Kate Moss ve Naomi Campbell Bodrum’un müdavimi oldular. Her fırsatta sessiz sedasız kapağı Bodrum cennetine atıyorlar.
Denize giriyorlar, güneşleniyorlar, dinleniyorlar.
Bir de ordaki ünlü detoks programlarına katılıp bedenlerini arındırıyorlar.
Ülkelerine döndüklerinde ise normal yaşantılarına kaldıkları yerden devam ediyorlar.
Ancak ne kadar detoks yaparsan yap kötü alışkanlıklardan kurtulmak zor.
Üstelik günlerce aç kalınca mantıklı düşünme yeteneğini de kaybediyorsun.
Nitekim Kate Moss, son Bodrum dönüşünde uçakta cebindeki votka şişesini çıkartıp kelimenin tam anlamıyla dağıtmış. Sarhoş olup, kargaşa yaratmış.
Yolcuların tepkisiyle karşılaşmış.
Londra’daki Luton Havaalanı’na indiklerinde uçaktan polis eskortuyla alınmış.
Detoks kampında yağsız, tuzsuz, şekersiz, kalorisiz, ideal şekilde besleniyorlar.
Çim suyu filan içiyorlar.
Vücutlarını temizliyorlar.
Sonra çıkınca sapıtıyorlar.
Bodrum’daki bir haftalık detoksun yararı bir şişe Rus votkasıyla uçup gidiyor!
Beren buraya yumruk havaya
Kenan Doğulu ile Beren Saat birbirlerine çok yakışan bir çift. Boyu boyuna, yaşı yaşına, huyu huyuna, tipi tipine uygun türden.
Adeta birlikte olmak için yaratılmışlar.
Tıpkı Ken ve Barbi bebekler gibi.
Birbirlerine çok da aşıklar. Allah mutluluklarını bozmasın.
Hayranları da!
Kenan Doğulu seçimlerden sonra Kopenhag’a konser vermeye gitmiş.
Eşi Beren Saat de kendisine eşlik etmiş.
Konser meydanındaki kalabalık Kenan’dan çok Beren için tezahürat yapmış. Eski Fatmagül, müstakbel ‘Kösem Sultan’dan bir selam vermesini istemişler.
Ama Beren onlara bir el bile sallamamış. Hayranları büyük hayal kırıklığı yaşamış.
Yani ben bunu anlamakta zorlanıyorum. Beğendiğin şarkıcıyı izlemeye gidiyorsun. Oyucu eşi selam vermedi diye üzülüyorsun.
Danimarka’daki gurbetçilerimiz yine kibarmış. Beren’den sadece el sallamasını beklemişler.
Bizim burda olsa sahnenin ortasına çağırırlar, “Beren buraya yumruk havaya’’ diye tempo tutarlardı.
Gelene kadar da susmazlardı!
Hey gidi günler hey
Tarık Akan, eski Yeşilçam’ın en yakışıklı jönlerindendi. Uzun boyu ve saçlarıyla genç kızların yüreğini hoplatırdı.
Yıllar geçti.
Tarık Akan hâlâ yakışıklı bir adam.
Bir zamanlar sırım gibi delikanlıydı.
Şimdi yaşının gereği biraz göbeklenmiş.
Nerden biliyorsun diyeceksiniz.
Nişantaşı’nda bir mağazanın ortasında üstü çıplak yakalanmış da ordan. Tarık Bey kabine gitmeye üşenip aldığı gömleği uluorta deniyormuş.
Dışardan geçen biri de anı yakalayıp fotoğrafını çekmiş.
1970’lerde olsa kıyamet kopardı. Hayranları çılgına döner dükkanın camlarını indirip içeri girerdi.
2015’de mağazanın ortasında gömlek denedi diye minik bir haber olabiliyor.
Hey gidi günler hey!
