Klasik müziğin süperstarı Türkçe sound’lar çalacak

Haberin Devamı

29 Kasım’da İstanbul’da vereceği konsere 16 tır ve 300 kişilik bir ekiple gelen ünlü keman virtüözü André Rieu, şu an Türkçe ezgileri araştırıyor
ve ‘İstanbul’da bilinen Türkçe sound’lara da yer vereceğim’ diyor.




Müzisyen olarak kariyerinizin en zor ve en muhteşem anları neler oldu?

Bu konuda çok şanslı bir adam olduğumu düşünüyorum, müzisyenliği hiçbir zaman kendim için zor bulmadım. Kendimi çok iyi hissetmediğim zamanlarda bile sahneye adım attığımda direkt olarak daha iyi hissetmeye başladım hep. Müziğin benim üzerimde iyileştirici bir etkisi var. Eğer dinleyicilere soracak olursanız onlar da aynı şeyi söyleyecektir.

Klasik müziğin içinde olmak izole bir yaşam gerektiriyor mu?

Her gün pratik yapmanın bana zor geldiği oluyordu çocukken. Babam bir orkestra şefiydi, evde tam altı çocuktuk ve herkes çeşitli enstrümanlar çalardı. Yani aslında kaçış yolum yoktu. Şimdi müziksiz bir hayat düşünemiyorum.

İstanbul repertuarınız nasıl?

Türk müziğinin sound’undan hoşlanıyorum hakkında çok fazla şey bilmeme rağmen. İstanbul konserinde bazı bilinen Türk soundları’na da yer vermek istiyorum. Çalacaklarımız için bir araştırma yapıyoruz.

Kariyerinizle ilgili en çılgın hayaliniz nedir?

Ayda konser veren ilk müzisyen olmak isterdim. Ancak bu gerçekleşene kadar İstanbul’da çalacak olmaktan mutluluk duyuyorum.

Bilim dünyası da onun peşinde...

Verdiği konserlerde 50-60 bin kişi tarafından izlenen Rieu’nün neden bu kadar popüler olduğunu ve dünyanın dört bir yanında salonları nasıl doldurduğunu, kısacası başarı sırrını çözmek için Maastricht Üniversitesi’nden 5 araştırmacı iki yıl boyunca inceleme yapacaklarını açıkladı. Geçtiğimiz hafta başlatılan 500 bin Euro’luk bütçenin ayrıldığı araştırmada Rieu’nün yüksek ve popüler kültür arasındaki uçurumun kapatılmasındaki rolü de ele alınacak. Dünyanın en çok kazanan klasik müzik sanatçılarından olan Rieu, servetinin bir kısmını Marlinspike Hall’deki Maastricht Kalesi’nde, Üç Silahşörler’den D’Artagnan’ın evinde yaşıyor. Bunu ise şöyle anlatıyor: “Çocukken Tenten’in çizgi romanlarını okurdum. O hikayelerde hep bir kale vardı. Her zaman o kale gibi bir kaleye sahip olmak istedim. Kelebekleri çok sevdiğim için bahçemde bir de kelebek evim var.”

DİĞER YENİ YAZILAR