İstanbul’a küsmüş bir kitle tekrar sokağa çıktı!

Gece hayatının önemli işletmecilerinden Emre Ergani, Kuruçeşme’deki Les Ottomans Hotel ile anlaştı. Park Şamdan’ın yemeklerini ve barını Les Ottomans’a taşıdı. Ergani ile şehrin gece hayatını ve yeni mekanını konuştuk...

Emre sen bu işin duayenlerindensin. 2014 eğlence hayatında nasıl farklılıklar yaşandı? Sence bu seneyi en farklı yapan neydi?

Ayşe’cim, ben sana sadece yılın, ayın hatta günün ve saatin eğlence rehberini verebilirim... Eğlence hayatı algıya meydan okuyor. Rutini ve ezber mekanizmayı bozuyor. Görme, hissetme, tat alma açıkcası duyularımızı okşayan yeni bir eğlence dünyası doğdu. Eğlence hayatı insanları deneyimlemeye davet etti. Özellikle gurme restoranlar açıldı. Ödüllü mutfak ve servis şefleri gündeme geldi. Yeme ve içme bir yaşam kültürü olarak çok konuşulmaya ve işlenmeye başlandı ki benim yıllardır üstünde durduğum adeta bir sanat gibi işlediğim hizmet kalitesi gittikçe çalışanları ile değer görmeye başladı.



Bir çok mekan açıldı. Adeta İstanbul mekan cenneti haline geldi. Bu kadar çok yer kavram kargaşası yaratmıyor mu? Müşterinin kafası karışmıyor mu?

Muhakkak ama yeniliklere açık bir toplumuz. Çeşitlendikçe, arttıkça değer, kıymet anlaşılırmış. Tabii İstanbul kosmopolit bir şehir, farklı tatları ve eğlenceyi bir arada sunabiliyor. Geniş seçeneklerin olması herkesin kendi çevresini bulmasıdır değil mi? Müşterinin kafasının karışması durumuna gelince; o İstanbul için geçerli değil. Çünkü burada algıda seçicilik en üst seviyede... Dünden bugüne her şey değişti İstanbul da, artık insanlar çok fazla trafiğe katlanmadan bir yerde, maksimum 2 yerde geceyi geçirmek istiyor. Eskisi gibi sabahlara kadar 4-5 yer gezmek istemiyor. Müzik anlayışı da çok değişti insanlar artık müziği daha bilinçli dinliyor herkesin daha fazla müzik kültürü oluştu. Bölgesel eğlence mekanları açıldı. Tarzlar belirlendi.

Yeni konseptlerin olduğunu duydum. Lübnan lokantası ve caz kulüp gibi.. Mesela nasıl bir eğlence ve mönü olacak?

Park Şamdan & The Bar zaten çok iyi bir evlilik yaptı, birbirini çok tamamlayan iki konsept. Çünkü &The Bar’ın ruhunda da gece geç eğlence değil akşamüstünden başlayan bir bar hayatı var. Burada bu ikili ciddi bir sinerji yaratıyor. Kışlık projemizde &The Bar’a bir hoşluk daha ilave ettik.

Yazın gelip burada gözlemlediğim şuydu; Sen adeta gece hayatına küsmüş bizim gibi orta yaş grubunu tekrar gece hayatına çektin. Sence haklı mıyım?

Bence insanlar hem eğlenip hem özenli hizmet aldıkları bir yer arayışındaydı. Biz bunu sunduk. Çünkü kendilerini rahat ve iyi hissettikleri, iyi hizmet aldıkları, onları tanıyan servis elemanlarının olduğu yerlerde daha çok eğleniyorlar... Her kesimin eğlence tarzı farklı. O yüzden insanlar da mekanların eğlence tarzına göre yön buluyor. Ve inan ki buna aslında çapraz ateş de diyebiliriz ama aslında herkes eğlence hayatında onu çeken her kulübe gidebiliyor.. Yeter ki gittiği yerlerde doğru enerjiyi doğru müziği o tanınmışlık hissiyatını alsın...

Haberin Devamı



MEKANIMIZIN DOSTLARI OLDU

Buraya gelen nasıl bir arkadaş kitlen var?

Esasında müşteri lafını kullanmak artık kulağıma bile hoş gelmiyor. Mekanımızın dostları oldu. Bizler, demin senin de söylediğin gibi, İstanbul’da belki de sokağa çıkmaya küsmüş bir kitleyi tekrar sokağa çıkarmayı başardık. En büyük başarımızın burada olduğunu düşünüyorum. Müşteri profilimizi çok net tanımladık. Biz, orta yaş ve üzeri yemek, eğlence satan ve böyle duruşu olan bir mekan olmayı tercih ettik ve bütün projeler de, yeni açılacak restoran, bar ve caz kulübümüz de yine bu amaca yönelik ilerliyor. Müşteriden öte ki ben en büyük başarımızın bu olduğunu düşünüyorum İstanbul’da sokağa çıkamaya küsmüş bir kitlenin tekrar sokağa çıktığını düşünüyorum. Duruşumuzun çok net olduğunu da düşünüyorum. Kendimizi tanımlarken biz 30 yaş ve üzerindeki insanlara eğlence satmak istiyoruz gibi bir duruş sergiliyoruz. Tüm yaptığımız yatırımlar, gelecekle ilgili tüm projelerimiz de bu yönde devam ediyor. Dediğim gibi bir caz kulüp, yeni oryantal bir restoran ve Park Şamdan, yazlık ve kışlık olarak tamamen hedefimiz bu yönde.

En büyük iddianız iyi yemek yapmak. Bana biraz yemeklerinden bahseder misin?

Biz en iyi yaptığımız işi yapmaya oynuyoruz. Diyoruz ki biz restoranız, iyi yemek yapalım. Bunun için de ciddi çaba harcıyoruz. Mesela buranın açılışında, bayağı uzunca bir çalışmayla, 35 yıllık mönülerde kaybolan lezzetlere baktık, neler yıllar içinde yok olmuş bu mönülerden diye. Ama hala insanın adını okuduğunda bile hoşuna giden yemekleri çıkartalım dedik. Hani örnek vermek gerekirse hepimiz bir emense yemek isteriz güveçte patatesiyle. Bugün İstanbul’da çok az sayıda var... Emense, Robespierre gibi mönülerimizden zaman içerisinde kaybolmuş yemekleri kazandırdık.

EMRE ERGANİ’DEN ISTAKOZLU SPAGETTİ TARİFİ
İstanbul’a küsmüş bir kitle tekrar sokağa çıktı
Hadi çok beğendiğin, çok sevdiğin bir yemeğin tarifini ver. Bakalım biz de evde yapabilecek miyiz?

Favorilerimden biri Istakozlu spagettidir. Kuru soğan, sarımsak ve domatesi ince ince doğrayıp sırası ile kızdırılmış tavada tere yağ ile soteleyip sos kıvamına gelinceye kadar kaynatıyoruz. Kıvam alan sosumuza baharatını, tuz, şeker ve beyaz şarabı ilave edip kaynatmaya devam ediyoruz. Son olarak; ıstakozlarımızı kaynayan suda kuru soğan, havuç, kereviz ile 8 dakika haşlıyoruz ve ikiye bölüyoruz. Spagettiyi al dente haşlayıp hazır hale getiriyoruz. Sos, spagetti, ve ıstakozu tavada kaynatıyoruz ve malzemeyi yağlı kağıda koyup fırınlıyoruz.

Gerekli olan malzemeler; 200 gr. Dececco marka spagetti ve 2 adet ıstakoz.

Sos için malzemeler;

- 60gr tereyağı,
- 1kg soyulmuş domates
- 1 adet kuru soğan,
- 3 diş sarımsak,
- 3 adet defne yaprağı,
- bir yemek kaşığı beyaz şarap,
- yeteri kadar tuz, baharat çeşitleri (pul biber, değirmen kara biber) ve 1 yemek kaşığı toz şeker.

DİĞER YENİ YAZILAR