Arda Turan ve Sinem Kobal’ın ne zaman evleneceği, kaçıncı kez ayrıldığı ve barıştığı, yeni düğün tarihi belirlemeleri, düğünü ertelemeleri, tek başlarına gezmeleri, parmaklarında yüzük olup olmadığı...
Yetti artık yetti!
Arda’cık bu yüzden Madrid’e kaçtı hala kurtulmadı.Hep birlikte yurt dışında bir yerlere taşınsak diyorum. Okuyacak kimseyi bulamazlarsa haberi vermekten belki vazgeçerler.
Ama yine de emin değilim!
Psikopat sürücüler
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden üç uzman doktor ‘Canım Türkiyem’deki sürücülerin davranışlarını analiz etmiş. Sürücü belgesi kullanmayan, trafik kurallarına hiç uymayan, her sürücüye hata yaptığında küfreden, hatta arabadan inip kavga eden, trafik polsinin kenara çek ikazına aldırmayıp gazlayan, trafik cezalarını ödemeyen ceza makbuzunu polisin önünde yırtan, araçta eliyle ulaşacağı yerde bıçak, tornavida, silah, levye taşıyan sürücüler ‘psikopat sürücü’ sınıfına giriyormuş. Teşhislerinde eksikler var. Güvenlik şeridinde giderken pişmiş kelle gibi sırıtan, yağmur yağdığında aracıyla yayalara su sıçratmak için özel çaba gösteren, trafik ışıklarında durduğunda yeşil yandığı an korna çalmaya başlayan, yaya geçitlerinde karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayaların üstüne üstüne arabasını süren, kadın sürücüleri sıkıştırmayı bir nevi hobi olarak gören, ambulansların peşine takılmayı marifet sanan, plakasını örterek otoyol ve köprülerdeki gişelerden kaçak geçen, direksiyondaykan sigara içen, sürekli cep telefonuyla konuşan, emniyet kemerini ötmesin diye birbirine bağlayan, makas atarak ortalığı birbirine katan, sokak aralarında deli gibi süratli giden, alkollü olduğunda daha dikkatli bir sürücü olduğuna inanan, radyosunun sesini kulak zarını patlatacak türden sonuna kadar açan, dalaşacak kimse yoksa arabasının içinde kendi kendine küfreden herkese psikopat sürücü denebilir. Yani kısacası aslında çoğumuz birer psikopat sürücüyüz! Haksız mıyım?
Ye kürküm ye
Kürk giyenlerin görgüsüz olduğunu iddia eden Ajda Pekkan ile Ömür Gedik’e Hülya Avşar’dan bomba gibi bir yanıt gelmiş. Avşar Kızı, "Sadece hayvansever onlarmış gibi ahkam kesiyorlar. Bizim de evimizde hayvan var, biz de seviyoruz. Onlara kalmadı kürkü kimin giyip giymeyeceği" demiş.
Bu konu bayatlamadı mı?
Kürk giyenlerin hayvanseverler tarafından yıllardır protesto edildiğini hatta bazen eylemcilerin kürklerin üzerine boya attığını duymayan kalmadı.
Peki hayvan derisinden yapılan ayakkabı, çanta, kemer ve bavullara ne demeli?
Deri ceket, etek, pantalon veya palto giyenlere neden buna benzer tepki yok?
Hayvan hakları savunucuları ve kürklerle olan uğraşları. Ye kürküm ye durumları!
Futbolun Başbakanı Sergen
Futbolumuzun usta isimlerinden Sergen Yalçın yorumculuğu bırakıp sahalara dönmüş.
Gaziantepspor’a teknik direktör olmuş.
Antepliler, Sergen’i havaalanında çiçeklerle karşılamış.
Başbakan gibi karşılandı deseler daha yerinde olurdu.
Çünkü gözünde güneş gözlükleri, boynunda atkısı, elinde çiçeklerle Sergen’in öyle bir fotoğrafını çekmişler ki...
Tıpkı Başbakan Erdoğan.
Bu kadar benzerlik olur.
Aslında müthiş top tekniği ve oyun zekasıyla Sergen de futbolun başbakanı sayılır.
Yeni görevinde sabrederse başarılı olmaması için bir neden yok.
Zamanında kendi yaptıklarını şimdi oyuncularına yaptırmasın yeter!
Bak şu SUSAMIN işine
2011’den beri aynı fiyata satılan simide yüzde elli zam gelmiş.
İstanbul’da tanesi 1 liraya satılan simit 1.5 lira oluyormuş.
Simidin bir suçu yok.
Kilosu 4 liradan 10 liraya çıkan susamın kabahati. Bak şu susamın işine...