Yeşim Salkım’ın bugüne dek başından 5 evlilik geçti.
Uzun süreli ilişkiler yaşadı. Ancak hepsi hüsranla bitti. Yeşim güzel, hoş, hayattan keyif almasını bilen çok cazibeli bir kadın.
Yaşadığı aşklarda erkeğine kendisini iyi hissettirmesini bilen bir kadın.
Kadın gibi kadın dediklerinden.
Aşkı içten seven, aşksız yaşayamayanlardan.
Ne de olsa sanatçı.
Tıpkı söz yazarı Aysel Gürel gibi.
Rahmetli Aysel Hanım, bir televizyon programıma konuk olmuştu.
“Sizi nasıl tanıtalım?” diye sorduğumuzda “Aşkların Kadını deyin” demişti.
Yeşim de öyle.
Sevmek, sevilmek, aşkı doya doya yaşamak istiyor.
Uğruna elinden gelen fedakarlığı yapmaktan kaçınmıyor.
Bu arada içi sevgi dolu kalbi de hiç boşta kalmıyor.
5 ay önce biten beşinci evliğinden sonra yeni sevgilisiyle görüntülenmiş.
“Yeni yıla mutlu ve hızlı girdim. İnşallah böyle devam eder” demiş.
Partnerini nikah masasına oturtma konusunda açık olan kısmeti nedeniyle bir aralar “Allah her kadına Yeşim Salkım şansı versin” derlerdi.
Belki de onun için ünlü şarkıcının şimdiye kadar olan evlilklerine nazar değdi.
Gönül ister ki Yeşim bu kez hayallerine kavuşsun.
‘Aşkların Kadını Yeşim’ aradığı mutluluğu bulsun!
Prens Sinan’ın çiçekleri
Süper Pilatesçi Ebru Şallı, televizyondaki yeni kanalında, eski ‘Ebruli’ programına başlamış.
İlk canlı yayınında hoş bir sürprizle karşılaşmış. ‘Adı var ama kendi ortada yok’ sevgilisi Sinan Akçıl’dan 101 adet kırmızı gül gelmiş.
Ebru, utangaç davranmış. Çiçeklerin üzerindeki kartı okumaya çekinmiş.
“Bu çiçekler bir prensten geldi ve o prensin kim olduğunu biliyorsunuz” diyerek sevgilisine teşekkür etmiş.
Sinan Akçıl’ın jesti güzel olmasına güzel de yarım kalmış.
Gülleri yollamak yetmez.
2010 yılında Ebru’nun evli olduğu Harun Tan gibi yapacaktı.
Çiçekleri bizzat stüdyoya getirecekti.
İşte o zaman tam bir jest olurdu. Ama bunları bir arada gören mi var?
Bir tanesi ortaya çıktığında diğerinin ismi sadece havada dolaşıyor.
101 tane gül almışsın.
Bir zahmet getir onları kendin ver.
İki dakika iki sevgili yanyana oturun.
Bari sizi ekranda birlikte görelim.
Hevesimiz kursağımızda, Prens Sinan’ın çiçekleri de vazoda kaldı!
I love you Yıldız
Yıldız Tilbe’nin nev-i şahsına münhasır halini çok seviyorum.
Son derece doğal ve samimi. Aklına geleni çekinmeden söylüyor.
Kendine özgü tarzıyla bana çok sempatik geliyor. Yıldız, romantik şarkılar yazmak konusundaki yeteneğini yaşadığı aşklara bağlamış.
“Eşek gibi sevdim ben. Bütün şarkılarımın bir hikayesi var” demiş.
Bundan güzel söyleyemezdi. Eşek gibi sevmek.
İngilizcesi de güzel. Love like a donkey.
Herkes böyle tutkulu sevebilse dünyada nefret diye bir şey kalmazdı.
Barış içinde yaşanırdı.
I love you Yıldız.