İvana"dan evlilik dersi

Haberin Devamı

İthal ikoncan İvana son derece hırslı ve başarılı bir kadın. Hayatta ne istediğini çok iyi biliyor. Almasını da biliyor. Önce mankenlik yapmak için dünyanın en güzel ülkesi canım Türkiyem’e geldi. Sonra kendisine eş olarak varlıklı bir ailenin veliahtını buldu. Hiç vakit kaybetmeden bir erkek çocuk doğurdu ve geleceğini sağlama aldı. Kocasının geniş çevresi sayesinde sosyeteye girdi. Çarpıcı fiziğiyle dikkatleri üstüne çekti. Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan her açılış ve davette boy gösterdi. Kameralarla cilveleşti. Seksi pozlar verdi. Kısa bir süre içinde magazin fotoğrafçılarının rüyası haline geldi. Hergün bir gazete veya ilavede resmi çıktı. Reklamını o kadar güzel yaptı ki isminden bir marka yarattı. Mayo koleksiyonu, defileler, Nişantaşı’nda butik, televizyon programında jüri derken yıldızı parlamaya başladı. İvana çok da akıllı bir kadın. İki ayağının üzerinde durabileceğini sezdiği anda kendisini aldatırken paparazzilere yakalanan kocasına boşanma davasını açtı. Dışarıdan görüldüğü kadarıyla işin özeti bu...

İvana, sadece görsel olarak değil, söyledikleriyle de ilgi odağı olmayı başarıyor. Geçenlerde, verdiği bir röportajda ‘’Ben yine evlenebilirim. Türk, yabancı veya zenci olması önemli değil’’ demiş. Kadındaki kararlılığa bakar mısınız? Daha boşanmadan tekrar evlenmeyi düşünüyor.

Üstelik fazla seçici de davranmıyor. Kim olursa olsun gibi bir havada. Ama işin aslı öyle değil. İvana’nın bu saatten sonra evleneceği adamın zengin olması gerekiyor. Ancak ne olursa olsun İvana bu tavrıyla hiçbir kısmetini beğenmeyen ve her erkekte bir kusur bulan bekar kadınlara da iyi bir ders vermiş oluyor. Fazla ince eleyip sık dokursanız evde kalırsınız mesajını veriyor. Bence İvana ekranda bir evlilik programı sunsun.

Hayata bakış tarzı ve birikimiyle çok başarılı olur. Hem kocayı bulmasını biliyor hem de zamanı geldiğinde bırakmasını...

Daha ne olsun? Parmak arası terlik

Galatasaray’ın karizmatik Teknik Direktörü Fatih Terim, moda eğitimi alan kızı Buse’nin hatırına gardırobunu deşifre etmiş. Güneş gözlüğünü gömleğinin yakasına takarak yeni bir akım başlatan ve ayakkabıları önemli bir aksesuar olarak gören Fatih Hoca, parmak arası terlikten hoşlanmadığını söylemiş. Ben de yüzde yüz aynı fikirdeyim.

Parmak arası terlikler bana göre nedense erkeklerde ters duruyor. Kadın terliği giymiş gibi. Hele Fatih Hoca gibi Adanalı maçolara parmak arası terlik asla olmaz. Ne kadar Milano’dan alışveriş yaparsan yap, bazı şeyler değişmez. Fatih Hoca gayet şık giyiniyor. Vücudunun yapısına giydiklerini yakıştırıyor. Parmak arası terlikler uzun bacaklı ve ayakları ince olan erkeklerde sırıtmıyor. Örneğin Kıvanç Tatlıtuğ’da. Ancak aşağı yukarı aynı cüsseye sahip olan Kenan İmirzalıoğlu’nda sırıtabilir. Aslında erkeklerin parmak arası terlik giymesi artık çok normal. Hatta piyasada parmak arası olmayan plaj terliği bulmak zor. Gözümün önüne bir başka Fatih, slip mayosuyla sevgili Fatih Ürek ve parmak arası şıpıdık terlikleri geldiği sürece modası ne olursa olsun terlik zevkimin değişeceğini sanmıyorum. İçimden bir ses Fatih Hoca için de durumun aynı olduğunu söylüyor!

4 kadınla küvette

Hollywood’un ünlü çifti Ashton Kutcher ve Demi Moore’un boşanmak üzere olduğu söyleniyor. Melek yüzlü aktör Ashton, kendisinden 15 yaş büyük seksi eşi Demi’yi 6. evlilik yıldönümlerinde bir otel odasında verdiği partide 23 yaşındaki bir genç kızla aldatmış. Bu arada partide dört kadınla birlikte çırılçıplak küvete girerek iyice dağıtmış.

Ashton’un Demi’yi aldattığı Sara Leal isimli Kaliforniyalı güzel de macerasını anlatmak için 250 bin dolarlık bir bedel istiyormuş. Uzun yıllar Los Angeles’da yaşamış biri olarak bu yaşananlardan hiçbiri bana anormal gelmedi.

Kız arkadaşını çırılçıplak girdiği Ashton’un küvetinden almaya giden arkadaşının tepkisizliği bile California’dakilerin aşırı rahat ve serbest hayat tarzı içinde doğal bir reaksiyonmuş gibi geliyor. Bu olayın en ilginç tarafı bebek yüzlü masum çocuk olarak tanıdığımız Ashton Kutcher’ın kabuğundan çıkıp asıl yüzünü göstermesi. Tam da başrolünü kaptığı ‘Two And A Half Man’ dizisinin başladığı bir dönemde... Ashton’un dizideki karakteri de evin içinde anadan doğma dolaştı ve iki kızı koluna takıp odasına gitti. Yani 4 kadınla küvete giren gerçek hayattaki Ashton ile dizide canlandırdığı karakterin pek farkı yok. Ya da Ashton reyting uğruna öyle düşünmemizi istiyor. Uslu çocuk imajını dizinin tutması uğruna feda ediyor.

Televizyon izleme rekoru

Hollanda’da ekran karşısında 87 saat geçirerek gayrı resmi bir dünya rekoru kırmışlar. Canlı yayında 55 yarışmacı en uzun süre televizyon izleyen kişi olmak için ter dökmüş. Perşembe sabahı başlayan izleme maratonu Pazar akşamı sona ermiş. Yarışma sırasında sadece kısa süreli ihtiyaç molaları vermişler. Uykuya direnerek en fazla televizyon izleyen yarışmacı ödül olarak Hollywood’a gitme hakkı kazanmış. Yarışmacılara son 60 yılın televizyon programlarından kesitler izletilmiş. ‘İzleyen Son Adam’ isimli canlı şov bizde yapılsa sonuç ne olurdu? Kemal Sunal filmleri ve Çocuklar Duymasın dizisinin tekrarlarında olduğu gibi başka hangi millet ekran karşısında bizim kadar çok vakit geçirebilir? Yeni bir araba sahibi olacak diye günlerce ellerini alışveriş merkezindeki arabadan çekmeyen yarışmacıları nasıl unuturuz? Bizdeki şovlar da Hollanda’dakilerden eğlencelidir. Bu rekor denemesini bir de biz denesek... Bizde bu rekoru farkında olmadan kıran izleyiciler vardır. Getirin uzaktan kumandaları. Yarış başlasın!

DİĞER YENİ YAZILAR