Türkiye İhracatçılar Meclisi başkanı Mehmet Büyükekşi “Merkez Bankası’nın yaptığı şeylere bakınca piyasayı tam okuyamadığını görüyoruz” diyerek Başbakan’dan acil toplantı için randevu istediklerini açıklamış önceki gün.
Fed’in II. Bedava Para Paketi sonrasında hızlanan TL’nin değer kazanma süreci haklı olarak ihracatçıları zor durumda bırakıyor. Bu hafta sonu yapılacak G-20 toplantısının da en önemli gündem maddesi olmaya aday bu konu.
G-20’den bir şey çıkmasını beklemek abesle iştigal olsa gerek. Zira ABD, Çin ve AB’nin herhangi bir ortak noktada buluşması neredeyse imkânsız.
Biraz da bunu gören TİM’in; talep ettiği “acil toplantıda” bazı talepleri olduğu basına yansıdı. Bunların bazıları hayata geçebilir, bazıları ise neredeyse hayal.
* Kur İstikrar Fonu hemen kurulmalı. Hangi kur seviyesinin “doğru” olduğuna kim karar verecek, bu fon ne zaman devreye girecek, kimlere kullandırılacak? Bunlara cevap bulmak zor olduğundan, böylesi bir fonun kurulması anlamlı değil, çalışmaz!
* Kredi Garanti Fonu kurulmalı. Geç bile kalındı!
* Eximbank, biran önce alıcı kredilerine, ülke kredilerine yönelmeli ve sigorta sistemi genişletilmeli. Bir an evvel hayata geçmesi gereken yerinde bir talep!
* Merkez Bankası döviz rezervlerini artırmalı. Döviz rezervi minimum 100 milyar dolar olmalı. Başkan Yılmaz 125’e çıkmasının bile işe yaramayabileceğini söyledi...
n Merkez Bankası politika faizlerini düşürmeli. Enflasyon bu seviyede ve dünyadan gelecek etkilerle daha da artması söz konusuyken yakın vadede hayal!
* Esnek çalışma, Kıdem Tazminatı Fonu, bölgesel asgari ücret uygulamasına biran önce geçilsin. İstihdam üzerindeki yükler azaltılsın. Teşvik sistemi yeniden düzenlensin. Kademeli olarak neredeyse hepsi hayata geçebilir...
TİM bu taleplerinin bir çoğunu aylardır dile getiriyor.
Ancak kendi yapmış olduğu bir araştırmaya göre ihracatçı firmaların yüzde 61.9’nun kur riskinden korunmak için herhangi bir önlem almıyorlarmış! TİM önce kendi çöplüğünü düzeltmeli , kur riskinden korunmanın bir “kültür” haline gelmesini sağlamalıdır.
Bu arada İHKİB’in önerilerinden birinin de “taleplere” eklenmesinde fayda var: “İhracatçılar, türev ürünleriyle (forward, opsiyon ve VOB) yapılan riskten korunma (hadge) işlemleri nedeniyle oluşan karlar veya doğan vergilerden muaf tutulmalı ”.
Ama asıl yapılması gereken; Başbakan’ın “Güçlü TL onurumuzdur” söyleminin, “değerli TL” anlamına geldiği şeklinde oluşan yanlış anlaşılmanın düzeltilmesi gerekiyor. Yabancılar bunu “zımni garanti” olarak algılayıp, ha bire yeni döviz getiriyorlar...
Atamızı sevgi ve saygıyla anıyorum.