Tek adam

1 Temmuz 2011

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Florya’da "tek adam" konumuna getirilmiş. Zaten Fatih Hoca asla ikinci adam olacak bir yapıya sahip değil. Hatta Başkan Ünal Aysal’ın yanında bile tek adam gibi duruyor. Adanalı"nın havası ve heybeti yeter. Bazıları tek adam olmak için yaratılmıştır. Tek adam olmak güzel şeydir ama hiç de kolay iş değildir. İyi gününde herkes etrafında fır döner, ne dersen yapar ve bol miktarda yağ çeker. Kötü gününde hepsi kaybolur; fatura da tek adam çıkartılır. Onun için tek adamlık her babayiğidin harcı değildir. Cesaret ve yürek ister. Örneğin Başkan Aziz Yıldırım son derece yürekli ideal bir tek adamdır. Fenerbahçe’nin tüm branşlarındaki başarılarında kayıtsız şartsız en büyük pay sahibi odur. Megastar Tarkan, ister beğenin ister beğenmeyin, canım Türkiyem’in pop müzik denilince akla gelen tek adamıdır... Tek kadın diye bir şey varsa, o da Sezen Aksu’dur. Mucizevi bir şekilde iyileşen ünlü türkücü İbrahim Tatlıses de kendi türünün tek adamdır. Televizyon konusunda mutfağında yetişip pişen Acun Ilıcalı rakipsiz tek adamdır. Komedi denildiğinde stand up ustası Cem Yılmaz tek adam. Estetik cerrahlar arasında Türk lokumu burnunun mucidi ve son olarak bir İngiliz kadına yüz nakli ameliyatını başarıyla gerçekleştiren Prof. Dr. Onur Erol tek adam. Habercilikte ve araştırmacı gazetecilikte Uğur Dündar tek adam olmak için arenanın içindeki bir matador gibi mücadelesini sürdürmekte. Magazin deyince deneyimli Gecce’ci sevgili dostum Kenan Erçetingöz bana göre tek adam. Radyodaki tek adam olmak için yıllardır verdiğim uğraşın yanı sıra böyle bir köşem olması da ne yapalım benim şansım. Ben de radyoda tek adamım. Teşekkürlerrrr Türkiye!Şezlongtan sezonaFutbol sezonu erken başlıyor. Fakat dinlenmek futbolcuların da hakkı. Normalde bir sporcunun en az 2 ay mücadeleden ve stresten uzak kalmasında yarar var. Amerika’da ne basketbocular ne beyzbolcular ne de diğer sporcular bizim futbolcular kadar az tatil yapmıyor. Mayıs ortasında bitiyor Haziran sonunda kamplarla başlıyor. Bu arada araya milli maçlar girerse süreç daha da kısalıyor. Çok saçma! Bu durumda 11 ay kimse top peşinde koşmaz. Koşarsa da hali kalmaz... Beşiktaş sezonu açtı. Guti ve Q7 gelmedi. Şimdi otorite sağlamak için onlara ceza vermek zorundalar... Real Madrid 11 Temmuz’da sezonu açıyor. Bizimkilerse Haziran sonunda. Guti’nin gelmemesi çok normal. Normal olmayan teknik direktör Tayfur Havutçu’nun kendini yönetim ve taraftara çok çalışıyormuş gibi göstermek uğruna sezonu erken açması. BJK’li topçular ilk antremanda sıcaktan dolayı yürür gibi koşuyorlardı. Galatasaray’ın sezon açılışında sıcaktan bunalmış futbolcular gölgede kültür fizik yapan topçular vardı. Şezlongdan sezona geçmek kolay değil. Her şeyin bir zamanı var. Bedeni hâlâ tatilde iken sezon açsan ne olur? Yağcı YükselTelevizyon eleştirmeni Yüksel Aytuğ ile birlikte iki kez Akademi Türkiye jürisinde bulunduk. Kendisini severim. İyi insandır. Ama yağcıdır. Beğendiklerini veya çalıştığı medya gurubu nedeniyle övmek zorunda olduklarını yere göğe koyamaz. Genelde o kişilerle hep canım cicimdir. Onları eleştirmek haddine bile değildir. Ancak ‘nacizane’ tavsiyeler verir. Ayrıca kendi kaleminden yansıtmak istemediği eleştirilerine de okurlarından geliyormuş havasını verir. Sanki kendisinin değil de okuyucuların tepkisiymiş gibi yansıtır. Yüksel Aytuğ kibar ve efendi bir eleştirmen olduğu için kendisi iğneyi sokmayı sevmez. Okur hemşerilerini kullanır. Tarafsız gözükmek çabasıyla yıllardır bu kadar taraflı bir eleştirmen olmayı başarabildiği için Yüksel Aytuğ’u gerçekten kutlamak gerekir. Yakından kumanda yüzeysel hayatımızın parçası oldu da galiba farkında değiliz. Star academyDünyada üç tane birbirleriyle uyumsuz kel alaka ünlü bulup bir araya getirmeye çalışsanız Ajda Pekkan, Sertab Erener ve Ertuğrul Özkök üçlüsünü bulamazsınız. Ama bulmuşlar. Ajda misafir sanatçı gibi. Neden, niçin, nasıl ve niye orada olduğunu bilmiyor. Sertab, imaj olarak değişmiş. Sertab gibi değil. Onun neden orada olduğunu kendi dahil kimse bilmiyor. Ertuğrul Özkök deseniz, o her an her yerde olabilir zaten. Adam aktif emekliliğinin tadını çıkarıyor. Hali vakti yerinde. Dünyalığını yapmış. Herhalde jüride olmak için üste para veriyordur. Popstar çakması Star Academy ne kadar devam edecek bilemem ama başlaması hataydı!KGSHayatımda KGS kadar işe yaramayan bir şey görmedim. Köprülerdeki trafiği rahatlatmak için değil de sanki daha beter etmek için yaratılmış. Kim düşündüyse bravo. Üstün zeka ödülüne aday gösterilmeli. Gişede görevliye para vermekle KGS ile geçmek arasında pek bir fark yok. Üstelik kafa karıştırıcı. OGS, KGS ne bu yahu? Karayollarını rahatlatmak için bir an önce hiçbir işe yaramayan KGS sistemine bir an önce son vermek gerek. KGS nedir? Kaldır Gitsin Sende!

Devamını Oku

Pazar neşesi

25 Haziran 2011

Kadının biri kocasını üç erkekle aldatıyormuş, her gün kocası evden gidince üç adam eve gelir ve kadınla birlikte olurmuş. Kadın yine böyle bir günün sonunda adamlardan birine “Sen yarın gelirken bir tepsi dolma yaptırıp getir” diğerine “Sen de bir büyük kap ayran getir” demiş. Üçüncüsü çok fakir olduğu için ona “Sen de... Boşver, sen hiç bir şey getirme” demiş. Ertesi gün gelmiş çatmış fakat kadın günlerden Pazar olduğunu unutmuş, eteği tutuşmaya başlamış. “Eyvah” diyerek kocasının yanına gitmiş. “Sen bugün kahveye falan gitmeyecek misin? Ben evde temizlik yapacağım” deyip, kocasını zar zor da olsa evden yollamış. Kocası gittiği gibi üç adam da eve gelmiş. Kadın demiş ki “Siz hemen gidin. Kocam buralarda!” Tam bunu söylerken zil çalmış. Kadın “Eyvah” demiş “geldi galiba!” Adamları sağa sola saklamış ve kapıya bakmaya gitmiş. Kocasını karşısında görünce “Ne oldu?” diye sormuş. Kocası da “Yahu karnım çok acıktı. Bana dolma yapsana, canım çok istedi” demiş. Kadın “Allah"ım bir tepsi dolma olsa da yesek!” diye haykırmış. Elinde dolma tepsisi olan adam çıkıp yanlarına gelmiş. Kadının kocası şaşırmış. “Sen kimsin yahu?!” diye sormuş. Adam gayet sakin bir şekilde “Ben Allah tarafından geliyorum. Karınız dolma istedi” demiş ve hemen çıkıp gitmiş kadının kocası olayın şokunu atlatamadan. “yahu tamam da” demiş bu sefer koca “Bu ayransız gitmez. Sen bari bir ayran yapıver” Kadın büyük bir sevinçle “Allah"ım bir damacana ayran olsa da içsek” demiş. Bu sefer ayranı getiren adam çıkıp gelmiş. Kocası tabii çok şaşırmış.”Sen de kimsin?” demiş. Adam da diğeri gibi “Ben Allah tarafından gönderildim. Karınız ayran istedi” dedikten sonra usulca çıkmış gitmiş. Kocası hayretler içinde, kendi kendine “Bizim karı ermiş mi oldu ki?” diye söyleniyormuş. Kadınla kocası yemekleri yemişler ama 3’üncü adam hâlâ saklanıyormuş. Bir saat, iki saat ve sonunda üç saat derken, adam dayanamayıp çıkmış yerinden. Kadının kocası bağırmış“Ulan sen de kimsin?!” Adamın ağzından şu laflar dökülmüş; -Ben Allah tarafından geliyorum. Boşları alacağım!En güzel yurt dışı tatil adresleriŞimdi tatil zamanı. Canım Türkiye’mde birbirinden güzel tatil beldeleri var. Peki yurt dışında neler var? Vaktiniz ve paranız varsa işte size önerebileceğim en güzel yurt dışı tatil yerleri;Maldivler: Maldivler deniz ve kumsalıyla tam b­ir cennet! Mercan kayalıklarından oluşan adaların hepsi güzel. Etrafınızda balıklar yüzüyor. Suyun içinde toplu halde sanki dans ediyorlar. Dalış yapmayı sevenler için ideal. Maldivler’e İstanbul’dan en kolay gidiş yolu Katar Havayolları ile Doha üzerinden. Birlikte vakit geçirmekten hoşlandığınız biriyle gitmenizde yarar var.Mauritius: Son derece sempatik bir ada. Deniz çok güzel. Özellikle Paradise Beach denilen yer bir harika. Şelaleler ve uçsuz bucaksız bir kumsal. Ada halkı geçimini turizmden sağlıyor. Son derece kibar ve yardımsever. Oda fiyatları makul. Yemekler ve hizmet mükemmel. Mauritius romantik bir tatil beldesi. Sıkılmadan gezip eğlenebileceğiniz ve dinlenebileceğiniz bir yer. Tek dezavantajı uzun ve meşakkatli bir uçak yolculuğu.Bali: Bali’ye İstanbul’dan en rahat Singapur üzerinden gidiliyor. Bali’nin denizi Maldivler ve Mauritius kadar muhteşem değil ama idare ediyor. İlginç ve egzotik bir yer. Alışveriş yapacak çok seçenek var. Bali’nin tam anlamıyla tadını çıkarabilmeniz için Balili bir rehberin size eşlik etmesi gerekiyor. Benim rehber arkadaşın adı Ketut Sierta (ketut_sriwahyu@yahoo.com ) Türkleri çok seviyor. Giderseniz mutlaka onu bulun ve selamımı söyleyin. Langkawi: Malezya’nın en popüler tatil adası. Kuala Lumpur’dan uçakla gidiliyor. Formula1 yarışlarına ev sahipliği yapan ve Petronas kuleleriyle ünlü Kuala Lumpur’u da görmenizi tavsiye ederim.5 yıldızlı otellerde odalar ve hizmet mükemmel. Langkawi deniz mahsülleri açısından çok zengin. Doya doya nerdeyse bedavaya deniz mahsulleri tüketebiliyorsunuz. Cape Town: Güney Afrika’nın en güzel kenti. Manzara enfes. Penguenlerle haşır neşir olabileceğiniz ve mükemmel yemek yiyebileceğiniz bir yer. Restoranlar çok hesaplı. Şaraplar hem envai çeşit hem de sudan ucuz. Table Mountain diye teleferikle çıkılan tepe noktasından etrafı izlemek keyifli oluyor. Cape Town fiyat açısından son derece makul bir yer.Los Angeles: İstanbul’dan sonra en sevdiğim yer. Orange County taraflarında Laguna Beach ve Newport Beach de mutlaka görülmesi gereken yerler. Los Angeles’da deniz keyifli değil. Pasifik Okyanusu hem pis hem dalgalı. Gece hayatı deseniz çok gidecek mekan var ama hepsi erken kapanıyor. Saat iki dediniz mi hayat özel partilerle devam ediyor. Los Angeles güzel insanlarla dolu heyecanlı bir kent. Özellikle direkt uçabildiğiniz için tavsiye ederim.Rio: Tam karnaval zamanı gittim. Şehir bambaşka bir havaya bürünüyor. Brezilyalılar sıcak insanlar. Müzikleri, dansları mükemmel. Rio heyecanlı bir kent. Denizi dalgalı. Sahil boyunca uzanan güzel plajlar var. Ama kapkaççılara çok dikkat etmek gerekiyor. Rio’ya gitmek uzun iş. Yolculuğunuzun değmesi için karnaval zamanını tercih etmenizde yarar var. Hayatta insanın görmesi gereken olaylardan biri.

Devamını Oku

Ronaldo çılgınlığı

23 Haziran 2011

Real Madrid’i dünyaca ünlü süperstar futbolcusu Ronaldo, Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören’in davetlisi olarak ülkemize geldi. Taksim’de halkımızla bütünleşerek imza verme amacıyla bir açılışa gitti. Ancak izdiham nedeniyle ne açılışa katılabildi ne imza verebildi. Bizim kadar yabancı ünlülere hayran bir millet olamaz. Buraya geldikleri andan itibaren ne giyiyorlar, ne yiyorlar, ne içiyorlar, nereye gidiyorlar, ne diyorlar her şeyi öğrenmek istiyoruz. Sanki bunlar uzaktan akrabamız da bizi ziyarete gelmişler. Bu ne merak? Ronaldo, Bodrum’a tatil yapmaya bile herhalde çekinerek gitmiştir. Zaten yanında getirdiği sevgilisi İrina Shayk, kalabalıktan korktu diye Reina’da onuruna verilen davete katılamamış. Yıldırım Bey’in özel teknesiyle çıktığı mavi yolculukta uzaktan fotoğrafını çekmeye çalışan paparaziler yüzünden tedirgin olduğu muhakkak. Hiçbir şeyi dozunda yapmasını bilmediğimiz için hayranlığımızı da normal boyutlarda gösteremiyoruz. Öyle bir çılgınlık ki sanırsınız Ronaldo, Beşiktaş’a transfer oldu. Barcelonalı Messi gelmesin bari. Artık millet birbirine girer memlekette hayat durur. Öp babanın eliniKomedyen M.Ali Erbil, Kemer’de şovunu izleyen bir Rus turist kadını dudağından öpmüş. Ancak kadın evli çıkmış. İddialara göre ortalık bir anda buz kesmiş. M.Ali Erbil, kadına ‘yenge’ diyerek durumu idare etmeye çalışmış. Bu mantığa göre M.Ali Erbil yengesini dudağından öpse demek abisi sesini çıkartmayacak. Rus turist kadının yanında üstelik kayınvalidesi varmış. Ben M.Ali Erbil’in yerinde olsam hatırı kalmasın diye bir de onu öperdim. Olayı oğluna anlatırken zorlanmazdı kadıncağız. Kabahat M.Ali Erbil’de değil. Rus turistlerde. Ne arıyorlar dilini anlamadıkları huyunu, suyunu bilmedikleri bir adamın gösterisinde? Kaşınmışlar. Mali’de gerekeni yapmış. Rus kadın da öpüldüğüyle kalmış!The Wizard Of Dr.OzTürk doktor Mehmet Öz, Amerika"da başarıdan başarıya koşmaya devam ediyor. Şimdi de televizyonda harikalar yaratıyor. Gündüz kuşağı televizyon programlarının Oskar’ı sayılan Daytime Emmy Awards’da ‘en iyi talk şovcu’ ve ‘en bilgilendirici talk şov’ ödüllerini kazanan Mehmet Öz, çok sempatik ve cana yakın bir adam. Ekran onu, o da ekranı sevdi. Televizyonda reyting yapmanın yöntemlerini son derece iyi benimsedi. Kalın bağırsağının içindekileri canlı yayında tüm dünyaya gösterdi. Kanser mücadelesi verdiğini anlattı. Soyadı ‘ö’ harfiyle başladığından ve Amerikalılar ‘ö’ harfini alfabelerinde olmadığı için telaffuz edemediklerinden kendine Dr Oz dedirtti. ‘Oz’ ismi Amerika’da çok sevilir. Judy Garland isimli efsane Hollywood yıldızının oynadığı ‘The Wizard Of Oz’ (Oz Büyücüsü) diye bir film vardır. 62 yıl önce yapılmış olmasına rağmen Amerika’da doğan ve yaşayan her çocuk bu filmi en az bir kere görmüştür. Ben bile Amerika’da yaşarken çocuklarım sayesinde bu filmi en az 50 kere izlemek zorunda kalmıştım. 50 sayısını da inanın abartarak vermiyorum. Bu film ismindeki büyü gibi çocukları her zaman ekrana kilitler. Ebeveynler için bulunmaz bir rahatlama aracıdır. Çünkü, film süresince çocuklar ne soru sorarlar ne bir yaramazlık yaparlar. Amerikalı bir eşi olan Dr Oz’un 4 çocuğu var. Hepsinin de isimleri Daphne Nur, Oliver Mustafa gibi yani hem Türk hem de Amerikan. Tıpkı benim çocuklarım Remzi Mathew ve Cemile Christine gibi. Dr Oz, usta bir cerrah olarak Amerikalıların kalbinden girdi. Sonra Oz büyücüsü gibi kendini onlara televizyonda kabul ettirdi. Onun için yaptığı programın ismi ‘The Wizard Of Dr. Oz’ olmalı!Biz Türk erkekleriBrezilyalı manken Martha Graef bir Türk koca bir de Türk sevgiliden ayrıldıktan sonra Türklerle birlikte olmaya tövbe etmiş. Türk erkekleri kıskanç, sinirli ve saldırgan oluyor ve her fırsatta kavga ediyormuş. Kadın haklı! Bizim erkeklerin çoğu kıskanç. Hatta kıskanç olmayan erkeğe normal gözle bakılmaz. Zaten gergin olmayan erkeğe Türkiye’de Türk erkeği değil ‘turist’ diyorlar. Bütün bunları Brezilyalı Martha Hanım’ın bir koca ve bir sevgiliden sonra anlaması normal. Çünkü Türk erkeği flört döneminde kendini belli etmez. Bu zamanla olur. Martha Hanım New York’a yerleşmeyi düşünüyormuş. Gitsin. Biz Brezilya’dan futbolcu transfer etmesini biliyorsak manken getirmesini de beceririz. Rio’dan bize bugüne kadar o kadar çok Brezilyalı geldi ki artık İstanbul’a Riostanbul deseler yeridir. Bu arada Los Angeles Times gazetesi de THY’nin Los Angeles-İstanbul hattını koyduktan sonra Amerikalı gözünden Türkiye’ye gelecek kadınlara tavsiyelerde bulunmuş. "Türk erkekleri size ilgi ile huzursuz edecek gibi bakabilir. Onları görünce yoklarmış gibi davranın ve gidin, dönüp cevap verirseniz bu provakasyon olarak algılanabilir" demiş. Yalan değil! Biz Türk erkekleri genelde Amerikalı filan diye ayırt etmeyip bütün kadınlara onları huzursuz etmek bir yana yer gibi bakarız. Güzel, çirkin de pek fark etmez... Ne yapalım. Biz böyleyiz işte. Bu saatten sonra huyumuzu, suyumuzu, bakışımızı, lafımızı değiştirecek halimiz yok. Beğenmeyen küçük kızına almasın. Türküm, doğruyum, çalışkanım, bakarım, laf atarım yani. İşte o kadar!

Devamını Oku

Playboy geni

18 Haziran 2011

Almanya’da bir araştırma enstitüsü aldatma vakalarında suçlunun ‘playboy geni’ olduğunu saptamış. Uzmanlar 1554 Hint bülbülünü incelemiş. Kendi yavrusu olmasa bile yavru kuşları yetiştirdikleri bilindiği için Hint bülbülünü seçmişler. Çok eşli olduğu bilinen Hint bülbüllerinin yumurtaları tek eşli olduğu bilinen bülbül türünün yuvalarına yerleştirilmiş. Yavru bülbüller büyüdüğünde biyolojik anne ve babaları gibi çok eşliliğe yatkın olmuşlar. Kuşların DNA’larını inceleyen uzmanlar çok eşli kuşlarda ve yavrularında ortak bir gene rastlamış. Sonra da dikkat çeksin diye buna ‘playboy geni’ adını koymuş. Araştırmada sonuç olarak insanlarda da aldatmanın sorumlusunun kuşlardaki gibi genetik miras olduğunu belirlenmiş. Ben en çok neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Neden 1554 Hint bülbülü de 1550 veya 1560 değil? İnsan yuvarlak hesap yapar. Acaba bülbüllerden biri araştırmaya katıldı, sonra mızıkçılık mı yaptı? Neyse bu sayede Hint bülbüllerinin de çok eşli olduklarını öğrenmiş olduk. Ancak araştırmayı yapan uzmanlar bülbüllerin çok eşliliğini nasıl insanlara mal etmişler anlayamadım. Çok eşli olan insan sessiz kalır. Etrafına asla belli etmez. Yani bülbül gibi ötmez. Öterse ayvayı yer. Bu dünyaya insanlar Hint bülbülü gibi gelmiş olsa başımız dertten kurtulmazdı. Düşünebiliyor musunuz? Aldat sonra da bülbül misali anlat!CHP iktidar olsaydıSeçim sonuçları bence sürpriz değil. CHP’nin kazanma şansı yoktu. Ancak oranını biraz artırabilirdi. Onu da başardı. Ancak rakibi AK Parti de aynı şeyi başardı. Üstelik, CHP’nin sahil kalelerine sahip çıkarak. MHP deseniz hasbelkader ucundan yakalayarak barajın altında kalmadı. Peki diyelim ki CHP bu seçimin galibi çıksaydı. Yani AK Parti’nin aldığı aynı oy oranı ile tek başına iktidar olsaydı ne olurdu? Seçimden sonra 13 Haziran sabahı para piyasaları ne olurdu? Borsa nasıl bir tepki verirdi? Liramızın Euro ve Dolar karşısındaki akıbeti ne olurdu? İş dünyası bir CHP iktidarına sizce hazır mıydı? Hadi iş dünyasını da bir yana bırakın, para piyasalarını da bir an için unutalım CHP tek başına iktidar olmaya hazır mıydı? Bence hayır! Meydanlarda, ekranda seçim öncesi çok şey söylediler, vadettiler ama bence kazanmayı onlar da beklemiyorlardı ve onun için hazırlıklarını iktidar için değil, muhalefette kalmak için yapmışlardı. Deniz Baykal’ın seçim sonrası yeniden kendini göstermesi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun performansını eleştirmesi bence bunun bir göstergesiydi. Muhalefete demir atmış CHP, kendi içindeki sorunları çözmeden ve iktidar olacağına inanmadan, en önemlisi kendini buna hazırlamadan asla iktidar yüzü göremez gibime geliyor. Ama ben politikadan ne anlarım? Laf olsun, torba dolsun işte.‘Pink Floyd’ SerdarDünyaca ünlü Progressive Rock grubu Pink Floyd’un “Another Brick In The Wall’’ isimli efsanevi parçasını seslendirip ardından kendi bestesi “Buraları Yaz Günü’’ şarkısıyla harmanlayan Serdar Ortaç ile gırgır geçiyorlarmış. Serdar’dan bu parçalarının yorumunu dinleyen Pink Floyd grubunun solisti Roger Waters evinde ölü bulundu’’ gibi espriler filan yapılıyormuş. Yahu ne var bunda arkadaşlar? Serdar Ortaç yıllardır hepsi birbirine tıpatıp benzeyen şarkılar yaptı sesinizi çıkartmadınız da şimdi farklı bir parça yaptı diye mi dalga geçmeye başladınız? Hem dünyaca ünlü Righteous Brothers ikilisinden 2003 yılında hayata gözlerini yuman Bobby Hatfield’in, Popstar Bayhan’ın “Unchained Melody’’ isimli efsane şarkılarını seslendirdiğini duyduktan sonra ölüp ölmediğini henüz kimse bilmiyor!10 fırın ekmekPopçu Deniz Seki etine butuna çok güzel bir kadın. Altın gibi de bir kalbi var. Erkeklerden yana şansı yok. Deniz Hanım son günlerde adının bir futbolcu ile anılmasına içerlemiş. “Kolay şeyler yaşamadım. Bu yüzden bir adamın kalbimi kazanması için 10 fırın ekmek yemesi lazım” demiş. Bu sözü mecazi olarak algılayan erkek yandı. Örneğin bir futbolcu. Deniz’in kalbini kazanmak için 10 fırın ekmek yiyecek ama sahaya çıkacak hali kalmayacak hatta soyunma odasının kapısından içeri sığmayacak. Zaten Deniz Hanım da bu sefer onu “obez oldu” diye beğenmeyecek. Bu 10 fırın ekmek lafı nerden çıktı acaba? Çok söyleyenini duydum ama daha bir Allah’ın kulunun gidip ekmekleri yediğini görmedim. “Simit” deselerdi bari!Pala YasinCanım Türkiyem’i çok seviyorum. Bizde hayatımızın normal akışı sırasında her gün gerçekleşen süper komik olayların dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri yok. Örneğin bir “Pala Yasin” gibi komik bir adamı dünyanın başka bir yerinde bulamanız imkansız. Otomobilinin aküsünü çalan hırsızları dövmekten tutuksuz olarak yargılandığı mahkemede hâkimin kararını yanlış anlayan Pala Yasin, ortalığı birbirine katmış. Kadın hâkimin hükmün açıklanmasının 5 yıl erteleme kararını 5 yıl hapis yatacağı şeklinde yorumlayan Pala Yasin, “Sizin de mahkemenizin de...’’ diye bağırıp duruşma tutanaklarını yırtmaya başlamış. Öfke içinde duruşmanın hâkimine yöresel şiveyle “Hele sıfatına (suratına) bak şunun” diyerek hakaret etmiş. Bunun üzerine hâkim “Mahkemenin huzurunu bozmak ve görevli hakime hakaret” suçlarından Pala Yasin’in tutuklayarak cezaevine göndermiş Böyle bir olay Amerika’da zor olur. Olursa da adamı hapishaneye değil, akıl hastanesine yollarlar. Dünyanın en medeni insanlarının yaşadığı İsviçre’de de böyle bir olay kesinlikle olamaz. Çünkü Pala Yasin gibi tipler İsviçre’de yaşayamaz. İşte onun için biz bu toprakların kıymetini bilelim. Ben, her sabah kalktığımda ilginç insanlarla dolu olan heyecanlı bir ülkede yaşamak istiyorum. Biz etrafımızda Pala Yasin’ler gibilerini görmeye alışmışız. Pala Yasin, inşallah hatasını anlayıp özgürlüğüne kavuşur. Daha 23 yaşındaymış. Üstelik boksörmüş. Hâkim’in tutuklama cezası Pala Yasin’e mi yoksa onunla aynı koğuşu paylaşan talihsizlere mi zaman gösterecek!

Devamını Oku

Altın skandal

17 Haziran 2011

‘Altın Kelebek’ ödül törenine ‘O Şimdi Asker’ ve ‘Kondom’ parçalarıyla tanınan şarkıcı Tuğba Ekinci’nin münasebetsizliği damga vurdu. Tuğba Hanım, herkesin şaşkın bakışları arasında hiç ilgisi yokken sahneye çıkıp Megastar Tarkan’a laf yetiştirmiş. Hem de kendi adına değil, Hülya Avşar adına. Tuğba Hanım Tarkan’a ‘Ben sormuyorum, Hülya Avşar soruyor, neden okul yaptırmıyorsun?’ diye seslenmiş. Sanki kendisi Hülya Hanım’ın resmi temsilcisi ya da sözcüsü... Kendi adına değil de Hülya Hanım adına konuşuyor. Akıllı kadın. Kendi adına o lafı etse “Sen kim oluyorsun? Sen bugüne kadar ne yaptın. Haddini bil!’’ diyecekler. Kral TV ödül töreninde Tarkan’a bozulan ve bunu bas bas bağıran Hülya Avşar’ı işin içine karıştırınca turnayı gözünden vuruyor. Yıllardır yapılan saygın ve değerli bir ödül töreninden çok kendisi haber olmayı başarıyor. Bravo ona! Sunucular Beyazıt Öztürk ve Ayşe Arman konu mankeni gibi durup bu olaya göz yummuşlar. Beyazıt, Tarkan’a Tuğba Ekinci için “Artık ikiniz bir düet yaparsınız’’ diye soğuk bir espri de yapmış. Çok komik! Eminim Tarkan çok gülmüştür. Hatta gülme krizine bile girmiş olabilir. Tarkan, bugüne kadar ekrandaki talk şovlara çıkmamak için aldığı son derece isabetli kararı bundan sonra ödül törenlerine de uygularsa hiç şaşmam. Uygularsa da yüzde yüz haklıdır. Herkes onun üstünden prim yapmaya çalışıyor. Saldıranı da koruyanı da Tarkan’a bulaşıyor. ‘Altın Kelebek’ gibi deneyimli ve uyanık magazinciler tarafından yıllardır düzenlenen Doğan Grubu’nun geleneksel ödül töreninde böyle bir rezalet herhalde daha önce yaşanmamıştır. Sahnede şarkısını söyledikten sonra ödül almayı beklerken kendi reklamını yapmak isteyen sansasyon avcısı bir popçu tarafından zılgıt yiyen bir megastar. O sansasyon avcısına çanak tutan iki ünlü sunucu. Serinkanlılığını kaybetmemek için zorlanan ve sinirlenen Tarkan, içinden “Nereden geldim buraya?’’ diye söylenerek ödülünü almadan sahneyi terk etmiş. Canım Türkiyem’in dünya çapındaki bir megastarını böyle ucuz bir şekilde harcamaya kalkışmak ne Tuğba Ekinci gibi mert ve dobra olarak tanınan bir kadına, ne de ödül törenini organize eden usta magazincilere yakıştı. Kimin ödül kazandığını kimse konuşmuyor. Çünkü onlar zaten hep aynı isimler. Ödül vermezsek ayıp olur, geceye katılmaz diye düşündükleri isimler. Tarkan’a çok ayıp oldu. Kelebek o gece kanatlandı uçtu, altın bir skandala kondu. ‘S..tı Cafer bez getir’ misali temizlemek kolay olsa da, hafızalardan silmek zaman alacak.4 x 4 ideal kadın ve ideal erkekCanım Türkiyem’de ideal kadın Ümit Boyner kadar azimli ve hırslı, Güler Sabancı kadar zeki ve lider ruhlu, Oya Eczacıbaşı kadar zarif ve kültürlü, Dianne Şahenk gibi "dostsever" ve iyi kalpli olsun yeter. Ümit Boyner eşinin yanında parladı ve tüm iş dünyasına kendini kanıtladı. Sağlam duruşu ve bükülmez karakteriyle saygınlık kazandı. Güler Sabancı, koskoca bir holding nasıl başarıyla yönetilir ve nasıl yükselir herkese gösterdi. Oya Eczacıbaşı, mükemmel bir anne ve ideal bir eş olduğunu açık ve net bir şekilde belli ediyor. Giyim, kuşamından hali ve tavrına kadar üstünden her zaman kalite ve zarafet akıyor. Spor yapmasını çok seven ve çok fit olan Dianne Şahenk’in yüreğinin iyiliği yüzünün saf ve pürüzsüz güzelliğinden etrafa yansıyor. Canım Türkiyem’de ideal erkek Cem Boyner kadar girişimci ve yaratıcı, Ali Sabancı kadar zeka dolu ve sempatik, Bülent Eczacıbaşı kadar efendi ve başarılı, Ferit Şahenk gibi altın yürekli ve mütevazi olsun yeter. Cem Boyner, sürekli yenilikler yapan örnek bir işadamı. Cemiyet hayatı içinde herkes tarafından seviliyor. Ali Sabancı, rahmetli Sakıp Sabancı’nın Milenyum modeli. Esprili, cesur ve non-stop çalışan inanılmaz bir enerjiye sahip. Bülent Eczacıbaşı, son derece iyi eğitim alan, sanata ve ülkeye yatırım yapmaktan kaçınmayan idealist ve akıllı bir işadamı. Eczacıbaşı ismini devraldığı yerden çok yukarılara taşıdı. Tıpkı Doğuş Grubu’nun karizmatik lideri Ferit Şahenk gibi. Sevgili Ferit Şahenk, önce mükemmel bir insan daha sonra başarıdan başarıya koşan ve bu arada müziği, sporu seven, eğlenmesini bilen çok iyi bir aile ve holding babası. Kanımca bu değerli 8 isim canım Türkiyem’in en ideal kadın ve erkekleri olarak bize bu ülkede yaşamının ne kadar ayrıcalıklı, heyecanlı ve zevkli olduğunu hatırlatıyorlar.Haftanın gözlemi ‘Bugün Ne Giysem?’ yarışmasının jürisindeki İkoncan İvana, geçen gün bir yarışmacı hanımın yanında podyumda duruyordu. Pür dikkat baktım. Yarışmacı hanımın ayağındaki ayakkabı ‘Apartman’ topuktu, İkoncan İvana’nınkiler ‘Rezidans’!

Devamını Oku

En seksiler

11 Haziran 2011

Amerikalı oyuncu Jennifer Aniston dünyanın en seksi kadını seçilmiş. Zevkler ve renkler tartışılmaz ama bence Jennifer güzel, sempatik ve tatlı bir kadın ama seksi değil. Eski eşi ve meslektaşı Brad Pitt de benimle aynı fikirde olmalı ki onu bırakıp Angelina Jolie’ye gitti. Angelina için söyleyecek lafım yok. Kadın tepeden tırnağa seksi bir yaratık. Tıpkı Angelina’ya olan benzerliğiyle ünlenen genç oyunculardan Megan Fox gibi. Güney Afrikalı güzel oyuncu Charlize Theron da bana göre çok seksi bir kadın. Camelot dizisinin Morgan’ı Eva Green da en seksiler listemde yer alıyor. Peki ya bizden ? Hangi ünlüler en seksiler listesinde yer alır sizce. 101 FM Capital Radio’da hafta içi 07.00-10.00 arası yayınlanan ‘Back Up Morning Show’da dinleyicilerimize sorduk. Bakalım onlarla aynı fikirde misiniz? İşte “En Seksiler”Arzu Yanardağ: Kendisi de güzel ama kadının ismi yeter. Bundan daha ateşli ne olabilir?Özlem Önal: Sosyetenin en çarpıcı güzeli. Zarif duruşu, anlamlı bakışları, dolgun dudakları ile listenin başında yer alıyor.Oylum Talu: Başarılı televizyoncu aynı zamanda oturmasını, kalkmasını, konuşmasını bilen çok seksi bir kadın.İclal Aydın: İclal’i ne zaman görsem daha güzel ve daha seksi. Kadın ne yapsa yakışıyor.Ayşegül Aldinç: Seksi olma iddiası olmadan seksi olmayı başaran yürek hoplatan kadın.Tuba Büyüküstün: Seksapeli yüksek olan ve bunu çok iyi bilen kadınlardan biri. Ömür Gedik: Hayvansever kedi kadın, düzgün fiziği ve pürüzsüz güzelliğiyle hep çok seksi.Hadise: Doğal tavırları ve son derece seksi hali her gittiği yerde dikkat çekmeyi başarıyor.Serenay Sarıkaya: Genç neslin en seksisi. Gözler, saçlar ve bacaklar hepsi de hoş.Sıla: ‘Sevişmeden Uyumayalım’ şarkısıyla üne kavuşmuştu. Gerçek hayatta böyle bir sorunla karşılaşması mümkün değil. Özellikle yeni imajıyla en seksiler listesinde yer almayı hak ediyor.Bir isim iki cisimGeçenlerde Cihan Ünal ve Hande Ataizi ikilisini ‘Cihande’ olarak kısaltmıştım. İki ismi tek haline getirmek modası ünlü şarkıcı Jennifer Lopez’in ünlü oyuncu Ben Affleck ile birlikte olduğu yıllarda başladı. ‘Onlara ‘Bennifer’ dediler. Brad Pitt ve Angelina Jolie ikilisine de ‘Branjelina’ diyorlar. Tıpkı Tom Cruise ve Katie Holmes’a ‘TomKat’ dedikleri gibi. Peki ya diğerleri. Bizden birbirleriyle çift olmayanları da dahil ederek örnekler vermek gerekiyorsa: Bülent Ersoy/Osman Tan: BÜTANAziz YILDIRIM/Adnan Polat: AZNANAta Demirer/Özge Borak: ÖZATACem Yılmaz/Cansu Dere: CEMSUBergüzer Korel/Halit Ergenç: HALGÜZARRecep/Emine Erdoğan: RECEMİNEAbdullah/Hayrünnisa Gül: ABDÜNNİSADeniz/Olcay Baykal: DENCAYKALTamer Karadağlı/Pınar Altuğ: TAMPINARFulya/Fatih Terim: FULFATERİMÖnder Bekensir/Demet Akalın: ÖNDEMETYurdal/İvana Sert: YURDAVANAArzum Onan/Mehmet Aslantuğ: ARZUMETSafiye Soyman/Faik Öztürk: SAFFAİKSinan Akçil/Hande Yener: SİNANDESaadettin Saran/Hülya Avşar: SAALYAMustafa/Emina Sandal: MUSTİMİNTürkan Şoray/Kadir İnanır: TÜRKADİRErman Toroğlu/Şansal Büyüka: ERMANSALAsena/Nihat Doğan: ASENİHATIMF CİHANGüzel oyuncu Hande Ataizi çok sevdiğini söylediği tiyatro kariyerini baltalamaya devam ediyor. Hatta sinema veya televizyonda bile Hande ile çalışmayı göze alacak partnerler bundan sonra zor çıkacak.‘Özel Hayatlar’ tiyatro oyunundaki rol arkadaşı Cihan Ünal’ı, IMF eski Başkanı Dominique Strauss Kahn’a benzeten Hande Hanım bazen düşünmeden konuşabiliyor. 40 yıllık sanatçı Cihan Ünal’ı bir otel görevlisine cinsel tacizde bulunmakla suçlanan birine benzetmesi şık değil. Eğitim, kültür gibi unsurların bu tür olaylarda önemi olmadığını savunan Hande Hanım’a katılmıyorum. Eğitim ve kültür kişinin kontrolünü kaybetmemesini sağlar. Cehalet ise tam tersini. Ataizi, bu konuda fena halde yanılıyor. Ayrıca Cihan Ünal herkesin gözü önünde sahnede Hande Hanım’ı taciz ediyordu da ondan başka kimse bunun farkına varmadı mı? IMF eski Başkanı suçsuz olduğunu iddia ediyor. Ben de kesinlikle bir komploya kurban gittiğine inanıyorum. Tıpkı Hande Hanım’ın kendisine prim yapan reklamı yaptıktan sonra oyunu bırakmak için Cihan Bey tarafından taciz edildiğini uydurduğuna inandığım gibi. No Nihat, No SurvivorTürkücü Nihat Doğan ‘Survivor’ yarışmasını sürükleyen tek isim. Acun Ilıcalı, Nihat’ın değişik duruşu daha doğrusu antikalığını keşfedip onu bu yarışmaya almakta ne kadar usta bir televizyoncu olduğunu kanıtladı. Nihat Doğan, hava limanında yurt dışına çıkış yaptığı andan itibaren ettiği laflarla rolünü çok güzel oynadı. Hatta, Nihat Doğan o kadar popüler oldu ki kendisinden nefret eden eski aşkı Seda Sayan bile reyting uğruna programında ondan bahsetmeye başladı. Finalde ne olur bilemem ama Nihat Doğan artık bir efsane olmuştur. Sırf Nihat’la kavga etti diye tanıtımdan tanıtıma gitmeye başlayan Pascal Nouma en güzel örnek. Ona bu kadar para veriyorlarsa artık Nihat Doğan’a tanıtımlarıda para yetiştiremezler. Bence bu Survivor yarışmasında iki tane kazanan oldu. Biri yarışmanın yapımcısı olan ve artık paraya para demeyen Acun diğeri de şöhrete şöhret demeyen Nihat. Gerisi figüran. Onu bilir onu söylerim. No Nihat, no Survivor!

Devamını Oku

Ekranda gıcık olduklarımız

10 Haziran 2011

Geçen hafta yer darlığından tam listeyi verememiştik. İşte radyoda yaptığımız ankete gelen yanıtlardan ‘ekranda gıcık olduklarımız’ listesinin tamamı... Ben şahsen hiçbirine gıcık olmuyorum. Belki de gıcık olacak kadar televizyon izlemiyorum!Yalçın Çakır: Flash TV’nin flaş ismi Yalçın Çakır listenin başında yer aldı. ‘Nedenini anlamak için programını bir kez izlemek yeter de artar’ bile dedi dinleyiciler. Neden gıcık olduklarını ‘Görünen köy kılavuz istemez’ diye tarif ettiler.Yiğit Bulut: Habertürk’ün programcısı, jöleli saçları ve suya sabuna dokunmadan sanki bir şeyler yapıyormuş gibi görünüp kasılmasıyla izleyenleri gıcık ediyormuş.Seda Sayan: Aynı nedenlerden dolayı. Bir de ‘bacım’ demesine gıcık olanlar var. Batuhan Piatti: Masterchef’in yıldızına yarışmacıları azarlamasından dolayı gıcık oluyorlar.Tolga Garipoğlu: Hugo’yu artık ekranda görmeye dayanamayan bir kitle olduğu kesin.Jess Molho: Sabahları yemek programı sunan kaslı adama gıcığım, çok pozör diyen var. Rasim Ozan Kütahyalı: Biribu adamı sustursun diye yalvaranlar var.Korcan Karar: Ana haber bülteni sunucusuna gıcık olanlar var.Emre Kongar: Bilmiş haline ve iddialı konuşma tarzına gıcık oluyorlarmış.Öykü Serter: Başarılı sunucunun ekrandaki çok bilmiş davranışlarına gıcık oluyorlarmış.Gökhan Taşkın: Suratını siyaha boyayıp Obama haberi sunan Flash TV haber spikerine neden gıcık olduğunu ‘ıyyyyyyy’ diye tarif edenler var.Serhat Ulueren: Spor yorumcusu Serhat Ulueren’in kafasının şekline gıcık olanlar var.Rezzan Kiraz: Burçları yorumlamasına ve Aysel Gürel çakması haline gıcık olanlar var.Engin Altan Düzyatan: Ekranda ‘emanet’ gibi durmasına gıcık oluyorlarmış.Hanzade Durmuş: Konuşmasını beceremediği halde yarışma sunmaya çalışmasına gıcık olanlar var.Espri kıtlığıBir internet sitesi 15 ülkeden 30 bin kişinin katıldığı anketin sonuçlarını açıklamış. Buna göre biz Türkler espri yoksunu ülkelerin başında geliyoruz. Disiplinli Almanlardan ve aşırı serinkanlı Ruslardan sonra üçüncü sırada çıkmamız düşündürücü. Bu konuda onlarla aynı nefeste anılmak bile kötü. Ben bu yaşıma kadar daha bir Alman ya da Rus komik duymadım. Bu da normal çünkü onlar komiklikten anlamıyor. Bizim komedi anlayışımız ise çok farklı. İnsanlarımız doğal halleriyle çok komik. Ama espriden anladığımızı iddia etmek mümkün değil. Düşünsenize Recep İvedik’e bir kez değil 3 kez gülen bir milletiz. Dördüncüsünü de sabırsızlıkla bekliyoruz. Yüzlerce defa izlediğimiz Kemal Sunal filmlerine hâlâ gülüyoruz. İnce espri yapmasını bilen çok az insan var. Onları da anlayan yok. Koskoca ülkede Cem Yılmaz’dan başka ilgi gören bir komedyenin olmaması trajik. Biz en çok belden aşağı fıkraları ve küfür duymayı seviyoruz. Benim yaptığım bol küfürlü ‘Emlakçı Metin’ telefon şakası efsane oldu. Konuşma normal olsaydı, hiç dikkat çekmezdi. Morali bozulduğunda bu şakayı dinleyenler var. Biliyorum çünkü beni gördüklerinde mutlaka yanıma gelip söylüyorlar. Espri kıtlığı ülkeler arasında bizden sonra İngiltere ve Amerika geliyor. Sizin anlayacağınız soğuk İngilizleri ve Amerikalıları bile espri kıtlığı konusunda geride bırakmış durumdayız. Espriler bu kadar ucuz olunca da ortaya kaliteli bir şey çıkmıyor. Sinyor Terim nerede?Galatasaray’ın yeni hocası Fatih Terim değil mi? Başkan Ünal Aysal, Fatih Hoca ile teknik direktör olması konusunda anlaşmadı mı? Siz gördünüz mü bilmiyorum ama ben Fatih Hoca’yı hiç etrafta göremiyorum. Oysa medyatik olmayı seven bir yapısı vardı. Şimdi sadece Başkan Aysal’dan bütün transferlerin Fatih Hoca tarafından yapılacağı haberi çıkıyor. Ama Terim ortada yok. Acaba Bodrum’da tatilde de kimse bilsin istemiyor mu? Öyleyse de inzivaya çekilmiş bir durumu var. Ben bu satırları yazdığımda Terim kayıptı. Sonrasını bilemem. Ama devamlı göz önünde bulunan Fatih Hoca’mızın renkli kişiliğiyle Galatasaray taraftarını heyecanlandırmasını ve bize umut vermesini bekliyoruz. Dünyanın en iyi transferlerini yapsalar boş. Sonuçta onları sahada oynatacak olan Sinyor Terim. Belki bu defa daha ‘cool’ davranmaya ve basınla yüz göz olmamaya karar verdi. Bilemem. Fatih Hoca’nın biraz daha kendini göstermeye başlaması bizi sevindirecek.

Devamını Oku

Ekranda gıcık olduklarımız

4 Haziran 2011

CNN İnternational’da Richard Quest diye bir sunucu var. Tipine ve sesine tahammül edemiyorum. Onu görmekten ve dinlemekten ciddi şekilde rahatsız oluyorum. Ekrandaki hali, tavrı, davranışları bana nedense son derece itici geliyor... BACK-UP MORNING SHOW’da dinleyiciler arasında “Ekranda kimlere gıcık oluyorsunuz” diye bir anket yaptık. İnanılmaz katılım oldu. Ankete katılanlar ekranda kimlere gıcık olduklarını anlattılar. İşte ekranda gıcık olduklarımız anketine gelenler:Mehmet Ali Erbil: Bıkkınlık getirdi. Yeter artık. “Hep aynı” diyor gıcık olanlar.Saba Tümer: Kahkahasına gıcık olanlar var. O da zaten bunu bildiği için her fırsatta bol bol kahkaha patlatıyor.Nihat Doğan: 3 aydır onu her gün görmekten ve adını duymaktan gıcık olanlar var.Maymunun kıçıSeda Sayan güzel kadın. Güzelliğinin de farkında. Kendine güveniyor. Seda Sayan kendine güvenmesin de kim güvensin? Kendisi zaten Canım Türkiye’min en güvenilir kadını seçildi. ‘Sabahın Sedası’ programında Seda Hanım, Bodrum tatilini anlatmış. ”Rüzgarla beraber nasıl yandığımı anlamadım. Yüzümdeki pudrayı silseniz resmen bildiğiniz maymun kıçı. Ha maymunun kıçı, ha benim suratım” demiş. Kendine güveni olmayan, güzelliğinin farkında olmayan bir kadın asla kendisi hakkında böyle bir benzetme yapmaz. Seda Sayan özgüveni müthiş. İlişkilerinde de öyle... Kafasına estiğinde başlıyor, keyfi kaçtığında bitiriyor. Bir daha da arkasına bakmıyor. Seda Hanım güneş altında kalmanın zararını bir espriyle anlatmaya çalışmış. Bence ona kulak verin. Güneşe çıkmadan önce mutlaka güneş koruyucusu sürün. Laf olsun diye değil. Gerçekten yüzünüzü güneşten koruması için. Koruyucu faktörü ne kadar yüksek olursa o kadar iyi. Özellikle benim gibi açık tenliyseniz güneş altında kalmanızı tavsiye etmem.daha genç gösterirdi. Suratınızın maymun kıçına dönmesi bir yana sağlığınız için mutlaka güneşten korunun.Demet Akalın şovPopçu Demet Akalın, kısıtlı yeteneklerine rağmen ilginç sahne şovlarıyla çok popüler oldu. Hakkını yememek gerek. Doğru ve çarpıcı şarkılar seçti. Repertuarını tıpkı meslektaşı Serdar Ortaç gibi ticari açıdan sükse yapan parçalarla süsledi. Üstelik Serdar, kendi bestelerini okuyor ve hepsi birbirine benziyor. Demet Hanım’ın başarısı şarkı seçimi kadar magazin basınına çok iyi malzeme vermesinde. İstedikleri sansasyonu yaratıyor ve magazincileri kendi yararına çok akıllıca kullanıyor. Geçenlerde Bursa’da verdiği konsere 4 dansçı erkekle çıkmış. Dansçı erkekleri de birer köle gibi zincirle birbirlerine bağlamış. Gladyatör dizisinden esinlenmiş olabilir. Üstelik bunu kendisini aile danışmanı olarak tanıtan Sibel Üresin diye birinin ‘Erkek 4 kadınla evlensin’ açıklamalarının akabinde yani polemik tazeyken yapmış. Bravo doğrusu. Her ne kadar dansçıların ve Demet Hanım’ın sahne kostümleri sakil ve uyumsuz dursa da yine gazetelerin baş sayfalarına haber olmayı başarmış. Bizim popçular yabancı meslektaşlarını taklit etmeye çalıştıklarında komik oluyorlar. Çok ciddiyim. Bize daha çok Demet Akalınlar lazım!

Devamını Oku