BU yıl ‘emtia yılı’ olacak, altın da bu modadan payına düşeni alacak. 1.420 dolardan 2010’u tamamlayan altının onsunda bu yıl içinde 1.570 dolar seviyesinin görülmesi beni şaşırtmayacak. Öncesinde 1.250 doların görülmesi, 1.570’in bile aşılmasını sağlayacak. Eğer sonrasında görülürse 1.250 dolar çok da sağlam bir destek olmayabilir.
Dalgalı döviz rejimiyle yaşamayı öğrendik. Eskisi gibi en azından enflasyon kadar devalüasyon olmadığını anladık. Yükselince satıyor, düşünce alıyoruz. Ancak bu iniş çıkışlar da azaldı son yıllarda. Küresel krizden pozitif ayrışmamızın da bunda bir katkısı oldu.
Faizin tarihi diplere indiği, Merkez Bankası’nın ‘Daha da indirebilirim’ dediği bir ortamda tasarruf sabipleri yeni alternatifler arıyor. Sadece bizde mi? Yurtdışındaki sıfır faiz ortamı fon yöneticilerini ve tasarruf sahiplerini de yeni alanlara yönlenmelerine sebep oluyor. Klâsik bono/mevduat/hisse senedi denkleminden farklı olarak son yıllarda emtia piyasaları yeni finansal yatırım alanı oldu. Tabii ki emtai içinde “eski dost” altın daha da öne çıkıyor. Sebepleri muhtelif:
- Sıfır faiz ile gevşek para politikasının yaratacağı enflasyona karşı en iyi korunma aracı olduğu düşüncesi,
- Para birimlerine, diğer bir deyişle “kağıt” paralara olan güvenin kaybolması ile geleneksel “değer saklama” yöntemi olan altına geri dönül eceği fikri,
- Değeri düşen doların altın fiyatlarını “matematiksel olarak” yükseltmesi, yani altının fiyatının dolar bazında “zamlanması”.
Bu alana yatırım yapan hedge fonların sayılarının artması ve bunların artık manipülasyon boyutuna geçen spekülasyonları. (147 dolara çıkan petrole benzer bir durum.)
Herkes ‘Altın fiyatları artacak, altın alalım’ diyor. Bu beklentinin arkasındaki en önemli argümanlardan birisi de 1980 yılında 840 dolara kadar yükselmiş (sonrasında 250 doların bile altına inmiş olsa da kimse bunu dikkate almıyor bu aralar!) olan altının enflasyonla bugüne ‘getirildiğinde’ 2.390 dolar olması gerekiyor tezi var. Bu arada kimse o yıllarda altının nasıl olup da 800 dolara çıktığını sorgulamıyor. Çok az kişi Hunt biraderlerin gümüşte yaptıkları manipülasyonla (spekülasyon boyutunu fersah fersah aşmış bir iş) 50 dolarlara yükselen gümüş fiyatlarının, 1976 yılı başında 140 dolar olan altın fiyatının, 840 doların üzerine çıkmasının gerçek sebebi olduğunu biliyor. O yıllarda Amerikan vatandaşlarının altın almaları yasak, gümüş almaları ise serbestmiş. Hunt biraderler altın alamadıklarından gümüşe yöneliyorlar. Altın alabiliyor olsalardı belki durum çok farklı olabilirdi.
Bugünden bakıldığında; o gün görülen zirveyi gerçek bir arz/talep sonrasında oluştu diyerek “baz” almak, o günkü fiyatı bugüne getirmek ne denli doğru bir “varsayımdır”?
Eğer o günkü altın fiyatını doğru(!) kabul edip enflasyon sebebiyle altının ons fiyatı 2.390 dolara çıkacaksa; 18 Ocak 1980 günü 49.45 dolardan kapanan gümüşün de bugün 140.75’e yükselmesi gerekmez mi? Cari fiyatlarla bakıldığında altın 1.410 dolardan 2.390’a çıkarken yüzde 70’e yakın artış olması beklenirken “aynı mantıkla” gümüş bugünlerdeki 29.50 seviyesine göre yüzde 375’e yakın artması demektir. Yaklaşık 4 katına yakın bir artış! Peki çıkar mı? Altın o kadar çıkacaksa neden gümüş daha fazla çıkmasın? (Not: 1980 yılı ortalamaları bazında bakıldığında altın 1.920, gümüş ise 111.80’e yükseliyor!)
Buraya kadar işin enflasyon boyutuydu. İşin bir de “kağıt paralara olan güvensizlik” boyutu var. Paralar “değer koruma” fonksiyonlarını yerine getiremeyecekler, yerini altın alacak düşüncesinin de ayakları yere çok sağlam basmıyor!
Bugünkü dünya ekonomisi yeryüzündeki altın stoğuna sığar mı? Nasıl bir soru bu derseniz, anlatayım. 2007 yılı başındaki rakamlara göre yeryüzündeki altın miktarı 158 bin ton civarındaymış.
Bunun dağılımına gelince;
Dünya Altın Konseyi’ne (World Gold Council - WGC) göre yıllık altın üretimi, 2000’li yıllarda 2.500 tona yükselmiş durumda. Son dört yılda 10 bin ton yeni altın çıkarıldığını varsayarsak toprak üzerindeki altın stoğu 168 bin tona ulaşıyor.
Basit bir hesap yapalım. 168 bin ton altın 5.4 milyon troy ons yapıyor. (1 ton= 32.151 troy ons) Ons fiyatını 1.400 dolar kabul ettiğimizde yeryüzünde çıkarılmış durumdaki altının parasal değeri 7.6 trilyon dolara denk geliyor.
Değil dünya ekonomisi sadece ABD’nin bile zamanı geri sarıp altın standardına dönmesi mümkün değil. Kriz sırasında 5 trilyon dolar harcama yapmayı göze alan, 14.1 trilyon dolarlık GSMH’ye (World Bank 2009) sahip ABD’nin bile tek başına bu kadar “küçük” bir rakamın içine sığması mümkün değil! Değil ki 58.1 trilyon dolarlık dünya ekonomisi 7.5 trilyon dolarlık altın ile ifade edile bilsin... GSMH’den çok merkez bankalarının para arzları doğru “ölçü” oluşturma konusunda daha mantıklı bir baz olacaktır.
Tüm merkez bankaları yerine dünya ekonomisinin yüzde 62’sini oluşturan ABD, AB ve Japonya merkez bankaların para tabanlarına bakıldığında; 15 Aralık 2010 itibarıyla 4.749 trilyon dolarlık bir toplama ulaşılıyor.
3 ülkenin merkez bankalarının elinde resmi altın rezervlerinin yüzde 69’u bulunuyor. Bu da yaklaşık 20.9 bin ton (168 bin tonun yüzde 18’nin yüzde 69’u) yapıyor. Bu durumda yaratılmış olan para tabanının, bu kadar altını alabilmesi için altının ons fiyatının bugün en azında 7.080 dolara çıkması gerekiyor. Bu hesabı dünya para tabanının üçte ikisini oluşturan üç bankadan yüzde 38’lik “diğer” ülkelerin para arzlarını da dahil edecek şekilde geliştirirsek altının ons fiyatının 11.400’e kadar çıkması (yüzde 62’si 7.080 ise yüzde 100’ü kaç olur hesabıyla) gerekmez mi?
Altın fiyatlarında bugün itibarıyla böylesi bir sıçrama olsa, sizce taş taş üstünde kalır mı?
Hadi diyelim bir seferlik böylesi bir şoku dünya kaldırdı ve fiyat 11 bin dolara çıktı. O tarihten itibaren yeni para arzı altın üretimiyle sınırlı olacak. Sizce dünya yıllık 1.48’lik bir büyümeye (yıllık altın üretimiyle artan altın rezervi) sığabilir mi?
Gelin anlaşalım. Altını da hisse senedi, döviz ya da emtia gibi alınıp satılan bir enstrüman olarak kabul edelim. Gereksiz görevler yüklemeyelim altına. Tüm bu anlattıklarımdan sonra yine de aynı soruyu duyar gibiyim... Peki bu yıl altın fiyatları ne olacak? Bu yılın “emtia yılı” olacağını yazmıştım. Altın da bu modadan payına düşeni alacaktır. Bu varsayım ile bu yıl içinde 1.570 dolar/ons seviyesinin görülmesi beni şaşırtmayacaktır. Öncesinde 1.250 doların görülmesi, 1.570’in bile aşılmasını sağlayacaktır. Yok eğer sonrasında görülecek olursa da 1.250 dolar seviyesi çok da sağlam bir destek olmayabilir!
Yılın altın yazısı!
Haberin Devamı