...ve New York notları

Haberin Devamı

Bir hafta önce birkaç toplantı için New York’taydım. Bundan önceki ziyaretim yine bu yılın Ocak ayının ortalarındaydı. Doğal olarak hava soğuktu ama kriz ABD’nin kalbini nasıl etkilemişi merak ettiğimden yine sokaklardaydım. Moskova’nın soğuk havasına alışkın biri olarak NY’ta ayakta kalmak çok sorun değildi. Bu kez ise hava; Cumartesi günü yağan yağmur hariç çok güzeldi. Krizin dip gördüğü ve krizden çıkılıyor denildiği zamanlara denk gelmesinden dolayı hatırımda kalanları paylaşmak istedim.

* Ocak ayına göre enkazın molozunu, taşı toprağını, tozunu kaldırmışlar. Temizlemişler. Ancak yerine ne yapacaklarını henüz bilmiyor gibiler.

* NY’a ilk ziyaretim 1998 yılındaydı. Rusya ve Asya krizlerinden hemen sonraydı yanılmıyorsam. Sokakta yürürken Amerikalılar’ın ülkelerine güvendiklerini ve Amerikalı olmaktan gurur duyduklarını hissediyordunuz. (Ne de olsa kriz onların ülkesini vurmamıştı) Sanki son 2 ziyarette Amerikalılar adeta ülkelerine olan güvenlerini kaybetmiş gibiydiler. En azından yere o kadar da sert basmıyorlardı.

* Gayrimenkul balonuyla yaratılmış ancak son yıl içinde negatife dönmüş olan “servet etkisini” nasıl yöneteceklerini bilemiyor gibiler...

* İnsanlar yine de Ocak ayındaki kadar ürkek değiller. Daha çok korkunun yerini ne olduğunu anlamakta zorlandıkları bir bekleyiş almış. Borsalar yukarı gidiyor, onlar işlerini kaybediyor. Bu garip durumu anlamıyorlar. Bu da adeta yüzlerinden okunuyor.

* 5. Cadde ile birlikte New York’un en lüks mağazalarının olduğu Madison Avenue’da halen daha boş dükkanlar var. Ocak ayı ortasına göre boş dükkanların sayılarında azalma var. Ancak Ocak ayında “yakında açılıyor” diye camında ilan olan bazı dükkanlarda tadilat devam ediyor(!) ve halen daha camlarındaki aynı “yakında açılıyor” yazıları duruyor. İşi ağırdan alıyorlar galiba, tıpkı büyük inşaatlarda olduğu gibi. Onlar da ağır aksak ilerliyor.

* Yeni inşaat pek yok, beni bu kez asıl şaşırtan çok fazla sayıda alt yapı tamiratının ya da inşaatının olmasıydı. Galiba New York Belediye Başkanı Bloomberg, hem para harcıyor olma adına hem de birşeyler yapılıyor, hayat devam ediyor imajını güçlendirmek için yollara düşmüş gibi.

* Times Square başta olmak üzere irili ufaklı meydanların hemen hepsine basit tasarlanmış metal portatif masa ve sandalyeler konmuş. Sigara yasağından sonra yine belediye tarafından konulduklarını söylediler.

* Bu arada sigara yasağına uyma konusunda bir sorun kalmamış. 2 sene kadar önce sigarayı bırakmış birisi olarak bundan fazlasıyla memnun oldum. Büyük ihtimalle bu kışı biz de kavgasız gürültüsüz aşabilirsek, önümüzdeki sene daha rahat edeceğiz.

* Yağmur dedim de... Yağmur şiddetini biraz arttırınca, nereden çıktığını anlamadığım, adeta pıtırak gibi onlarca seyyar şemsiye satıcısı (çoğunluğu zenci ve İspanyol kökenli) belirdi sokaklarda. Çoğu Uzakdoğu malı olduğu belli olan ve adeta kullan-at tarzı kalitesiz bu şemsiye satışı ayrı bir ritüel gibiydi.

* Bir de havaalanında gördüğüm ve Sean Penn’in oynadığı World Food Program’ın bir reklamı vardı. Krize harcanan 700 milyar dolar, AB için harcanan 200 milyar dolar, Irak ve Afganistan savaşları için harcananlarla açlık için 30 milyon doları kıyaslaması çarpıcıydı.

DİĞER YENİ YAZILAR