'Çocuklar Duymasın’ dizisinin reytinglerdeki başarısı verimi kısır dizi sektöründe yapımcıların eski popüler dizileri tekrar ekrana getirmelerine neden olabilir. Yeni bir diziyle risk almaktansa izleyicinin geçmişten bildiği ve sevdiği bir diziye yatırım yapmanın daha akıllıca olduğunu düşünebilirler.
Yaratıcılık konusunda sıkıntı çekilsin istemiyorum. Bu nedenle yeniden hayata geçirebilecekleri iki dizi önerisi veriyorum.
Asmalı Konak ‘New York’taki Kaçak Anıt’
Seymen Ağa ile Bahar, monoton hayatlarından, sürekli havada uçan renkli balonlardan sıkılır. Kapadokya’daki köşklerini bir Arap şeyhine satıp New York’a taşınır. Manhattan’da mütevazi ve sakin bir yaşama başlar.
Seymen Ağa bir süre sonra türkücülüğe merak sarar. New Jersey’deki Türklerin düğünlerinde, sünnet törenlerinde sahneye çıkar. Bahar, Saks Fifth Avenue mağazasının kozmetik reyonunda tezgahtarlık yapar.
Derken Ürgüp’teki ‘Asmalı Konak’ anıtının kaçak olarak ABD’ye getirilmesi ve olaya Seymen Ağa’nın isminin karışmasıyla her şey bir anda değişir. Seymen Ağa suçsuzluğunu kanıtlamak için mücadele verir. Entrika ve çatışmalar uluslararası boyuta yükselir. Daha sonra bu tuzağın Karadağ ailesinin can düşmanı Hamzaoğulları tarafından kurulduğu öğrenilir. Morali bozulan Bahar ünlü moda evi Dior’da çalışmak üzere Paris’e yerleşir. Metroda işe giderken kendisine ezelden beri hayran olan Yaman Bal’a rastlar. Yaman tüm sinsiliğini kullanarak Bahar’ı tuzağına düşürür. Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan Seymen Ağa ise büyük aşkı Bahar’ı Yaman’ın elinden kurtarmak için Suriyeli bir mülteci kılığına bürünüp Fransa’ya gelir.
Aşk-ı Memnu Bihter’in Hayaleti
Behlül, kendisine deli gibi aşık olan Nihal’in tüm çabalarına rağmen Bihter’in hayatına son verdiğini bir türlü kabullenemez. Tek başına Boğaz’da sandal gezileri yapar. Kürek çekip gökyüzüne bakar hayallere dalar. Bihter’i bir an için bile olsa aklından çıkaramaz. Rüyalarında hep Bihter’i görür.
Sonunda kendisini bir defaya mahsus olmak üzere affeden amcası Adnan Bey’in baskısıyla psikolojik destek almaya başlar. Ancak terapi seansları işe yaramaz. Behlül bu kez devamlı karşısında Bihter’in hayaletini görmeye başlar.
Onunla konuşur, dertleşir, yasak aşklarını anımsayıp göz yaşları döker. Durumun ciddiyetini fark eden Adnan Bey, forsunu kullanarak bir oda açtırır. Behlül’ü Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırır.
Behlül uzun bir tedavi sürecinden sonra iyileştiğini iddia edip hastaneden çıkar. Dışarı adımını attığı anda da Bihter’in annesi Firdevs Hanım’a koşar. Büyük bir heyecanla ‘’Bihter olmadı ablası Peyker’i bana verin’’ der. Dizi de böylece mutlu sonla biter!
Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı derler. Yağdı işte!