Salla Rihanna salla

Salla Rihanna salla. Yakışır sana!

Haberin Devamı

Los Angeles’da yapılan Amerikan Müzik Ödülleri töreninde ünlü Amerikalı şarkıcı Rihanna’nın dansını görünce “gerçek“ sallamanın ne olduğunu anladım. Bizde habire o şurayı salladı, öteki burayı salladı diye manşet atıyorlar ya. Meğer bizimkiler sallamıyor, sadece sallanıyormuş. Arada büyük fark var. Rihanna, sahnede öyle bir sallıyor ki yer yerinden oynuyor. O ne müthiş dans figürleri, o ne kıvrak kalça hareketleri öyle? Hadise’nin sahnesi Rihanna’nınkinin yanında ayindeki rahibeler gibi kalır. Bir daha bizden birileri için orayı burayı salladı diye yazmadan önce lütfen Rihanna’nın performansını oturup bir izlesinler de sallamak neymiş görsünler.
Salla Rihanna salla. Yakışır sana!

Dövme beni

“Sabahların Sultanı” Seda Sayan ile son sevgilisi Atilla Altay, ilişkilerinin ne kadar ciddi olduğunu bileklerine yaptırdıkları dövmelerle bayramda herkese göstermişler. Atilla Bey’in bileğindeki dövmede “Seda The End“ yani “Seda son“ diye yazıyormuş. Seda Hanım’ınkinde de “Atilla The End“ yani “Atilla son.“ İnşallah sonsuza dek birlikte mutlu olurlar ama başkasının ismine dövme yaptırmak riskli iştir. Yarın, öbür gün ayrılırsan o dövmeyle artık yaşayamazsın. Bedeninden söküp atmak istersin. Vallahi insan acı, macı dinlemez. Bitmiş bir aşkı anımsatan bir damgayı üstünde görmek istemez. Seda Sayan’ın aşkları aniden başlıyor ve yine ani bir öfke patlamasıyla bitiyor.
Bileğindeki dövme geçici olanlardan değilse bu kez sinirlerine hakim olmak ve ilişkisini sürdürmek için elinden geleni yapmak zorunda. Ya da gidip kendine aynı isimde yeni bir sevgili bulacak ki dövmesi sırıtmasın. Atilla Bey için de durum aynı. Kendisinden 13 yaş daha büyük olan bir kadının ismini “son“ diye bileğine kazıdığına göre aşkından fazlasıyla emin olmalı. Daha önce Tuba Ünsal ve Mustafa Sandal’ınki gibi örnekleri gördük. Birbirlerinin isimlerini yazdılar, kazıdılar, sonra ayrıldılar ve derilerini yoldular. Seda Sayan çok akıllı ve tedbirli kadındır. Bence bileklerindeki o dövmeler geçicidir. Yoksa “The End” yerine “The Pain“ yani “sancı“ yazdırsalar daha yerinde olurdu.

3 büyüklerin yeni yerleri

Bu hafta sonu oynanacak Galatasaray-Beşiktaş derbisinin bana göre hiçbir anlamı ve heyecanı kalmadı. Çünkü ikisi de bu yıl sıradan takımlar haline geldi. Ligde şu anda iddiaları, hatta bir umutları bile yok. Sürekli puan kaybediyorlar. Kötüden de kötü oynuyorlar. Taraftarı çıldırtmakta ustalar. Hocaları takımı doğru dürüst ne kurabiliyor, ne oynatabiliyor. Yönetimde sürekli olarak bir kaos yaşanıyor. Yarın akşamki maçı biri kazansa ya da berabere kalsalar ne yazar? Önümüzdeki haftalarda nasılsa ligdeki rakiplerine saçma sapan puanlar dağıtmaya devam edecekler.
Sezon sonunda 3 büyüklerin sıralamadaki yeni yerleri bence şöyle olur: Fenerbahçe ilk 3’ü zorlar. Beşiktaş ilk 5’e girer. Galatasaray da Beşiktaş’tan sonraki ilk 5 içinde kalır. Lig dedikleri gibi uzun bir maraton olabilir. Ama 3 büyüklerin finish yerleri belli. Bu arada başarısızlığının nedenini medyaya kesen Galatasaray başkanı Adnan Polat çok haklı. Medyanın pompalamasıyla başkan seçilmişti. Suçlu medyadır.

Orhan Baba’nın sesi

20 yıldır canlı performans vermeyen arabesk müziğin babalarından Orhan Gencebay, şovunu izlemeye gittiği popçu Serdar Ortaç’ın hatırını kıramayıp mikrofonu eline almış ve bir şarkı söylemiş. Kaydı dinledim. Keşke söylemeseydi.
Orhan Baba, bunca yıl boşuna sahnede canlı şarkı söylememek için diretmemiş. Düşünsenize. 20 yılda dolu salonlara kaç konser verebilirdi? Yevmiyesi yüksek kaç ekstraya gidebilirdi? Tonlarca parayı neden geri tepsin? Demek Orhan Baba’mızın bir bildiği vardı. Bence yine bildiğini okumaya devam etsin.

4 saat sorgu

Oyuncu ve manken Aysun Kayacı kendisi hakkında olumsuz açıklamalar yapan babası Bekir’i susturmak amacıyla bir çeteyi azmettirdiği iddiasıyla polise 4 saat ifade vermiş. Aysun’u herhalde güzel kadın diye o kadar saat gözaltında tuttular. Yoksa 4 saatte insan sırf sorgulama işkencesi bitsin diye hiç işlemediği suçu bile kabullenir. Aynı soruları ölü atı döver gibi üst üste ve defalarca birine sorarsanız sonunda istediğiniz cevabı alabilirsiniz. Kaç kere “Hayır yapmadım“ diyebilir ki? Sonunda “Lanet olsun, evet yaptım“ diyecektir mutlaka. Herkesin bir dayanma sınırı var. Onun için 4 saat sorgu olmaz. İnsan o kadar süre içinde hayatını anlatsa kendini tekrarlamaya başlar. Bu arada Aysun’un babası fotoğrafında Tarık Akan ile Amerikalı aktör Jeff Bridges’in sakallı haline benziyor.

DİĞER YENİ YAZILAR