Geçtiğimiz hafta kabus gibiydi. İsrail’in Gazze’ye kara harekatı başlatması, İD’nin (eski adıyla IŞiD’in) ilerlemesi ve katliamlarını sürdürmesi, Ukrayna’nın doğusunda Malezya Havayolları’na ait uçağın düşürülmesi aynı haftaya denk geldi. İçerideki Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle dış politikaya yeterince zaman ayıramadığımızdan olsa gerek bölgedeki ağırlığımızı da kontrolümüzü de kaybediyoruz.
Bunun bir başka göstergesi de İran ile P5+1 arasında varılacağı söylenen mutabakat gerçekleşmese de görüşmelerin 24 Kasım’a kadar sürdürülmesi konusunda anlaşılmış. Bu da Batı ile İran arasındaki görüşmelerin devam edeceğini, İran’ın bölgede önemli bir aktör olmaya devam edeceğini gösteriyor. Buna karşın nasıl bir strateji izleyeceğimiz sanırım Cumhurbaşkanlığı seçimi ertesine kalacak.
Endişeler var
Geçen haftanın piyasaları ilgilendiren en önemli olayı Merkez Bankası’nın politika faizlerini; piyasanın beklediği gibi; 50 baz puan düşürmesiydi. Benim “sabit bırakmalı, politikacılara uymamalı” önerim hiç mi hiç dikkate alınmamış.
MB, borç verme faizini değiştirmezken, borç alma faizini düşürdü! Bu asimetrik hareketin iki anlamı var. Başkan Başçı; dövizde bir volatilite artışı olur ya da kurlarda hızlı bir yükseliş olur ise elindeki faiz silahını gerektiğini kullanabilmek istiyor. Bankalara sağladığı haftalık 8.25’e inen faiz oranını gecelik fonlamaya çevirerek kısa zamanda yüzde 12’ye kadar yükseltebilecek. Anlaşılan böylesi bir endişe var. Borç alma faizindeki indirim ile döviz satıp TL’ye dönen yabancı fonlara daha az faiz ödeme, içerideki katılımcılara da önümüzdeki aylarda daha da indirebilirim mesajı verilmeye çalışılıyor. Asıl ilginç olan Haziran ve Temmuz ayındaki açıklamaların neredeyse aynı olmasıydı. Faizler hariç tek değişiklik.
Merkez Bankası borç verme faizini değiştirmedi, borç alma faizini düşürdü! Bu; “Dövizde bir volatilite artışı olursa elimdeki faiz silahını gerektiğinde kullanabilmek istiyorum, bu nedenle düşürmedim” demek! Borç alma faizini de gelen dövizlere daha az faiz ödeme adına yapılmış görünüyor. Asıl beni şaşırtan Haziran ve Temmuz ayındaki açıklamaların neredeyse aynı olmasıydı.
Yapılan açıklamada faizler hariç tek değişiklik; “Geçtiğimiz yılın ortalarından itibaren gerçekleşen birikimli döviz kuru gelişmelerinin yıllık enflasyon üzerindeki olumsuz yansımaları kademeli olarak azalacaktır. Baz etkisinin de katkısıyla bu aydan itibaren enflasyonda kayda değer bir düşüş gözleneceği tahmin edilmektedir” cümlesi yerine “... kademeli olarak azalmaktadır. Son dönemde enflasyonun düşüş hızını sınırlayan temel faktör gıdadaki yüksek seyir” deniliyor.
Enflasyonda beklediği düşüşü göremeyen ve politikacıların baskısına dayanamayan MB için tek suçlu çarşı-pazar olmuş.
Kaos büyürken şirketlere öneri
14 Mayıs’ta 2.0618 dip seviyesini gören dolar/TL kurlarında o günden bu yana görece olarak “yatay bir seviye izleniyor. Volatilite dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi Türk piyasalarında da düşmüş durumda. Gariplik nerede derseniz; özellikle Türk piyasalarının kapalı olduğu zamanlarda gelen haberlerle dolar/TL kurlarının uluslararası piyasalarda “sıçramalar” yapması. Türk piyasaları açıldığında da bu sıçramaların “düzeltildiği” bir döneme girmiş görünüyoruz. Görünen o ki yabancı yatırımcılar Türkiye konusunda hassaslar! En ufak bir çatapat patladığında tedirgin oluyorlar. Bu pek iyi bir haber değil! İşler sarpa saracak olur ise paniğe kapılacak olanlar çok olacak demektir. Kur riski olanlara bir öneri: Özellikle dövizle borçlanmış veya zorunlu olarak ithalat yapması gerekenlerin olası artışlara veya paniğe kapılacak olanların yaratabileceği kaosa karşın risklerini hedge edebilecekleri bir dönemdeyiz. Volatilitenin düşmüş olması hedge maliyetlerinin de düşük olması anlamına geliyor! En azından risklerinin bir kısmını; önümüzdeki 4-5 ay için; opsiyon, forward veya vadeli işlem piyasalarından “dengeleyebilirler” (hedge edebilirler). Bunu da mümkünse Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce yapmaları; seçim sonrasında gelebilecek bir “erken seçim” haberinin yaratabileceği karışıklıktan korunma adına; faydalarına olacaktır!
Dolar öne çıkacak!
GeçEN Cuma günü için 1.3517 kritik seviyenin çok az üzerinde kapandı! 1.3520’nin altında günlük kapanış 1.3410 seviyesinin önünü açacaktır. Korunur ise 1.3620-1.3680 seviyelerinden birine kadar cılız bir düzeltme görülebilir, sonrasında yine dolar öne çıkacak! Dolar/Ruble: Malezya uçağının düşürülmesi Rusya’nın başını çok ağrıtacak. Dolar/ruble paritesi için 35.18 seviyesi önemli bir direnç. Haftayı çok az altında kapattı. Üzerine çıkılacak olur ise Rusya’da piyasalar daha da bozulacak, bunun bize de etkileri olabilecek.