Türk Dil Kurumu durduk yerde harikalar yaratıyor.
Önce ‘Selfie’ kelimesinin Türkçe karşılığını ‘Özçekim’ olarak belirlediler.
Şimdi de ‘müsait’ kelimesinin anlamlarından birini "Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen kadın" olarak tanımlamışlar.
Selfie’yi anlarım. Yabancı ve yeni bir kelimedir.
Müsaiti anlamam! Çünkü ne yabancı ne de yenidir.
TDK’dakiler herhalde sıkıntıdan eldeki sözcüklerle uğraşmaya başladı.
Ya eski kelimelere yeni anlamlar yükleme konusunda çalışmalar yapıyorlar.
Ya da müsaitin İngilizce karşılığı ‘available’ kelimesinin çoklu anlamından bunu çıkardılar. Hergün yeni bir şey öğreniyoruz.
Bir kadına müsait olup olmadığını sormanın ayıp olabileceği aklımın ucundan geçmezdi. Ya da bir kadın "müsait değilim" diyorsa başka biriyle flört ediyor mu demek oluyor?
Biz Türk erkekleri zaten doğuştan şüpheciyiz.
Kadın müsait olmadığını söyleyince "Bana müsait değil ama başkasına müsait" diye düşünmez miyiz?
Hanımlar!
Bundan böyle müsait olup, olmadığınızı söylemeden önce iki kere düşünün.
Hatta en sağlamı müsait kelimesini sözcük hazinenizden tamamen kaldırın.
‘Müsait misin?’ diye soran kendini bilmez adamlara da tokadı patlatın.
Başka çare kalmadı!
Nerde eski Yeşilçam?
Yeşilçam’ın duayenleri Ediz Hun, Filiz Akın ve Türkan Şoray bir tanıtım gecesi biraraya gelmiş.
Onları görmek çok ferahlatıcı. Eski Türk filmleri gibisi yok.
Yeşilçam günlerinin Cüneyt Arkın, Ayhan Işık, Göksel Arsoy, Kadir İnanır, İzzet Günay, Eşref Kolçak, Tarık Akan, Tamer Yiğit, Ekrem Bora, Engin Çağlar, Kartal Tibet, Salih Güney, Fikret Hakan, Murat Soydan gibi jönlerinden eser kalmadı.
Belgin Doruk, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Necla Nazır, Gülşen Bubikoğlu, Hale Soygazi, Arzu Okay, Harika Avcı, Leyla Sayar, Selma Güneri, Banu Alkan, Müjde Ar, Perihan Savaş, Neriman Köksal, Nilüfer Aydan gibi jön-damlar tarihe karıştı.
Kemal Sunal gibi bir komedyen yetişmiyor.
Horoz Nuri Vahi Öz’ler artık yok.
Yılmaz Güney gibisi bir daha gelmedi. Behçet Nacar gibi parçalayan bir kötü adam da yok.
Erol Taş, Bilal İnci, Hayati Hamzaoğlu, Ahmet Tarık Tekçe, Hüseyin Peyda, Kazım Kartal, Aliye Rona, Kenan Pars, Lale Belkıs, Nuri Alço, Önder Somer, Sevda Ferdağ, Suzan Avcı, Turgut Özatay, Coşkun Göğen, Yıldırım Gencer’ler gibisi de yok.
Kadir Savun, Hulusi Kentmen, Nubar Terziyan gibi babacanlar kalmadı.
Sadri Alışık gibi halkın ciğerini okuyan Turist Ömer’lere hasret kaldık.
Unuttuklarım olduysa affola.
Nerde eski Yeşilçam?
Erkeğin güzeli başa bela!
Rus model Irina Shayk olağanüstü güzel bir kadın.
Tek şansszılığı olağanüstü güzel bir erkekle birlikte olması.
Real Madrid’in Portekizli futbolcusu Christiano Ronaldo çok yakışıklı bir erkek.
Aynı zamanda son derece varlıklı ve popüler.
Nereye gitse kadın erkek herkesin ilgi odağı oluyor.
Irina Shayk uzun yıllar birlikte olduğu Ronaldo’dan ayrıldıktan sonra kendini bulduğunu iddia etmiş.
"Eğer yanlış adamın yanındaysanız kendinizi çirkin hissediyorsunuz. Ben de Ronaldo’nun yanında kendimi çirkin ve güvensiz hissediyordum" demiş.
Irina Sahyk da bunu diyorsa diğer kadınların hiç şansı yok.
Erkeğin güzeli başa bela!
Hep aynı Arda...
İnsanlar genelde şan, şöhret, para, pul sahibi olunca değişir.
Bayrampaşa’lı Arda Turan için bu geçerli değil.
Dünyanın futbol cenneti Madrid’de top koşturuyor ama her fırsatta İstanbul'da.
Tatillerinde Ibiza’ya gidip eğlenebilir ama o ya Çeşme’de ya Bodrum’da.
Muhiti genişledi ama arkadaşları değişmedi.
Ya Acun ya Burcu Esmersoy’la takılıyor.
İstikrar dediğiniz budur işte.
Arda, hep aynı Arda.