Deniz´in kızı

İş işten geçmeden...

Haberin Devamı

Manken Deniz Akkaya’nın, kızı kucağındaki fotoğraflardan ve kızının babası bir başka kadınla evli olan iş adamı Efe Önbilgin’le olan ilişkisine ait haberlerden bir süre uzak kalabilsek ne güzel olur. Geçtiğimiz hafta kızının ilk doğum gününü kutlayan Deniz Hanım, Efe Bey’in kızına karşı maddi ve manevi ilgisizliğinden şikayetçi. Gazetelerde çıkan haberler çelişkili. Bir yandan Deniz Hanım, “Efe kızı için 1 lira bile vermedi” şeklinde bir demeç veriyor. Öte yandan Efe Bey, bu konuyla ilgili “Deniz yalan söylüyor” diye onu tekzip ediyor ve çocuğunun annesini vicdansız olmakla suçluyor. Deniz Akkaya her fırsatta kızı Ayşe ile gündeme gelmeye başladı. Magazinciler de haber yokluğunda Deniz Hanım’la kızını baş sayfalara taşıyorlar. Ama artık yetti. Bizi düşünmüyorlarsa kızlarının geleceğini düşünsünler. Sorunlarını bir zahmet kendi aralarında halletsinler. Kızları Ayşe, ilerde ikisinden de hesap sormaya başlayınca yaptıklarından çok pişman olurlar.
Ama o zaman iş işten geçmiş olur. Deniz’in kızını Allah annesine, babasına ve tüm ailesine bağışlasın. Medya da lütfen onları haber yapmayıp, rahat bıraksın.

TRT’den küfür!

TRT 1 kanalında yayınlanan Stadyum programına elektronik postayla soru soran bir izleyiciye TRT’de çalışan kendini bilmez birileri küfürlü yanıt vermiş. Eski futbolcu, yeni yorumcu Hakan Şükür’ün TRT’den aldığı maaşı sorgulayan izleyiciye “Sanane gerizekalı; kıskançlık yapma i..e, seneye iki katını vereceğiz” diye cevap yollamışlar. Hakan Şükür’e verilen paranın da Rıdvan Dilmen ve Mustafa Denizli’ninkilerle karşılaştırıldığında az olduğunu ilave etmişler... Vatandaşın ödediği vergilerle ayakta duran devlet televizyonunda çalışan birileri veya birinin bu kadar densiz ve terbiyesiz olduğuna inanmakta gerçekten zorluk çekiyorum. Dilmen ile Denizli’ye kaç para verirlerse versinler bize ne? Ücretleri işverenin cebinden çıkıyor. Ama TRT’de herkesin parasını ‘bandrol’ kod adı altında maalesef biz veriyoruz. Hıncal Uluç, TRT’yi yerden yere vurduğunda “Bir alıp veremediği var herhalde” diye düşünürdüm. Meğer az bile yazıyormuş. Hizmette sınır tanımayan ve sürekli kendilerini geliştirerek dünya çapında iddialı bir marka haline gelsinler. Ama nerede...

VIP kadınlar

Canım Türkiyem’de değişik sektörlerden tanıdığımız birbirinden değerli ve önemli kadınlar var.
Hepsi “Very Important Person” yani kısaca VIP denilen “saygın” statüsüne giriyor.

İşte Top Ten VIP kadınlar;

1- Betül Mardin: Dünya çapında bir değer. Yıllar onu gençleştiriyor. Akıllı, kaliteli ve başarılı. Branşının uzmanı dünya tatlısı örnek bir insan.
2- Oya Eczacıbaşı: Zarif duruşu, kültür ve sanat alanındaki fedakâr çalışmaları ile tam bir VIP hanımefendi.
3- Ümit Boyner: TÜSİAD Başkanlığını devraldığından beri bilinçli bir yapılanmaya girdi. Hükümet ile
iş adamları arasındaki dengeyi çok güzel kuruyor ve yönetiyor. İdeal bir kadın arıyorsanız Ümit Hanım’ı örnek alabilirsiniz.
4- Arzuhan Yalçındağ: TÜSİAD’daki görevini devretmiş olabilir ama VIP statüsünden hiçbir şey kaybetmedi. Eşi ve çocuklarıyla mükemmel bir aile tablosu çiziyor.
5- Selda Alkor: Türk sinemasının unutulmazlarından. Her zaman iyi işler yapıyor ve Yeşilçam’da VIP saygınlığını sonuna kadar hak ediyor.
6- Ajda Pekkan: Süperstar VIP olmayacak da kim olacak? Doğuştan VIP.
7- Filiz Akın: Kendine özgü güzelliği ve modası geçmeyen masumiyeti ile gönüllerimizde taht kuran Filiz Hanım, aynı zamanda mücadeleci bir ruha sahip çok cesur bir VIP.
8- Güler Sabancı: Sadece ülkemizde değil, dünyanın en başarılı kadın liderleri arasında.VIP’lerin de VIP’isi diye bir şey varsa Güler Hanım işte o.
9- Siren Ertan: Modacı Siren Ertan, çarpıcı güzelliği ve yaratıcılığıyla dikkat çeken, amansız hastalığı eşiyle birlikte yenmiş İzmir’den gelme bir VIP.
10- Ender Mermerci: Sosyete denilince Ender Hanım’ın yeri ayrı. VIP statüsü dünya jet setine kadar uzanıyor.

Twitcem’ler

* Necati Şaşmaz’ın Polat’tan başka rolde oynayamayacağını iddia edenler yanılıyor. İnşaat reklamında ne güzel yürüyor, gülüyor hatta dolap kapağı bile açıyor.

* Yetenek Sizsiniz’de 11 yaşındaki bir kız muhteşem bir sesle şarkı söyleyince Hülya Avşar ağladı. “Bunca yıl ben ne yapıyordum?” diye düşündü herhalde.

* Dün gece çılgın bir rüya gördüm. XL Rahşan Gülşan g-stringiyle bungee-jumping yapıyordu!

* Pazarları Sabah ile verilen New York Times, orijinalinin ilavelerinden bile ince!

* Yumurta protestosuna önlem arayanlar yumurtanın tanesini benzinin litresi kadar yapsınlar kimse el süremez.

* Yemekteyiz’in sponsoru programın insanlara sofra kurmayı öğrettiğini iddia etmiş. İyi de sofra terbiyesini unutturdu o ne olacak?

* Yılbaşına Bora Bora, Tahiti’de girmek istiyorum ama oraya gitmeye millerim yetmiyor ancak Bor’a kadar gidebiliyorum.

* Lale Devri’nde rol alan Serenay Sarıkaya’nın “Daha çok küçüğüm” deyip 35’lik vamp kadınlar gibi seksi poz vermesi komik.

* Yumurtanın silah olarak kullanıldığı bir ülkede omlet ve menemen valilikten özel izin alınarak yapılmalı.

* İstanbul’un sosyetik güzelleriyle gönül eğlendiren Cem Uzan’ın kaçak olarak gittiği Paris’te geçirdiği zamana “Av Mevsimi” denir.

DİĞER YENİ YAZILAR