Derbi pazarında şanslar eşit değil

İki ezeli rakip Fenerbahçe ile Galatasaray’ın bugün derbi maçı var.

Genelde iki büyük takımın arasındaki maçlarda peşin favori olmaz. Oyuncular, yöneticiler, taraftarlar, hepsi otomatikman motive olur.

Karşılaşmayı kazanmak için her zamankinden daha çok gayret eder. Derbi maçlarının sonucunu kestirmek zordur.

Çünkü şartlar ne olursa olsun şanslar eşittir.

Bugün değil!

Galatasaray 16 yıldır Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda Fenerbahçe’yi yenemiyor.

Nedeni bilinmiyor.

Sanki bir büyü var.

Sarı kırmızılı futbolcular da bunun farkında.

Yerlisi, yabancısı, eskisi, yenisi, çaylağı, deneyimlisi normal oyununu oynayamıyor.

Özgüven gidiyor, ayaklar dolanıyor ve mutlaka skoru etkileyecek bir hata yapıyor.

En güvenilir olanı bile.

Hocaların hocası Fatih Terim bile o stadda kariyerinin en ağır yenilgisini aldı.

UEFA Kupası’nı kazanması kadar 6-0’lık tarihi yenilgiyle de anılmaya başlandı.

Derbi Pazarı bakalım bu kez neler getirecek?

16 yıllık gelenek devam mı edecek?

Yoksa Galatasaray nihayet şeytanın bacağını kırıp galip mi gelecek?

Haberin Devamı

İki tarafa da başarılar.

İyi olan kazansın diyeceğim.

Ama işin tuhafı Fenerbahçe kötü olduğunda da bir yolunu bulup kaybetmiyor.

Derbi pazarında şanslar eşit değil

Sosyal medya delileri

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre günün en az 3 saatini Facebook, Twitter gibi sosyal medya sitelerinde geçiren çocukların akıl hastalığına yakalanma riskinin daha yüksek olduğu ortaya çıkmış.

İstatistiklere göre her 100 çocuktan 8’i tehlike sınırındaymış.

İngiliz çocukların sosyal medyaya olan merakını anlamak zor.

Bizdekiler daha çok bilgisayar oyunları oynuyor, chat yapıyor.

Canım Türkiyem’de insanların yaşı ilerledikçe sosyal medya tutkusu başlıyor.

Hatta bu bir süre sonra hastalık halini alıyor ve yavaş yavaş beyni sulandırıyor.

Sosyal medya delileri bizim buralarda çocuklar değil genelde yetişkinler oluyor.

İşin kötüsü sayıları gün geçtikçe artıyor.

İnanmıyorsanız Twitter’da bir turlayın.

Ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız!

Derbi pazarında şanslar eşit değil

Vah hef vah

Playboy’un kurucusu, Hugh Hefner bu dünyada birçok erkeğin rüyasında bile göremediği bir hayat yaşadı.

Haberin Devamı

Etrafı sürekli birbirinden güzel tavşan kızlarla çevriliydi.

Hollywood’da dillere destan olmuş çılgın partiler verirdi.

İçinde kuğuların yüzdüğü havuza çırılçıplak kızlar atlardı.

Sunset Bulvar’ın üzerindeki süper lüks malikanesinde ünlü yıldızları ağırlardı.

Hef’in tüm yaşamı genç ve kusursuz vücuda sahip çoğu sarışın kadınlarla geçti.

Ancak her güzel şeyin bir sonu vardır. Hef yaşlandı.

89’una geldi.

Bu arada Hef fiziki, Playboy imparatorluğu da eski maddi gücünü kaybetti.

Hef Amca artık vaktini tavla oynayarak sakin bir şekilde geçiriyormuş.

Geri kalan bölümünde zaten uyuyormuş.

Tavşan kızlar artık onu cezbetmiyormuş.

Öldüğü zaman tabutunda ağzı kulaklarına varmış bir halde gömülecek tek adamdı.

Vah Hef vah!

Derbi pazarında şanslar eşit değil

Muzu kabuğuyla yemek

Muz kabuğunu tüketmek çok yararlıymış.

Besin ve vitamin açısından çok zenginmiş.

Yoğun lifi sayesinde tokluk veriyormuş.

Bu da kilo almayı önlüyormuş.

Ayrıca içeriğindeki B6 vitamini kişiye mutluluk veriyormuş.

Bugüne kadar muzun kabuğunu ya çöpe ya da yere atıp üstüne basıp düşmek için kullandık.

Haberin Devamı

Meğer ne kadar çok faydası varmış.

Benim yine de bu işe aklım pek yatmadı.

Hadi insanlar yararlarını keşfetmekte gecikti.

Maymunlar neden hala muzu soyup yiyorlar?

Onların bundan haberi yok mu?

Bir maymunun yaşamı boyunca yediği muz sayısıyla insanınki eşit değil herhalde.

Survivor adasında yaşamıyorsa insanların bu konuda maymunlara yetişmesi zor. Onun için maymunların yediğini görmeden muzu kabuğuyla yemek bence iyi fikir değil!

DİĞER YENİ YAZILAR