Coşkun Ulusoy’a yargıdan tokat gibi karar

Haberin Devamı

Oyak’ın Genel Müdür koltuğunda Coşkun Ulusoy oturuyor. 227 bin üyenin aidatları ve devletin katkısı ile bugünlere gelen Oyak’ın başındaki Coşkun Ulusoy, Oyak’ı zarara uğratabilecek uygulama ve yasalara aykırı bir girişimini yazarak uyardığım için bana 5 trilyonluk tazminat davası açmıştı. Aynı konuda kendisini uyaran yazılar yazan Güngör Uras, Metin Münir, Yiğit Bulut ve İbrahim Haselçin’e de 5’er trilyon TL dava açmıştı. Hakkımda açtığı 5 trilyonluk dava geçen hafta Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’nde reddedildi. Peki Coşkun Ulusoy’un hakkımda Cumhuriyet döneminde en yüksek tazminat talebiyle dava açmasına neden olan olayı okurlarıma hatırlatmaya çalışayım.

Erdemir’i alırken hata yaptı

Oyak, Erdemir ihalesine girmiş ve en yüksek teklifi vererek satın almaya hak kazanmıştı. Bu ihaleye dünya demir çelik devi Arcelor da katılmış ve belirli bir aşamada çekilmişti. Ancak Oyak, bu yüksek meblağı temin edemediğinden aynı ihaleye katılıp düşük teklif veren Arcelor’u ortak almak için anlaşmış ve izin için Rekabet Kurulu’na başvurmuştu.

Rekabet Kanunu’na aykırı

Coşkun Ulusoy, Rekabet Kanunu’nu bilmeyebilir, Avukatları da atlamış olabilirdi. Ancak konunun uzmanı olarak hem kendisini hem de kamuoyunu bu konuda bilgilendirme görevim vardı. Bu birleşmenin Rekabet Kanunu’nun 7. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan 97/1 ve 98/4 nolu tebliğlere aykırılığını yazdım ve “Rekabet Kurulu izin vermez” dedim. Çünkü Arcelor zaten demir çelik sektöründe dünya devi, bir anlamda tekel. Erdemir’i Oyak ile birlikte satın alması halinde Türkiye’de de tekel konumunda olacak, bu da rekabet kanununa aykırı. Kurucu başkanlığını yaptığım Rekabet Kurulu’nun altında imzam bulunan tebliğe “Bu birleşme rekabete aykırı” diye yazıp Coşkun Ulusoy’u uyardım, “Yol yakınken dön, Rekabet Kurulu buna izin veremez” dedim. Ayrıca Coşkun Ulusoy’un yapmaya çalıştığı uygulama SPK yasasına da aykırı idi ve bunu benim gibi Güngör Uras, Metin Münir, Yiğit Bulut ve İbrahim Haseliçin de yazarak teyit etmişlerdi. Ancak Coşkun Ulusoy uyarılarımızı dikkate almak yerine, gazetecileri yıldırmak ve korkutmak amacıyla 5’er trilyon tazminat davası açtı. Nasıl olsa bu davalar için harcayacağı paralar kendi cebinden değil, Oyak’ın kasasından çıkıyordu.

‘Nasıl olsa arkamda ordu var, beni kimse durduramaz, kamu kurumları yasaya uysa da uymasa da bana izin verir’ düşüncesiyle uyarılarımızı dikkate almadı ve Rekabet Kurulu’na başvurdu. Rekabet Kurulu uzmanları, Oyak’ın birleşme ve devralma başvurusunu inceledi ve benim dikkat çektiğim konuları aynen belirterek bu birleşmeye izin verilemeyeceğini belirten raporunu hazırladı. Rapor Rekabet Kurulu’nun gündemine alındı. Coşkun Ulusoy baktı ki ertesi gün Rekabet Kurulu’nda yazdığım gibi bu birleşme ve devralmaya izin çıkmayacak, taleplerini geri çekmek zorunda kaldı. Bu arada özelleştirmeye verecek para bulamıyor, halka açık şirket olan Erdemir de İMKB’de değer kaybetmeye başladı. Sonunda yüksek faizle borçlandı ve yıllarca ordu mensuplarının aidatları ile sahip olunan bazı varlıklarını ve Oyakbank’ı da Hollandalılar’a satmak zorunda kaldı.

Peki Coşkun Bey neden bu denli yüksek dava açtı dersiniz? Amacı gazetecileri korkutmak... Ulusoy, yaptığı bu başarısızlığı yazmamamız için. Aklınca bu denli yüksek davalarla bizi korkutacaktı. Olan ordu mensuplarının parasına oluyordu. Coşkun Bey, dava açarken ödedikleri harçları ve yüksek avukatlık ücretini tabii ki cebinden ödemedi, bunu Oyak’tan ödedi. Amaç, bu denli yüksek tazminat davaları ile uzman gazetecileri korkutmaktı. Ben ve avukatım Selçuk Bağcı hukuka ve yargıya güveniyorduk. Coşkun Ulusoy’un da başka güvendiği yerler olsa gerek.

Sonunda bağımsız yargı kararını verdi ve Coşkun Ulusoy’un hakkımda açtığı 5 trilyonluk tazminat davası reddedildi. Şimdi merak ediyorum, Sayın Ulusoy kaybedeceği baştan belli olan bu dava için ordu mensuplarımızın, şehitlerimizin maaşlarından kesilen aidatlardan ödediği milyonlarca liralık dava harcı ve avukatlık ücretini cebinden karşılayacak mı? Yoksa Oyak’ın sırtında mı bırakacak?

İyi ki bağımsız yargı var

Son günlerde herkesin saldırdığı yargı, kuşku yok ki halen en güvenilir kurum ve hakim ve savcılarımızın da hâlâ en bağımsız karar veren kişiler olduğunu Coşkun Ulusoy’a verdiği tokat gibi kararı ile bir kez daha ortaya koydu. İyi ki bu ülkede yargı var, iyi ki bu ülkede bağımsız hakim ve savcılar var. Merak ediyorum, bir Oyak mensubu çıkıp Coşkun Ulusoy’u dava etse, dese ki; ‘Ey genel müdür baştan kaybedeceğin belli olan bu denli yüksek bir tazminat davası açmak için benim aidatlarımdan ödediğin mahkeme harcı ve avukatlık ücretini sen cebinden ödeyeceksin.’

Acaba Sayın Ulusoy ne der?

DİĞER YENİ YAZILAR