İsrail’e çifte nota

Haberin Devamı

Devletin kanalı TRT’de yayınlanan ve İsrail askerlerinin Gazze’de uyguladıkları şiddeti yansıtan “Ayrılık” isimli bir dizi yüzünden İsrael bize “Nota” vermiş.

Ben de burdan bir Türk vatandaşı olarak İsrail’e bir değil iki nota veriyorum.

Birinci nota: “Bugüne dek Yahudilere yapılan katliamı konu alan sayısız film yapıldı. Bunların arasında ünlü Yahudi yönetmen Steven Spielberg’in 7 Oskar ödüllü 1993 yapımı ‘Schindler’in Listesi’ gibi dünya çapında izlenen başyapıtlar oldu. Kimse sesini çıkarmadı.

Size karşı yapılanları her fırsatta dünyaya göstermek istiyorsanız, o zaman arada bir sizin yaptıklarınızı da göstermelerine göz yumacaksınız. Ayrıca TRT bizim ülkemizde izlenen bir televizyon kanalı değildir. Gocunduğunuz diziyi kimse izlemiyordu. Reytingleri yerde sürünüyordu.

Şimdi sizin ‘Nota’ vermeniz sayesinde meraktan hep birlikte izleyeceğiz. Ben Yahudileri daha akıllı bilirdim.”

Belki bu Nota’dan anlamazlar diye her ihtimale karşı ikinci bir ‘nota’ veriyorum: “Do, Re, Mi, Fa, Sol, La, Si, Do” Şimdi ödeştik!

Milli Takım formülü

Dünyanın en rahat işlerinden biri olan Milli Takım Teknik Direktörlüğüne herkes aday. Rahat diyorum, çünkü az maç oynuyorsunuz çok para kazanıyorsunuz. Siz bakmayın Fatih Terim’in şikayetlerine.

Görevi sırasında diken üstünde oturmasının nedeni kendi egosu ve asabiyeti. Yoksa Fatih Hoca, bu işten çok iyi para kazandı. Aylık maaşı çok konuşuldu.

52 ay içinde Milli Takımımızın oynadığı 57 karşılaşma için maç başı aldığı para meslektaşlarının ağzını sulandırdı. Onun için deneyimli, deneyimsiz, başarılı, başarısız hepsi bu göreve talip. Benim Milli Takım için başka bir formülüm var.

Futbol Federasyonu, teknik direktör olarak kimseyi başa getirmesin. Takım her maç öncesi kamuoyunda “sms” ile yapılan bir anket sonucuna göre oluşsun. Federasyon “sms” gelirinden kübünü doldursun. En çok oyu alan futbolcular ilk onbire girsin. Diğerleri yedek otursun. Nasılsa bizim ülkede 7’den 7’e herkes futboldan anlıyor. Futbolcular daha da iyi anlıyor. O yüzden hocalarını dinlemeyip sahada hep bildiklerini okumuyorlar mı? O zaman bırakın istedikleri gibi oynasınlar. Yorulan yerini yedeğine bıraksın. Bunun karşılığında da teknik direktöre verilen para futbolculara dağıtılsın. Bakın işte o zaman bizi çok zor yenerler. Zaten sonuç ne olursa olsun kimse sesini çıkartamaz. Ağzını açan olursa karşısında o kadroyu oylarıyla seçen kamuoyunu bulur. Futbolcular ermiş muradına, biz çıkalım dünya kupalarına!

Gazeteci Ahmet Hakan’ın ilklemeleri

BİR: Sürrealist köşe yazarı ve “90 Dakika” emeklisi, Alaçatı gurusu, 35 plakalı Haşmet Babaoğlu’nun Nişantaşı’nda uğruna kafe bastığı ilk gazeteci olmak...

İKİ: Kendi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ile Umre’ye gitmiş ve onun arkasında deveye binmiş fotoğrafı çekilen kolu alçılı ilk gazeteci olmak...

ÜÇ: Oray Eğin’in “Ya Şimdi Ya Hiç” isimli televizyon programında Hülya ve Helin Avşar kardeşlerin arasında iki ayağı çorapsız oturan ilk gazeteci olmak...

DÖRT: Ajda Pekkan konserini, Hasankeyf’te poşuya sarıp sarmalanmış patronu Ertuğrul Özkök ile en ön sıradan izleyen ilk poşusuz gazeteci olmak...

BEŞ: Mütevazı fiziki görünümüne rağmen karşı cinsin en iddialı güzelleriyle bir şekilde sürekli birlikte olmayı başaran ilk kırçıllı sakallı gazeteci olmak...

DİĞER YENİ YAZILAR