Köşe yazarları için bazı konular vardır.
Yazmadan duramazlar.
Bu da onlardan biri.
Hülya Avşar’ın Antalya Altın Portakal Film Festivali jürisi başkanı seçilmesi herkese dert oldu.
Önüne gelen bu konuda yazdı ve söyledi.
Hemen hemen her zaman her şeye muhalif olan usta oyuncu Levent Kırca, Hülya’nın başkan olmasına tahammül edemeyip jüriden ayrıldığını açıkladı.
Onun o jüride zaten ne işi vardı?
Levent Kırca’nın oynadığı filmlerden bir tanesini bile hatırlayan var mı ?
Jüri üyeliğinden Hülya yüzünden çekildiği iddia edilen sanatçı Kutluğ Ataman ise iddiaları reddedip olayı geri kalmış ülkenin cahil aydın snobizmi olarak yorumladı.
Reklamcı Ali Taran ile evliyken Hülya’ya atıp tutan hatta mahkemelik olan Ayşe Özyılmazel, bu sefer ‘Yürü be koçum’ diye ona destek çıktı.
Hülya Hanım’ı Jüri Başkanı seçen festivalin Genel Koordinatörü Göksel Bey, “Hülya Avşar ile festivalin magazinsel bir kimliğe kavuşacağı iddiası yüzeysel bakışlı bir önyargıdır ‘’dedi.
Ancak bu sözleri söylediğinde magazin gündemi bu olayla çalkalanıyordu.
Yani sizin anlayacağınız her kafadan farklı bir ses çıktı.
Ben de doğal olarak konuya maydonoz olmak istedim.
Hülya Avşar’ın son zamanlarda tüm kredisini tüketmiş Antalya Film Festivali’ne cismiyle ve ismiyle yaptığı ve yapacağı katkıyı kimse inkar edemez.
Hülya’nın sayesinde bu yıl festivalde hangi filmler yarışmış kimler kazanmış merak edilecek.
Medyada isimleri geçtiği için bu filmler belki sinemalarda gösterime girecek ve gişe yapacak.
Ödül alanların bile tavır ve giyimleriyle ciddiye almadığı festivali noktalayan tören birdenbire önemsenecek.
Hülya’nın jüri başkanlığı bile adındaki portakalın altınından başka gözle görülür hiçbir değeri kalmamış Antalya Film Festivali’ni kurtarmaya yetmeyebilir.
Bence her ihtimale karşı yanına Acun’u da alsın!
Musti Bond
Mustafa Sandal yeni klibi için James Bond olmuş.
Ünlü popçu ‘’Kısa bir film çektik’’ diyor.
Filmi bilemem ama Musti’nin kısa bir Bond olduğu kesin. Musti, bir süredir Hollywood artisti havalarında.
Her fırsatta kamera karşısına geçmeye bayılıyor.
Reklam filmlerinden sonra TRT’de yayınlanan bir komedi dizisinde ve Mahsun Kırmızıgül’ün ‘New York’da 5 Minare’ filminde rol aldı. Aslında oyunculuğu en az şarkıcılığı kadar iyi bile denebilir.
Musti’nin tıpkı ünlü Amerikalı komedyen Mike Myers’ın ‘Wayne’s World’ isimli unutumaz filmindeki gibi kendine özgü bir dünyası var.
‘Musti’s World’
Musti, bu dünyada kendine göre bir jargon yaratmış durumda. Medyaya verdiği demeçlerden ve röportajlarından bu hemen belli oluyor. Sevgili kuzenim Arif anlatıyor...
Geçen Pazar akşamı Dalaman’dan İstanbul’a uçarken hemen önündeki sırada Musti varmış.
Tam kalkışdan önce cep telefonuyla birini arayıp ‘’Karizma is boarding’’ diye bir laf etmiş. Böylesine uçuk bir lafı zaten ancak nev-i şahsına münhasır jargonu olan Musti söyleyebilir. Minare filminden hatıra kalan haşin bakışlarıyla elinde tabancayla poz veren Musti’nin James Bond jargonu nasıldır acaba?
My name is Bond...
007 Musti Bond...
Karizma is Bonding!
Reklam dediğin...
Televizyon reklamlarında oynayan ünlü isimler bir yere kadar etkili oluyor.
Tüketiciler ünlülerin oynadığı reklamlardan çok inandırıcı olanlara prim veriyor.
Özellikle rekabeti sınırsız GSM reklamlarında.
Ata Demirer, Şahan Gökbakar, Şafak Sezer gibi ünlü komedyenlerle senaryo iyiyse gülüyoruz.
Ama çoğu zaman verdikleri mesaj güme gidiyor.
Bir süre sonra hangi ünlünün hangi GSM firmasının reklamını yaptığını bile karıştıranlar oluyor.
En iyi reklam bence en inandırıcı olan reklamdır.
Hikaye yazılmış değil yaşanmış olunca değer kazanıyor.
Örneğin, geçenlerde denizde teknesi alabora olduktan cep telefonundan sahil güvenliği arayıp yardım isteyen genç kızın hikayesi.
Hayat kurtaran bir GSM markası.
Denizin ortasında bile çekiyor.
Her zaman her yerde imdada yetişiyor.
Reklam dediğin işte böyle olur!
Bavul canavarları
Sizi bilmem ama ben uçakla seyahat ederken en çok bavulumun kaderini merak ederim.
İçinde değerli birşey olmasa da o bavul benim özelimdir. Yaşantımın bir parçasıdır ve bana aitir.
O yüzden bavulumun başına talihsiz birşey gelirse bozulurum. Şarkıcı Murat Boz ile 6 yıllık sevgilisi ve menajeri Eliz Sakuçoğlu’nun Hindistan’a giderken bavulları açılmış.
Takıları çalınmış. Şampuanları dökülmüş. Her taraf berbat olmuş.
Bavullarda sıvı ve kıymetli eşya taşımak iyi fikir değil. Kontrolünüzde olmayan birşeyin içini dikkatli doldurun. Yoksa yolunuz Hindistan’a filan düşerse pişman olursunuz.
Hülya yetmeyebilir
Haberin Devamı