dizilerin halkımızın
ruh sağlığına son derece zararlı olduğu aşikâr.
Çünkü bizim toplumumuz özellikle çizgi filmlerden olumsuz etkileniyor.
Bunun nedeni yaşadığımız hayatın bir çizgi filme benzemesinden kaynaklanıyor.
Hepimiz birer Bart, Homer, Marge, Maggie veya Lisa’yız.
American Dad, Family Guy gibi saçma sapan çizgi dizileriyle de işimiz olmamalı.
Onları izlerken de kendimize göre bir şeyler yontup olumsuz etkilenebiliriz.
Dünya bizim eksenimiz etrafında dönüyor ya...
Onun için Simpsonlar’ı illa da göstermeye devam edeceklerse ekranı buzladıkları sigara sahnelerindeki gibi buzlayıp öyle göstersinler. Hepimiz rahat edelim!
Keşke hep yaz olsa
Geçen hafta sonu canım Antalya’daydım.
Concorde Resort otelin davetlisi olarak gittim. Hava inanılmaz güzeldi.
Aralık ayının gelmesine rağmen Lara plajında yabancı turistler denize giriyordu. Bizimkiler de ‘Enayilere bak üşütüp hastalanacaklar’ diye cep telefonlarıyla suyun içinde kışa meydan okuyan cengaverlerin resmini çekiyordu. İstanbul’da da durum farksızmış. Best Model of The World finalistleri Kumburgaz’da bikinileriyle deniz kıyısında koşmuşlar, kumsalın üstünde şirin pozlar vermişler.
Kıyıya yakın yerlerdeki balıkçılar da meraklı gözlerle onları izlemiş. Oltalarına bilemem ama gözlerine güzeller takılmış.
Palto, pardesü ve çorap giymekten nefret ediyorum. Kışın bastırmaya başladığı bugünlerde keşke hep yaz olsa diyorum!
Ünlülerden köşe yazarları
Haberin Devamı