Kendimi komple beğeniyorum ve yüzde yüz bir modelim
Didem Soydan, alıştığımız bebek yüzlü manken kavramına değişik bir bakış getirdi. Modelliği o kadar kusursuzca yapıyor ki birçok tasarımcı onunla çalışmayı tercih ediyor. Fashion Week’te 19 defilede birden boy gösterdi. Şimdi oyunculukta şansını deneyen Soydan farklılıklarını anlattı.
Didem yine şahaneydin İstanbul Fashion Week’te... Çok defileye çıktın değil mi?
Evet, 19 defileye çıktım. Tahmin etmediğim bir rakamdı. Ama çok güzel geçti. Ben hep annemle paylaşırım işlerimi, ilk günden beri defilelerime annem de anneannem de gelir. Çünkü onlar hiç acımadan yargılarlar. Yamuk yürüdün, kambur durdun, hepsini söylüyorlar. Bu sene, defilelerde bunun karşılığını aldım. “Oldum” demiyorum ama karşılığını aldım.
Çok beğendim seni, ciddi bir yürüyüşün var. Dövmelerin de çok güzel...
Ben şöyle bakıyorum; yaptığım şeyi sahiplenmemek olmaz. Dövmeleri çok fazla ön plana çıkartmadan, kıyafetin önüne geçmeden taşımaya çalışıyorum. Yani ben teknik olarak doğru bulmuyorum. Oyunculuk anlamında da modellik anlamında da bu gereksiz bir şey, hem de engelleyici... Oyuncunun ya da modelin kimliksiz olması gerektiğine inanıyorum.
Ama dövmelerimi çok genç yaşta yaptırdım. Bu işleri yapacağım hiç aklımda bile yoktu.
İstanbul Fashion Week’i nasıl buldun?
İlk günden beri içinde olduğum bir organizasyon... Neredeyse altı seneden beri Fashion Lab, Fashion Days, Fashion Week oluşuna tanık oldum. Birazcık klasik olacak ama her sene bir şeyler daha profesyonelleşiyor. İlk Fashion Week mesela çok güzel bir organizasyondu.
Amerikalı erkek arkadaşımla iki yıldır beraberim
Erkek arkadaşın ile ilişkin nasıl?İyi gidiyor, ilişkilerim sabittir zaten. Hiç kısa süren ilişkim olmadı. Ama bunu övünerek de söylemiyorum, bir sürü insanın da bazen denk gelmeyip de kısa sürebiliyor ilişkileri... O bir şans meselesi... İki yıldır sürüyor ve Amerikalı erkek arkadaşım. Altı yıldır Türkiye’de yaşıyor. Arkadaştık sonradan ilişki gelişti.
Evlilik ileri de var mı?
Evlilik hiç karşı olduğum bir müessese değil. Düşünmüyor da değilim. Belki seneye böyle bir
haber olabilir.
Gönlümde yatan dönem dizisinde olmak
Özel hayatımda yoğun koşturma arasında podyumdaki kadar şık giyinemiyoruz. Bizimkiler Arnavut, onlar süslü, püslü elbiseyi çok sever. Ben de öyle büyüdüm, halalarıma ve annemlere bakarak. O yüzden dönem dizilerini hayranlıkla izliyorum. Bir döneme ait fotoğraflar, dönem filmleri hep hayatımda olan şeyler... Gönlümde yatan aslen dönem işlerinde yer alabilmek.
Diyet yapmıyorum buna rağmen inceyim’
Sen nasıl bir kızsın?
Evine çok bağlı bir kızım. Çünkü benim çocukluğum babam ve annemin işleri yüzünden çok seyahat ederek geçti, çok ayrı kalarak geçti.
Ne iş yapıyorlar?
Babam ticaretle uğraşıyor, neredeyse ilkokula başlayana kadar yurt dışındaydık. Çok sıcak ve kalabalık bir aileyiz, onlardan ayrı kalmaya hiç dayanamıyordum. O dönemin bende çok etkisi olmuş, onu hâlâ söylerler. Ailemden uzağa gitmeyi hiç sevmem. Şu an işlerim çok yoğun, bir de zaten boş kalamıyorum. Boş günüm illa kendimle ilgili bir şeyler yaparak geçiyor. Kanepeye uzanıp televizyon izlemek gibi lükslerim yok, çok özeniyorum ama yapamıyorum.
Çok fitsin, spor yapıyor musun?
Spor yapıyorum ama “Bir senedir yapıyor musun” derseniz, Fashion Week öncesinde dahi yapmadım. Genetikle alakalı.
Annen mi?
Tam tersi, annem kiloludur. Halalarım, baba tarafım kemikli, zayıf.
Diyet yapıyor musun?
Hayır, yapmıyorum. Ama şunu es geçmemem lazım; içkim ve sigaram yok. Hayatımda kola, ketçap, mayonez çocukluktan beri yemedim. Modellikten kaynaklı değil. Anneanne ve babaanne ile büyüdüm. Onlar görmediği için eve de sokmuyorlardı öyle şeyleri. Para verirdi anneannem okula giderken aynı parayla geri dönerdim. “Almadın mı bir şey?” derdi, “Dışarısı pis” derdim. Alışkın değildim.
‘Çabalarımın sonucunu alırken yurt dışında mankenlik yapmak riskli’
Riski seviyor musun? Modellikte mesela hep sınırlardasın...
Ben yaptıklarımı risk olarak değil işimin gereği olarak görüyorum. Sınırlarda dolaşayım ki patlama yapsın gibi hiç düşünmedim. İşimin gereği ne gerektiriyorsa onu yaptım. Onca kişinin içinden Uçurum dizisine beni seçtilerse bir uygunluk vardır diye düşünüyorsun. Bu rol bana hemen gelmedi. Yazdan beri görüşmelerine gidiyordum. Bir şeylerin çabasından sonra geldi. İki sinema filminde de yer aldım.
Yurt dışında mankenlik yapmak yerine neden oyunculuğa kaydın?
Olmadı. Çünkü hiçbir ajansım ve menejerim olmadığı için her şeyim çok yavaş gelişti. Yedinci yılıma giriyorum bu yıl ancak bir dizide rol aldım. Bunun tek olayı, benim reklamımı yapan birisinin olmamasıydı. Magazinel de değildim. Şu anda çabalarımın sonucu alırken her şeyi bırakıp yurt dışına gitmek riskini alamazdım. Gerçekçi düşünmem gerekiyordu. Yurt dışı için daha erken yaşlarda hareket edip daha önceden yönlendirilseydim. Orada bir yaşam kurup, orada devam ederdim. Bu da herkesin harcı değil.
Oyunculuk devam edecek mi?
Evet, edecek. Çok ilginçtir sizin teşvikinle başladım bu işe. Beni yüreklendiren kişi sizsiniz.
Bence modellikten oyunculuğa geçen en iyi kişi Kıvanç Tatlıtuğ’u.
Kesinlikle. Şunu da göz ardı etmemek lazım, yeteneği varmış oyunculuğa. Demek doğru yönlendirilseydi, oyuncu olarak da geçiş yapabilirmiş. Fiziğinin verdiği avantajla modelliğe yönlendirmişler zamanında.
‘Modellerin bebek yüzlü olmalı yargısını yıktım’
Türkiye’de modellik anlamında estetik nü poz verileceğini gösterdin mi?
Benden önce bu işi öğrendiğim Ebru Ürün ve Aylin Arasıl var. Televole sonrası ve öncesi olarak ikiye ayrılıyor ya mankenler, Televole öncesi çok kaliteli mankenler varmış. Benden önce birçok model çıplak poz vermiş. Sadece bunları hatırlanmıyorsunuz şu anda. Onların haklarını yiyemeyiz. Mesela Ebru Ürün çıplak poz verir, ama sana çıplaklık hissi vermez. Giydiği transparan seni rahatsız etmez. Tek değilim ve onlardan örnek aldım.
Modellik açısından Türkiye’de çığır açtığın bir nokta yok mu?
İnsanların unutulmasını sevmiyorum. Yarın öbür gün benim işlerimde unutulabilir. Benim yaptığım şu oldu; hatlarım çok güzel olarak adlandırılacak türden değil. Ben yüzde yüz bir modelim. Vücudum ve yüzüm buna çok müsait. Beni biraz daha erkeksi yap, erkek defilesine de çıkarım. Türkiye’de androjen tavrına sıcak bakılmasını sağladım. Kusurlarımı örtmek yerine barışıktım. Model denilen kişinin mükemmel yüze sahip olmadığını, yeteneği ile bunu örtebileceğini gösterdim. Biraz da oyunculuk gibi...
Oyunculuğa kaymam da bu sebepten de olabilir.
Aynaya baktığında en çok hangi hatlarını beğenirsin?
Kendimi komple beğeniyorum. Kendimle ilgili bir problemim olmadı. Ergenlik dönemimde burnumu yaptırmayı düşünmüştüm. Geç gelişen bir çocuktum. O yüzden burnum, yüzüm sonradan oturdu. Modeller dalga geçerler, “Gözümüzün önünde büyüdün” diye.
Reklamımı yapan olmadığından kariyerim çok yavaş gelişti
Haberin Devamı