Nihat"s world 2

Canım Türkiyem

Haberin Devamı

Sabahların Sultanı Seda Sayan ile olan medyatik ilişkisinden sonra sosyal medya kahramanı olan ve Survivor yarışmasındaki performansı ile ününü perçinleştiren türkücü Nihat Doğan yine ortaya çıkıp kendini göstermeye başladı. Nihat Doğan’ın kendine özgü bir dünyada yaşadığını ve o dünyanın adının "Nihat’s World" olduğunu daha önce yazmıştım. Tıpkı ünlü komedyen Mike Myers’ın "Wayne’s World" filminde canlandırdığı uçuk kaçık Wayne karakteri gibi... Aradaki tek fark Mike Myers’ın dünyası tamamen hayali, bizim Nihat’ınki ise hakiki. Mike Myers iki tane "Wayne’s World" filmi yapmıştı. İlki büyük başarı ikincisi gişede hüsrandı. "Wayne’s World" zaten ikinci filmden sonra unutuldu gitti. Oysa "Nihat’s World" öyle değil. Bakmayın başlığı "Nihat’s World 2" koyduğuma. O sadece ilkini hatırlatmak içindi. Nihat Doğan’ın dünyası hiçbir zaman pasif kalmıyor ve her an yeni şeyler üretiyor. İşte Nihat Doğan’ın sürekli sıcak tuttuğu felsefe fırınından çıkmış son inciler: ‘’O hanım benimle beraberken nerdeydi şimdi nerede... Kimin kime ne kattığını o zaman konuşalım (Seda Sayan"a); altı okların sanatçısı, tefli ayı oynatıcısı (Müjdat Gezen"e); sarhoş taklitçisi (Levent Kırca"ya); ona destek çıkanlara bakıyorsunuz acayip faşistler, kendilerinden olmayana tahammülleri yok! (Can Bonomo"ya); Eurovision"a keşke Türkçe, Kürtçe, Lazca ve Gürcüce parça ile gidilseydi."
Ne derseniz deyin Nihat Doğan son derece ilginç düşüncelere sahip biri. Aynı fikirde olmayabilirsiniz. Ancak Nihat Doğan’ın hiç yoktan bir şeyler yaratıp habire kendinden söz ettirme becerisini inkar edemezsiniz. Adam profesyonel şirketlerde çalışan uzmanlara taş çıkartacak nitelikte tek başına iyi veya kötü kendi reklamını yapmayı başarıyor. Medya sanki onun için çalışıyor. Keşke Eurovision’a Nihat Doğan gitseydi diye düşünmekten kendimi alamıyorum. O zaman bizi sadece Avrupa ülkeleri değil bütün dünya konuşurdu.

Kadınlar için 10 madde

8 Mart Dünya Kadınlar Günü geldi geçti, ama kadınların hak ettiği şeylerin ne günü var ne de süresi... İşte dünya kadınlarının hayatını kolaylaştıracak öneriler:
1) Futbolda ofsayt kuralı kalksın.
2) Yemeği kadın yapıyorsa masayı erkek hazırlasın. Masayı kadın topluyorsa erkek bulaşıkları yıkasın.
3) Erkekler ütü yapmayı öğrensin.
4) Kadınlara kalkan eller taş olsun.
5) Kadınlara yaş, kilo ve estetik ameliyatı olup olmadıkları sorulması yasaklansın.
6) Çoçuklarla geçirilen zaman ve bakımları eşler arasında eşit olarak paylaşılsın.
7) Kadınları aldatmaktan caydırmak için eşini aldatan erkekler ismen ve cismen yazılı, görsel basın ve internetten kamuoyuna teşhir edilsin.
8) Erkeklerin kadınlara bağırması, hakaret etmesi ve başkalarının yanında küçük düşürmesi yasa dışı ilan edilsin. Yapanlar derhal kanunen cezalandırılsın.
9) Hamilelik süresince ve muayyen günlerde kadınlara erkekleri tarafından iki kat daha fazla anlayış ve sabır gösterilsin.
10) Kadınların kıymeti bilinsin.
Peki biz erkeklere ne olacak? Allah hepimize kolaylık versin!

Ah belim, vah belim!

Benim gibi "ah belim, vah belim" diye yakınanlardansanız size bir doktor tavsiye edeceğim. Öncelikle şunu itiraf edeyim; bel ve boyun ağrıları konusunda herkesin önerdiği bir isim ve tedavi yöntemi oluyor. Bana da bugüne dek çeşitli isimler verildi. Aşağı yukarı hepsini denedim. Sonunda çözümü buldum. LifeCo’dan Ortopedik Manuel Terapi uzmanı Dr. Gürsel Velioğlu, tam umudumu kesmişken imdadıma yetişti. Benim sorunum duruş bozukluğu, vücudu yanlış kullanma, stres ve sabit ve uzun süreli masa başında aynı işi yapmaktan kaynaklanıyor. Tıpkı milyonlarca insan gibi...
Dr. Gürsel, manuel terapiyi hocası ünlü Karel Lewet gibi fizyoterapiye alternatif ve bıçaksız cerrahi metodu olarak tanımlıyor. Bilimsel etkinliği kanıtlanmış olan bu yöntem canım Türkiyem dahil, kayıtlı 32 ülkede 25 bin hekim tarafından hastalarına uygulanıyor. Ortalama tedavi 8 seans ancak ilk seansdan sonra etkisini hissedebiliyorsunuz. Tedavi sırasında ağrı yok. Herhangi bir yaş sınırı yok. Yan etki diye bir şey yok.
Bu satırları hem hayat kalitemi arttıran doktoruma teşekkür etmek, hem de beni iyileştiren yöntemi aynı dertten muzdarip okurlarımla paylaşmak için yazdım. Bir an önce ağrıdan sızıdan kurtulup sağlıklarına kavuşmaları umut ve dileğiyle... Çünkü bu bel ve boyun ağrıları öyle lanet şeyler ki çekmeyen bilmez, çekenin halinden de anlamaz. Bilmem anlatabiliyor muyum?

Temel 1
Rize de uzun evliliğin sırrı konulu seminerde 50 yıllık evli Temel diyor ki: "Eşime hep iyi davrandım, onu hep memnun ettim. En önemlisi de 25. evlilik yıl dönümümüzde onu Amerika"ya götürdüm.” “Peki 50. yıldönümünüzde ne yapacaksın” diye sorarlar. "Gidip geri getireceğim..."

Temel 2
Karadeniz"in bir ilçesinde boş arazide bir çukur varmış. Bu çukura yanlışlıkla çok kişi düşüyor ve yaralanıyormuş. Çözüm olarak Fadime demiş ki: "Bir ambulans kiralayalım ve çukura yakın bir yerde beklesin, düşen olunca hemen hastaneye götürsün." Dursun itiraz etmiş: "Ha uşağım bu ambulans hastaneye ulaşamadan Allah göstermesin kötü bir şey olur... En iyisi biz bu çukurun yanına bir hastane yapalım." Bir köşede konuşmaları dinleyen Temel dayanamamış: "Ula uşaklar sizin gibiler yüzünden bu Karadenizlilerin adı çıkıyor. Kafanızı çalıştırın biraz. Buraya bir ambulans getirmek yada hastane yaptırmak çok pahalı olur. En iyisi biz bu çukuru kapatalım. Hastanenin hemen yanına bir çukur açalım."

Sarışın
Sarışın kadın yanmış iki kulağıyla doktora gider.
Doktor; "Kulaklarına ne oldu". Sarışın; "Ütü yapıyordum ve telefon çaldı. Ben de telefon diye ütüyü koydum kulağıma." Doktor; "Peki öteki kulağına ne oldu?" Sarışın; "Lanet olası tekrar aradı..."

DİĞER YENİ YAZILAR