Gülben Ergen ikinci evliliğinde aradığı mutluluğu bulmuşa benziyor. Eşiyle ve çocuklarıyla birlikte keyifli bir hayat yaşıyor. Neşesi yerinde, kendisiyle ve çevresiyle barışık gibi gözüküyor. Bir de hayattan ders almışcasına felsefi konuşuyor. ‘’Ananas yiyip avakado yağı sürmekle güzellik olmuyor. Artık içimi daha fazla süslüyorum. İnsan kendinin mücevher olduğunu anladığı anda mücevhere ihtiyaç azalıyor’’ gibi laflar ediyor. Bunu tam zamanında öğrenmem isabet oldu. Biricik kızım Cemile’nin bu ay sonunda düğünü var. Nikahta ne takayım diye uzun süredir kafa yoruyordum. Meğer bir şey almama gerek yokmuş. Kızımın gözlerinin içine bakacağım. ‘’Mücevher gibi kızsın. Bunu anlamanı istiyorum. Onun için mücevhere ihtiyacın yokmuş‘’ diyeceğim. ‘’Nereden çıktı bu saçmalık?’’ diye olumsuz bir tepki verirse, beni masraftan kurtaran Gülben Ergen’i hedef göstereceğim. ‘’Gulben Ablan öyle diyor’’ diyeceğim. Bir zamanlar ‘Sağolasınız hocam’ diye bir reklam sloganı yapmışlardı. Çok popüler olmuştu. Bu da benden olsun. ‘Sağolasın Gülben’’
Kardeş protestosu ve kayınbirader vetosu
YavuzBingöl ile sevgilisi Öykü Gürman evlenmiş. Eş-dost takımından 300 davetli düğüne gelmiş. Ama gelin ve damatın kardeşleri gelmemiş. Yavuz Bingöl’ün kardeşi Oğuz’la arası açıkmış. Yani onun düğüne katılmama mazereti varmış. Öykü’nün müzik dünyasına birlikte adım atttığı kardeşi Berki ise yurt dışında konseri olduğu gerekçesiyle düğünde yeralmamış. Onun mazereti de uydurmaymış. Yavuz ve Öykü, olanlara pek bozulmamış. Şarkılar söylemiş hatta nikah masasında düet yapmış. Bundan sonra evlilikleri sırasında ne olacağı bilinmez. İnşallah sonunda her şey tatlıya bağlanır. Ancak bunlar unutulana kadar ki manzara: Kardeş protestosu ve kayınbirader vetosu!
Klima kültürü maalesef yok
Canım Türkiyem bir süredir boğucu sıcaklarla savaşıyor. Yurdun dört bir yanı resmenkavruluyor. Nem oranını net kisiyle hava sıcaklığı bazı yerlerde 50 derecenin üstünde hissediliyor. Ama maalesef bu durumlarda imdada yetişmek için icat edilen klimalar kullanılmıyor. Ya yok, ya bozuk, çalışmıyor deniliyor. Ya yakıttan tasarruf için klima açılmıyor. ‘’Yokuşta araba çekmiyor’’ deniliyor. Zavallı halkımız bu havada kapalı bir tabutun içindeymişçesine işkence çekiyor. Çağ atladık diyoruz. Batılılara kafatutuyoruz. Klima kültürümüz yok.
THY’nin hava şoförü
THY kabin görevlileri işlerini son derece profesyonelce yapıyor. Ulusal havayolu şirketimizin dünya çapında yükselen başarısı yer ve hava personelinin fedakarlığı ve özverili davranışından geliyor. Kabinin içinde yolcuların güvenliğini, konforunu biliyorsunuz her uçakta erkek host’lar ve kadın hostesler sağlıyor. Yolcular bazen onlara zor anlar yaşatabiliyor. Ama THY görevlileri her türlü zorluğun altından kalkmasını biliyor. Geçenlerde Yeni Delhi’den İstanbul’a giden uçakta 90 yaşında bir Hintli yolcu oturduğu koltuktan ‘’Çıkartın beni bu ormandan. Bana taksi çağırın gideceğim’’ diye haykırmaya başlamış. Kabin görevlileri bakmışlar adamcağız nerede olduğunun farkında değil hemen uçağın içinde Hintli bir doktor bulup yaşlı adamın yanına oturtmuşlar. Doktor adamı anladığı dilde oyalarken bizim kabin görevlilerinden biri de Hintli yolcunun önündeki boş kısma oturup taksi şöförü gibi davranmış. Yaşlı yolcu bir süre sonra sakinleşmiş ve durum normale dönmüş. Kabin görevlilerimizin sorun çözmedeki yaratıcılığına bakar mısınız? Bundan sonra aklınızda olsun. Önde pilot varsa sizin kabinde de hava şoförleri var!