Reel ekonomiye yansımadan...

Haberin Devamı

Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve ülkeyi saran protesto eylemlerinin ulaştığı boyut artık reel ekonomiyi tehdit eder hale geldi! Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesine karşı çıkanların başlattığı ‘masum’ eylem, ‘kişisel tercihlerime ve özgürlüğüme müdahale ediliyor’ endişesi ile biriken toplumsal ‘endişe enerjisini’ ortaya çıkardı. Polis müdahalesi bu ‘endişe enerjisini’ toplumsal bir olaya dönüştürdü. Başbakan’ın ‘tavizsiz ve uzlaşmaz’ tavrı da toplumsal hareketlerin artarak devamını getirdi.

Bu yazı yazıldığı sırada henüz Başbakan yurda dönmemişti. Tunus’taki basın toplantısındaki söylemleri de “tavrında” bir “esneme” olmadığı izlenimini uyandırdı. Yurda döndüğünde umarım ‘fevri’ bir basın toplantısı yapmamıştır. Umarım bu konu üzerinde en azından biraz çalışma fırsatı bulmuş ve bugün makul bir saatte düzenleyeceği bir basın toplantısı ile toplumu ‘ötekileştirmeden birleştirici’ bir açıklama yapar.

Aksi takdirde bu gerilimin artarak devam etme olasılığı oldukça yüksek. Gerilimin artması beraberinde bir çok olumsuzluğu da getirecek. ‘Yatırım yapılabilir’ notu almamızın hemen ardından yaşanan bu olaylardan sonra kim yatırım yapar bu ülkeye. Gelen haberler çok da iç açıcı değil. Ülkeye iş için gelecek olan CEO’lar ziyaretlerini ya iptal ediyor, ya erteliyor. İmzalanmak üzere olan anlaşmalar bile ‘dur bir bakalım hele’ denilerek imzalanmıyor, öteleniyor.

Hepsinden öte dolar/TL kurları ve de ‘sepet kuru’ yükseliyor. Dolar/TL kurlarında dün 1.9075 seviyesine kadar yükseldi. 2011’in son günlerinde (MB’nın ‘orantısız müdahalesi öncesinde’) görülen 1.9230 seviyesinden bu yana en yüksek seviye bu!

Kur bu ülke için bir ‘travma kaynağı’! Ne zaman kur ani olarak yükselse; bu ülkede ekonominin tarafları ‘gece gözüne ışıldak tutulmuş tavşan misali paralize’ olurlar. Zira kurun yükselişi dövizle fonlama yapan şirketlerin fiyatlamalarını bozar, TL cinsinden tasarruf yapanları da pişmanlık duyguları ile baş başa bırakır. Bu travma anılarını hatırlatacak hamlelerden kaçınmak gerekir. Ancak başta Başbakan olmak üzere politika yapıcıları bunu çok iyi bilmelerine rağmen zaman zaman unutuveriyorlar.

Teknik analiz açısından bakıldığında 1.9180-1.9230 seviyeleri önemli ‘direnç’. Bu seviyelerin; özellikle de ikincisinin aşılması kurlarda ilk aşamada 1.9500 ve ardından da 1.9770 seviyesi gündeme gelecek. Her ne kadar bu seviyelere gelinmesi olasılığı düşük olsa da; artık; ihtimal dışı değil! Yine de 28 Aralık’ta görülen 1.9230 seviyesi MB için ilk test noktası olacak ve büyük olasılıkla da MB tarafından ‘savunulacaktır’!

MB savunmasını büyük olasılıkla ilk aşamada ‘fonlama’ miktarları ve ‘faiz’ üzerine kuracaktır. ROK’un devreye girmesi olasılığı bu aşamada düşük! Faiz cephesinde yaşananlar da doğal olarak gösterge bono bileşik faizlerini doğrudan etkileyecektir!

Hatırlatmakta fayda var: MB müdahaleleri ancak ‘politikacılara zaman kazandırır.’ Uzun vadede işe yaramaz! Umarım politika tarafında sağduyu galip gelir de yaşananlar reel ekonomiye yansımadan sonlanır. Aksi takdirde tamiri uzun zamanlar alacak hasarlar verecek.

DİĞER YENİ YAZILAR