Derin Anadolu izlenimleri

Haberin Devamı

Pazartesi Gaziantep’e gittim. Büyük bir kuruluşun civar illerden 450 bayisine konuştum. Ekonomik gelişmeleri ve tahminlerimi anlattım. Sorularını cevapladım. Öncesinde ve sonrasında bir bölümü ile sohbet ettim.

Bu tür buluşmalar derin Anadolu’nun nabzını tutma fırsatını sağlıyor. Urfa, Adıyaman, Hatay vs. bölge insanı ekonomik ve siyasi gidişatı nasıl görüyor? Nelerden rahatsız? Neler umut veriyor? Çok yararlandım.

Kriz olur mu?

Beklediğim soruyu Urfalı iş adamı sordu. “Hocam, önümüzde kriz var mı?” Geçmiş krizlerin toplumda yol açtığı travmanın tortusudur. Kriz korkusu müşterek hafızadan çok zor siliniyor. Koşullar biraz bozulunca anında depreşiyor.

Krizden kastedilen aslında eski usul mali çalkantıdır. İyi biliniyor. Kur, faiz, enflasyon patlar, ekonomi çöker, zam yağar vs. “Hayır, olmaz” dedim. Geçmiş mali hastalıkların tedavi edildiğini anlattım. Bunları uzun süredir yazıyorum.

Diyelim ki ABD parayı sert sıksın ve AB küçülmeye devam etsin. Ne olur? Fatura reel ekonomiye çıkar. 2012’de yüzde 2’ye inen ve bu yıl yüzde 3’e çıkan büyüme tekrar düşer. İşsizlik artar. Gündeme resesyon gelir. Dikkat: Her resesyon mali çalkantı gerektirmez.

Barış temettüsü

Çözüm sürecinin bölgeyi rahatlattığı medyaya yansıdı. Gözlemim aynı yöndedir. Konuştuğum Kürt iş adamları çok olumlu bir tablo çizdi. Geri dönen insanlar, hareketlenen ekonomi, canlanan üretim ve yatırımlar örneklerle anlatıldı.

Çözümün ekonomiye uzun dönemde yararları biliniyordu. Barış temettüsü deniyor. Ama kısa dönemde de katkı yapabilir. Bölgede talep ve üretimin güçlü seyretmesi büyüme açısından iyi haberdir.

Bölge insanının barış çabalarına sıcak tavrı toplantıda çok net ortaya çıktı. Söz alan Kürt iş adamları barışın önemini vurguladı ve mutlaka desteklenmesini istedi. Gaziantep’ten gelecek için umutlanarak döndüğümü söylemeliyim.

DİĞER YENİ YAZILAR