Suriye yetmezmiş gibi piyasalar için yeni bir risk daha çıktı: İRAN

Haberin Devamı

Suriye gerginliğine şimdi de İran’daki ekonomik türbülans eklendi. İran Riyali’nin dolar karşısındaki değeri İran Merkez Bankası’nın dünkü resmi kuruna göre 12.260 iken, serbest piyasada 36.000’lere kadar yükselmiş durumda. İran’a yönelik yeni yaptırımlar gelirse ‘Pers Baharı’ndan söz edilmeye başlanabilir. Peki Suriye riskini fiyatlamayan piyasalar İran’daki gelişmeleri fiyatlayacak mı? Bence İran için de bir süre beklenecek.

Siyasi ve askeri meselelerden söz etmiyorum. Arap Baharı’ndan sonra iyiden iyiye ısınan bölgemizde Suriye ile olan sınır gerginliğimiz sürerken, Suriye hariç “aktörlerin” neredeyse tamamı; ABD başkanlık seçimlerine kadar sorunu “buzdolabında” tutmayı tercih ediyorlar. Sınırımızdaki mülteci akını sürerken Ortadoğu ile ticaretimizin önemli çıkış noktalarından biri olan Suriye’nin kapanması dış ticaretimizi olumsuz etkilemiş ve etkilemeye de devam ediyor.

Şimdi bir de ekonomik denkleme İran girdi! İran parası Riyal son aylarda hızla değer kaybederken geçtiğimiz hafta Çarşamba günü başkent Tahran’da ekonomik gelişmeleri protesto eden halk ile güvenlik güçleri karşı karşıya geldiler. Ölümlerden söz edilirken tutuklamalar olmuş. İran para birimi Riyal’in dolar karşısındaki değeri İran Merkez Bankası’nın dünkü resmi kuruna göre 12.260 iken, serbest piyasada 36.000’lere kadar yükselmiş. Döviz bürolarında işlemler durmuş. Enflasyonun yüzde 23’lerde olduğu, işsizliğin yüksek seyrettiği İran’da kurların da bu denli hızlı yükselmesi ekonomiyi sıkıntıya sokmaya başlamış. Anlaşılan yaptırımlar “ısırmaya” başlamış!

Kurların hızla yükseldiği eski günleri yaşayanlar böylesi ortamlarda fiyat yapmanın ne denli zor olduğunu hatırlayacaklardır. Bir yandan ithalatın yapılamıyor olması, diğer yandan yapılan ithalattan sürekli olarak zarar ediliyor olması ve hepsinden daha kötüsü de belirsizlik ekonomiyi eninde sonunda “vuracaktır”. İşin bir de hammadde boyutu var ki o çok daha büyük bir sorun. Bugün değilse bile; kurlardaki artış nedeniyle ortaya çıkan belirsizlikle hammadde ihtiyacının karşılanamıyor olması, var olan stokların yakın gelecekte eriyecek olması önümüzdeki dönemde İran ekonomisini daha da zor günlerin beklediğinin habercisi. Petrol ihracatçısı, buna karşın rafine petrol ürünlerinde ithalatçı olan İran’da benzin fiyatlarının kurlar yüzünden artacak olması ekonominin geneline yayılan bir bozulma habercisi olacaktır.

Yaptırımların istisnalarından biri olarak son aylarda Türkiye olarak İran’a olan ihracatımız (altın da dahil olmak üzere!) artmaktaydı. Ancak kurdaki bu belirsizlik ister istemez bizi de vuracaktır. Zira uluslararası ticarette fiyatlar dolar üzerinden. Doların değer kazanıyor olması İran için ithal mal fiyatlarını; özellikle de tüketim ürünlerinde; hızla arttırıyor. Enflasyon, işsizlik derken sıradan halkın artan döviz kurlarıyla birlikte reel geliri de düşüyor.

Bu durum İran’da sokak hareketlerini tetikler, bu da bir rejim değişikliğine yol açar mı?

Bunun için henüz daha erken. Ancak 15 Ekim’deki AB bakanlar toplantısından yeni yaptırımlar çıkacak olur ise yaklaşan kış mevsimi öncesinde belki de bir “Pers Baharı”ndan söz etmeye başlıyor olabiliriz. Şimdilik bundan söz etmek için erken. Bizi asıl ilgilendiren kısa vadede Politik İstikrar Endeksi (!) düşmeye devam eden İran’da finansal piyasalardaki türbülansın bizi olumsuz etkileyecek olması. Bu durum bizde fiyatlanır mı? Şimdilik sanmam. Tıpkı Suriye’nin piyasalarca tam olarak fiyatlanmadığı gibi, İran için de bir süre beklenecektir.

Altında yaşanan ralli sürecek mi?

Geçtiğimiz hafta Suriye’ye açılan topçu ateşinin etkisi kısa sürdü. ABD’de Cuma günü yüzde 8.2 beklenirken yüzde 7.8 açıklanan işsizlik oranı bir anlamda piyasaları kurtardı. Yarı zamanlı istihdamdaki artış sayesinde beklentilerden iyi gelen ABD işsizlik verisinde önümüzdeki ay bir “düzeltme” gelmesi olasılığı hayli yüksek. Zira 115-125 bin civarında artması beklenen Tarım Dışı İstihdamdaki 114 binlik bir artış olarak gelmesi bu “düzeltme” olasılığını arttırıyor.

ABD borsa endeksleri (Apple’ın gerilemesi nedeniyle NASDAQ hariç) Cuma günü; işsizlik verileri sonrasında 2009’dan bu yana en yüksek gün içi değerlerine ulaştı ancak kapanışta endeksler geriledi. Aslına bakarsanız tüm piyasalar Fed’in 13 Eylül’deki açıklamasından bu yana ancak ‘bir arpa boyu’ yol katedebilmiş durumdalar. Fed öncesi yaşanan ralli sonrasında “beklentiyi satın al, gerçekleşmeyi sat!” durumu hüküm sürüyor.

Bu hafta başında da yükseliş bir parça devam etse de haftanın ortasından itibaren piyasalardaki yorgunluk bir miktar artacağa benziyor. Cuma günü 13.610 seviyesinden kapatan Dow Jones endeksinde 13.855 seviyesi yeni zirve hedefi olarak piyasaların önünde duruyor. 13.340 seviyesi aşağı yönde kırılmadıkça 6 Kasım’daki ABD başkanlık seçimlerine kadar yeni zirve için “zorlama” devam edebilir!

Bu hafta altın için kritik bir hafta olacak! Geçtiğimiz hafta 1.795 ons/dolar hedefine ulaşan (1.796.05 görüldü!) altın bu seviyeyi aşamadı. Bu seviyeyi yeniden test edip, 1.805 seviyesini kararlı olarak geçemeyecek olur ise, altında önce 1.755 ve ardından da 1.732 seviyelerine kadar bir geri çekilme yaşanabilir.

DİĞER YENİ YAZILAR