Son vagondakilerin rallisi mi?

Haberin Devamı

Bu hafta, geçen haftanın tersine özellikle ABD’den Ekim ayına dair birçok veri açıklanacak.

Perakende satışları: (Beklenti:+ % 0.8)

Üretici (Beklenti: + % 0.4) ve Tüketici fiyat endeksleri (Beklenti: +% 0.2)

Sanayi üretimi (Beklenti: +% 0.4) ve kapasite kullanım oranları (Beklenti: % 70.8)

Yeni ev başlangıçları (Beklenti: + 600 bin)

Tüm bu verilere bakıldığında piyasanın bu hafta dalgalı seyretmesini beklemek hatalı olmaz. Hem veri öncesinde hem de sonrasında tüm piyasalar inişli çıkışlı olacaktır.

Genel resme baktığımızdaysa, özellikle ABD’deki piyasa katılımcılarının, piyasanın yükselişi yönünde hareket ettikleri gözleniyor. Kasım ayı, özellikle hedge fon yöneticilerinin performans değerlendirmeleri açısından önemli. Yönettikleri portföylerinin başarılarına göre prim alan fon yöneticilerinin kâr/zarar hesapları, daha çok piyasa fiyatına göre hesaplanıyor. Tüm pozisyonların piyasaya satılıp, kârın nakde döndürülmesi, likidite kısıtlarından dolayı söz konusu değil. Bu nedenle portföyler piyasa fiyatına göre (Mark-to-market) değerlendiriliyor, ikramiyeler de buna göre hesaplanıyor. Eski yıllarda Aralık ayı esastı. Ancak son yıllarda artan sayıda fon ve yöneticisi Kasım ayı sonunu esas almayı tercih ediyorlar. Bu nedenle de bu ayın kapanış değerleri önemli.

Amerika’dakiler için ay sonuna şurada kaldı hepi topu 10 iş günü. Malum 26 Kasım Şükran Günü. 27 Kasım Cuma’yı da uzun haftasonu için birleştirilerse sayı 9’a iniyor ki, Kurban Bayramı nedeniyle ay sonunda 2 iş günü tatil olan bizim piyasalarımızla eşitleniyor.

Yüzüp, yüzüp kuyruğuna gelmiş olan piyasa katılımcıları bundan sonra bir “yol kazası” yaşamak istemiyorlar.

Onların hesaplarını; bu ralliyi kaçırmış ya da son vagonlara binmiş ve hatta henüz daha binememiş olanların her düşüşü “alım fırsatı” olarak görmesi de (6.500 Dow’da akılları neredeydi?) kolaylaştırıyor. Son vagona binenlerin alımları piyasalarda ciddi geri çekilmeleri engelliyor, kâr realizasyonlarının olumsuz etkilerini sınırlıyor. Hatta onlarda bir son dakika golü ile az da olsa kendilerine bir bonus yaratma çabasındalar. Onların çabalarıyla son bir kaç haftada ABD borsalarında yeni yüksek seviyelere bile gelindi.

Kasım ayının ilk haftasındaki beklentilerimden farklı olarak bu hafta içinde, özellikle Dow Jones Endeksi’nde yeni zirveler görebiliriz.

Bu hafta içinde 10.375 ile 10.505 arasında yeni zirve görülmesi mümkün.

Diyelim ki bu hafta datalar böylesi bir yükselişe izin vermedi. Önümüzdeki hafta “Şükran Günü” arifesinde, bu seviyelerden birinin görülmesi ve hatta ayın da böyle kapanması hem “trenin makinistlerinin” hem de “son vagondakilerin” arzusu olacak, bu uğurda ciddi çaba harcayacaklardır.

Benzer bir durum altın için de geçerli. 1.130-1.160 dolar seviyesi için ciddi çabalar görebiliriz.

Tüm bu çabalar yılı iyi kapatabilmek için. Kârını cebine koymak isteyenler mutlaka çıkacaktır. Ancak bunların fiyatlar üzerindeki etkileri, yukarıda sözünü ettiğim “son vagoncular” yüzünden şimdilik hissedilmiyor. Yeni yılla girilmesi ve beraberinde bu çabaların sona ermesiyle, piyasalarda bugünkü seviyeleri arar olacağız! Bu varsayımı destekleyen en önemli veri, borsaların Mart ayından bu yana yükselmesine belki de en fazla destek veren “tüketici beklentilerinin” yükselmesiydi. Beklentiler artık yükselmiyor, tam tersine gerilemeye başladı. Nitekim ABD’de geçen hafta açıklanan Michigan Üniversitesi Güven Endeksi 71 beklenirken 66 açıklandı ki bir önceki ay 70.6 idi. Henüz son iki ayda olumsuz gelen bu verilerin piyasaya etkileri büyük ihtimalle yeni yılda görülecektir.

*****


İMKB’de yükseliş yaşanır mı?

ABD piyasalarında yeni yüksekler görülmesi demek değildir ki İMKB’de de birebir yansıma bulacak. Mutlaka pozitif yansımaları olacaktır ancak yeni bir yüksek seviyenin görülmesi hayli zor.

Bu arada İMKB’nin ABD piyasalarından çok önce ve çok daha fazla çıktığını unutmamak gerek. Her iki piyasa arasındaki performans farkının bir kısmının kapanmasını beklemek hata olmaz. Nitekim son bir kaç haftada ABD piyasalarının İMKB’ye oranla daha iyi performans göstermesinin ardında da bu yatıyor.

İMKB için önemli bir not daha: 15 Ekim’deki zirveden bu yana ilk 15 aracı kurum bazında piyasanın 7.8 milyon TL’lik net satıcı olduğunu, çıkışın lokomotifi olan banka hissesinde ise 56.8 milyonluk net satıcı olunmasını da göz ardı etmemek gerek. Durum 23 Ekim zirvesinden bu yana da çok farklı değil. Tek başına bu veriler borsa performansları arasındaki farkın kapanacağının kanıtı olmasa da dikkatle izlenmesi gereken bir veri olduğunu da akıldan çıkarmamak gerekir.

DİĞER YENİ YAZILAR