Popoma dokunma!

Canım Türkiyem

Haberin Devamı

Başarılı televizyoncu Saba Tümer ile assolist Sibel Can’ın Saba Hanım’ın programında dansederken popo popoya çekilmiş hoş bir fotoğrafı var. Sibel Can, Saba Tümer’in canlı yayında poposunu ellemiş. "Çok güzeldi dayanamadım" diyor. Saba Hanım herhalde kendini tuttu, çünkü Sibel Can’ın poposunun da kendisininkinden hacim ve şekil olarak pek bir farkı yok. Şimdi size soruyorum? Dayanamayınca popo ellemek okey midir? Güzel popo görünce ellemeden duramayanlar mı var? Sevgili Hülya Avşar kendi televizyon programında yıllar önce Porto Riko’lu ünlü şarkıcı Ricky Martin’in poposunu canlı yayında ellemişti. Ricky Martin’in kariyerinde zirvede olduğu bir zamandı. Sonradan eşcinsel olduğunu itiraf eden Ricky Martin dahil hepimizin hoşuna gitmişti. Acaba Hülya da Sibel gibi dayanamamış mıydı yoksa ses getirsin diye mi ellemişti? Merak ediyorum, kadınlar güzel popo gördüklerinde illa bir el atmak mı istiyorlar. Çünkü cinsiyet ayırımı yapmıyorlar. Cinsel bir hareket olarak da görmüyorlar. Sanki otomatiğe bağlamışlar. Güzelse elliyorlar... Tevekkeli değil, Megastar Tarkan ekrandaki talk şovlara çıkmıyor. Neme lazım diyordur. Hele Kıvanç Tatlıtuğ’un hiç şansı yok. Bu devirde popoyu sağlama almak gerek. Yoksa bizim memlekette kimin nerde ne zaman popo elleyeceği belli olmuyor. Ne yaparsan yap ama lütfen popoma dokunma!

Bond’uma dokunma!

Son James Bond filmini İstanbul’da çekiyorlar diye herkes şikayet ediyor. Yok 227 yıllık çatıda kiremitleri ezmişler, yok esnaf işinden gücünden kaybedecekmiş falan filan. Yahu beyler James Bond filmi canım Türkiyem’e parayla satın alamayacağı reklâmı hem de yıllarca bütün dünyada bedavadan yapacak. Eski Bond filmleri yıllar sonra bile aynı tatla izleniyor. Şimdi rahatı kaçtı diye şikâyetçi olan esnaf, içinden sövdüğü Bond sayesinde gelen turistlerle kesesini dolduracak. Gazetenin biri "İstanbul Bond’a Feda Oldu" diye başlık atmış. Dünyanın en ünlü ajanı 007’nin öldürme yetkisi ‘License To Kill’ deyimini alıp yıkma yetkisi anlamına gelen ‘License To Destroy’a çevirmiş. Halkı kışkırtıyorlar. Bırakın yıksınlar. Daha iyisini yaparız. Ama bir daha Bond filmindeki gibi İstanbul’un bedavadan tanıtımını yapamayız. Milano’da aynı şeye izin verirler miydi diyorlar. Verirlerdi tabii. Bond gittiği yeri ihya eder. Dünyanın dört bir yanında merakla izlenen bir Bond filminin çekildiği ülkeye yararı olmaması imkansızdır. Ancak böyle halinden sürekli şikayetçi olursan yararını göremezsin. Filmin çekimlerinin güzel olması için elimizden gelen gayreti göstersek çok daha isabetli bir iş yapmaz mıyız? Dünyanın bir kısmı bizi hâlâ ‘Midnight Express’ denilen kâbus filmden barbar Türkler olarak hatırlıyor. Birçok ABD’li bizi deveye biniyor sanıyor. Güzelim ülkemizi Arap ülkesi sananlar var. Yunanlılar ve bize düşman Ermeni lobileri sürekli anti-propagandamızı yapıyor. Onun için aklınızı başınıza toplayın ve Bond’uma dokunmayın!

DİĞER YENİ YAZILAR