Beklendiği gibi, borsa haftaya güçlü yükselişle başladı. Gösterge tahvil faizi de yüzde 7,7’ye kadar geriledi. Buna karşılık sepet kur pek oynamadı. Son baktığımda 2.34 TL civarında seyrediyordu. Rastlantı mı? Bir işaret mi? Göreceğiz.
Bu arada dolar euro karşısında değer kaybediyor. Euro/dolar paritesi 1.37’ye dayandı. İlginç buluyorum. ABD siyasi kilitlenmeyi aşınca dolar zayıflıyor! Mali piyasanın işleyişine aklımın ermediğini hep söylerim.
Siyaset ön planda
Bayram öncesinde üç yabancı mali kuruluşun başiktisatçısı ile görüştüm. Türkiye’yi yakından tanıyan ve izleyen profesyonellerle konuşmak yararlı oluyor. Soruları neleri önemsediklerini gösteriyor.
Önceliği bariz şekilde siyasete verdiler. Dış açık, kur, enflasyon, para politikası vs. konjonktüre odaklanmalarını bekliyordum. İkinci planda kaldı. Tartışmanın merkezine yerel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yerleşti. Analiz ve tahminlerimi not aldılar.
Soru aslında basit ve açıktır. Bu seçimler hem Erdoğan ve hem AKP için birden fazla nedenle kritik önem taşıyor. Acaba hükümet seçim başarısı uğruna ekonomide popülist politikalara yönelir mi? Yani bütçe disiplini bozulur mu?
Seçmen hangisine duyarlı?
Bizim mesleğin zor yanı siyaseti doğru tahminidir. Nedeni maliye politikasıdır. Teknik tahdidi yoktur. Safkan siyasi süreçte, siyasi hesaplarla oluşur. Son dönemde ABD’de yaşanan olaylar yeterli kanıttır.
Siyasetçinin önceliği seçilmektir. Kararını popülizmin getirdiği-götürdüğü belirler. Gevşek maliye politikası kamu hizmeti ve büyüme demektir. Oy getirir. Aynı anda kur, faiz ve borsada oynaklık riskidir. Oy götürür. Kolay ödünleşme değildir.
Popülizmin ekonomi politiğinin ayrıntıları girecek yerim kalmadı. Aslında çok ilginçtir. Neyse, anahtar soru ile bitirelim. AKP’nin tutmak/ulaşmak istediği ortadaki seçmen hangisine daha duyarlıdır? Cevabı size bırakıyorum.
Seçimler ve ekonomi
Haberin Devamı