Hande Yener 2 hafta önce genç nişanlısı Ümit Cem Şenol’dan 3. kez ayrıldığını söylemişti.
Hatta bir konserinden sonra ‘’Aşkta başarısızım duygusal hayatım çöküntü içinde’’ demişti.
33 yaşındaki yakışıklı model Ümit Cem Şenol 45 yaşındaki ünlü popçuyla ayrılığının ardından efkar dağıtmak istemiş.
Öğle saatlerinde gittiği AVM’de akşama kadar mağazaları dolaşıp bol bol alışveriş yapmış.
Kendisine 4 bin TL harcadıktan sonra aklına Hande’ye de bir hediye almak gelmiş.
Bir darılıp bir barıştığı nişanlısına paraya kıyıp 1000 TL’ye çok güzel bir çanta almış.
Tüm ödemeleri de Hande’nin kredi kartıyla yapmış.
Hangisini kutlamamız gerektiğine karar veremedim.
Defalarca ayrıldığı nişanlısından kredi kartını geri almaya gerek duymayan cömert popçu Hande Yener’i mi?
Yoksa eski nişanlısının kredi kartını kullanmaya devam etmekten gocunmayan model Ümit Cem Şenol’u mu?
Bence ikisini birden.
Bu devirde böyle uyumlu ikili zor bulunur.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
Söyleyecek laf yok.
Alan razı veren razı.
Verenin haberi olmasa bile.
Ekmek elden su gölden.
Kredi kartı Hande’den!
Hayat hiç kolay değil. Sorular zorlar, oturmak insanı yorar!
‘Kim Milyoner Olmak İster’ yarışmasının sempatik sunucusu Murat Yıldırım çekimlerin çok yoğun geçtiğini ve yorulduğunu söylemiş.
Oturduğun yerden sorular sormak hiç kolay değildir.
Beynini çalıştırmaya gerek yoksa işin daha da zordur.
Hele benim gibi süper hiperaktif birini perişan eder.
Murat Yıldırım gerçi arada bir ayağa kalkıp oturuyor.
Ama beynini çalıştırmasına gerek kalmıyor.
Cevapları bilse de bilmese de fark etmiyor.
Yarışma sürekli aynı tempoda devam ediyor.
Müdahale etmesi gereken bir durum da yok.
Yarışmacılardan biri gidiyor diğeri geliyor.
Kurallar aynı, format aynı, sadece sorular farklı.
Doğru cevabı bilip bilmemesi önemli değil
Soruları ve seçenekleri düzgün okuyabilmesi yeterli.
Murat da sonuçta boş adam değil.
Oyunculuk deneyimi var.
Filmlerde dizilerde oynamış.
Rol kesmesini replik ezberlemesini öğrenmiş.
Bu yarışmada o yeteneklerine de ihtiyacı yok.
Zaten yarışmacıların çoğu kast şirketinden yollanmış figüranlar gibi duruyor.
Sunucu da sanki onlarla son derece basit kurgulanmış bir senaryoyu oynuyor.
Yorgunluktan yakınacak ne var diyeceksiniz.
Var işte.
Oturduğun koltuk sana büyük geliyorsa kamera yakalar.
Genel kültürün eksikse önüne gelen her soru seni zorlar.
İfadesiz bir surat takınıp yerinde oturmak da insanı yorar!