Fed bu haftaki toplantısında faize dokunmayacak. Ancak Başkan Yellen’in vereceği ipuçları önemli. Irma ve Harvey’e ağırlık verirse Aralık’ta faiz artışı ihtimali azalacak.
Fed’in faiz kararı ve Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyareti bu haftanın iki önemli göstergesi olacak. Amerikan Merkez Bankası Fed’in Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı 19-20 Eylül tarihlerinde yapılacak. 20 Eylül’de faiz kararı açıklanacak ardından da Başkan Janet Yellen bir basın toplantısı yapacak. Faiz oranlarında bir değişiklik beklenmiyor.
Fed, parasal genişlemenin sonuna gelindiğini daha önce açıklamış, daraltma planının detayları piyasaları daha fazla ilgilendirecek. Detaylarının açıklanması beklenen yol planının, piyasaları rahatsız etmesi öngörülmüyor. Büyük oranda vadesi gelen kamu tahvillerinin yeniden yatırılmamasına dayalı bu plan büyük oranda piyasaların bilgisi dahilinde zaten.
‘Enflasyon’ derse artırır
Basın toplantısında Yellen’in Aralık ayında bir faiz artışına gidip gitmeyecekleri yönünde ipuçları aranacak. Yellen’in Harvey ve Irma kasırgalarına ağırlık vermesi faiz artış ihtimalini azaltacağı, son dönemde petrol fiyatlarındaki artışın enflasyonu yükselteceğine değinmesi faizi artıracağı şeklinde yorumlanabilir. Olası faiz hamlesi, özellikle paritenin yönü konusunda kısa vadede etkisi olacaktır. Bu hafta 21 Eylül’de Bank of Japan da politika toplantısı yapacak ancak piyasaya etki yapacak bir karar alması beklenmiyor.
Referandum gerginliği
Cumhurbaşkanı’nın ABD ziyareti ve 21 Eylül’deki Trump ile yapacağı görüşme ve bu görüşmenin olası sonuçları önümüzdeki döneme dair ipuçları verebilir. Önümüzdeki hafta sonu Almanya’da yapılacak seçimler ve Kuzey Irak’taki “Bağımsızlık Referandumu” da bu haftanın oynaklıklarını artıracak unsurlar olacak.
Dolardaki oynaklık devam eder mi?
Londra swap piyasası geçtiğimiz hafta dolar/TL cephesinde ciddi bir oynaklığa sebep oldu. Haftanın ilk günü 3.40’ın altına inen dolar/TL kuru, Salı günü Londra’daki swap piyasasında gecelik TL faizlerinin yüzde 5’lere düşmesi (TCMB’nin Ağırlıklı Fonlama faizi yüzde 12’deyken), TL’nin getirisi artık cazip olmayacak mı diye düşünenlerin, biraz da “kâr cebe yakışır” diye düşünenlerin ama ağırlıklı olarak “TL carry trade trenine” son vagonda binenlerin alımlarıyla dolar/TL yükselmeye başladı.
Perşembe günü 3.4775’e kadar çıkar kur, sonrasında swap piyasasının “normalleşmesiyle” 3.43’lü seviyelere geriledi. Swap piyasasında TL faizlerinin düşmesinin arkasındaki asıl sebep, döviz likiditesi cephesinde yaşanan sıkışıklıktı. Döviz fonlamasına ihtiyacı artan bazı bankalar Londra’da dolar talep edip, TL teklif edince, zaten elinde plase etmekte zorlandıkları miktarda TL olan Londra piyasası da dolar faizini yükseltebilmenin çaresini, TL faizi düşürmekte buldu ve oynaklık hızla arttı. Swap piyasası, bu haftanın son gününde bankaların ROK mekanizması aracılığıyla zorunlu karşılıklarda yapılacak ayarlama ile daha da normalleşecektir. Ancak geçtiğimiz haftanın ilk günlerinde yaşanan bu olay, bizim piyasalarımızın ne denli kırılgan olabildiğini göstermesi açısından önemliydi. Bu haftanın sonuna doğru; eğer paritede ve dolar endeksinde dolar lehine önemli hareketler olmazsa 3.42’lerin ve hatta altının test edildiğini görebiliriz.
Paritede Merkel etkisi
Malumunuz hafta sonu Almanya’da seçimler var ve Merkel yine en güçlü aday. Bu durum euroya yarar mı ya da piyasa bunu seçimden önce fiyatlar mı diye baktığımızda, ortada Fransa’daki gibi bir Le Pen-Macron durumu yok. Yine de piyasadaki euro “uzun” pozisyonlanma nedeniyle geçtiğimiz haftayı 1.1940’larda kapatan euro/dolar paritesinin 1.20’nin üzerini bir kez daha test etmesi ihtimali hiç de az değil. 1.2140-75 bandı yukarıdaki en önemli direnç bölgesi, aşılırsa 1.2230’ların da test edildiğini görebiliriz.
Aşağıda 1.1820-40 bandı önemli bir destek seviyesi. Bu seviye kırılırsa 1.1740-60 bandının test edilmesi olasılığı artacak.
‘Pound’dakİ yükseliş sürer mi?
İngiltere’de yıllık enflasyonun yüzde 2.9’a yükselmesi, Bank of England’ın (BoE) yıl sonundan önce bir faiz artışına gideceği beklentilerini güçlendirmişti. Geçtiğimiz hafta yapılan BoE toplantısında 7-2 oyla faizlerin cari seviyelerini korumasına karar verilmiş olsa da 2 Kasım, kötüsünden de 14 Aralık’ta yapacağı toplantıdan bir faiz artışı kararının çıkması olasılığının artması poundun, dolar karşısında değer kazanmasına neden oldu. Toplantı öncesinde 1.33’lere yükselen pound/dolar paritesi ‘Faiz artmadı’ haberiyle 1.3165’lere kadar gerilese de sonrasında başlayan hareket pariteyi 1.3615’e kadar taşıdı, kapanış 1.3589 seviyesinden gerçekleşti. Teknik olarak 1.3490-1.3505 seviyesi kayda değer direnç seviyelerinden birisiydi, adeta jet hızıyla geçildi. Şimdi sırada 1.3650-75 bölgesi var. Bu seviyenin ilk denemede geçilmesi (1.35’ten daha önemli bir direnç) zor.
Brent-WTI arasındaki makas neden açıldı?
Petrol fiyatları da küresel petrol talebinde artış olduğu haberleri ve ABD’deki kasırga haberleri sonrasında yükselmeye devam etti. Asıl çarpıcı hareket Brent petrolü ile ABD ham petrol (WTI) fiyatları arasındaki farkın uzun zamandan sonra 6 doları aşması oldu. Uzun süredir Brent lehine 2-3 dolar civarında seyreden bu fark, geçtiğimiz hafta 6.25 dolara kadar tırmandı.
Bunun ardındaki sebep “artan petrol talebi” daha çok Brent ile fiyatlanan ABD dışında kalan bölgede gerçekleşecek beklentisine karşın, kasırga nedeniyle düşen rafineri kapasiteleri nedeniyle ABD’deki stokların artması şeklinde açıklanıyor. ABD’de kasırga benzin talebini ve dolayısıyla benzin fiyatlarının artmasına neden olsa da kasırgadan zarar görmemek için faaliyetlerini durduran rafineriler, toplam ham petrol talebinin düşmesine, Cushing’deki stokların da tırmanmasına neden olduğu “fiyatlanıyor.” Brent petrolünde 57.25 dolara kadar bir yükseliş görülebilir. Ancak bu seviyenin çok da üzerine çıkılmasını beklemiyorum. ABD ham petrol (WTI) fiyatlarında yükseliş, Brent’teki artışa eşlik etmez ve aralarındaki fark açılmaya devam edecek olursa Brent petrol fiyatlarındaki geri çekilme oldukça hızlı da olabilir.
Petrol fiyatları cari seviyelerinde bir süre daha kalmaya devam ederse bunun bizim gibi petrol ithal eden ülkelerin cari açıklarına olumsuz yansımaları, orta vadeye olumsuz yansımaları piyasalarca fiyatlanmaya başlanabilir.
Haberin Devamı