Mayıs enflasyonunun ve ABD Tarım Dışı İstihdamın beklentilerden düşük çıkması, piyasaları rahatlattı. Fed’in bu ay faiz artışına gitme ihtimalinin ortadan kalkması Merkez Bankası’nın elini güçlendirdi. Dolar/TL’de 2.8640-2.8710 seviyesi test edilebilir. Borsada da çıkış sürer
Görünen o ki yeni Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya şanslı bir başlangıç yaptı. Faiz indirme baskılarının gölgesinde geldiği görevde; geçtiğimiz hafta açıklanan iki önemli veri önümüzdeki dönem için işini kolaylaştırdı. Geçen hafta tam anlamıyla Merkez’i rahatlatan bir haftaydı.
İçerideki enflasyon verisi ve ondan da önemlisi Cuma günü açıklanan ABD Tarım Dışı İstihdam (TDİ) verisi hem Merkez Bankası’nı hem de bizim piyasalarımızı fazlasıyla memnun etti.
Mayıs ayı tüketici enflasyonu yüzde 0.58 ile piyasa katılımcılarının yüzde 0.78’lik beklentisinin altında gerçekleşti. Baz etkisinden dolayı yıllık bazda TÜFE Nisan ayına oranla çok fazla değişmeyerek yüzde 6.58 oldu. Çekirdek enflasyon tarafında da önemli bir geri çekilme yaşandı.
Gıda ve giyim fiyatlarındaki düşüş enflasyondaki gerilemenin en temel sebebi olmuş. Rusya ile ilişkilerin bozulması sonrası düşen turist sayısı, otel doluluk ve restoran fiyatlarını aşağı çektiği gibi düşen toplam talep dolaylı olarak gıda enflasyonunu da aşağı çekmiş durumda. Sevinelim mi, üzülelim mi bilemedim... Her ne kadar artan petrol fiyatları ve azalacak olan baz etkisi ile birlikte önümüzdeki aylarda yeniden yükselmeye başlayacak olsa da; enflasyonun düşmeye devam ediyor olması, 21 Haziran’da yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından 50 baz puanlık bir indirim beklentisini yükseltti.
BIST’in işi daha zor
Borsa İstanbul, Cuma günkü TDİ verisinden en olumlu etkilenen borsaların başında yer aldı. Gerçi Asya borsaları bugün bu veriyi fiyatlayacaklardır ancak gelişmiş ülke borsaları “Umudumuz olan ABD ekonomisi bile mi toparlamıyor” endişesiyle gerilediler. Düşük gelen istihdam verisi ve negatif revizyonların bu borsalar üzerindeki etkisi kısa bir süre daha devam edebilir. Onlar da ‘Fed faiz artıramayacak, durmak yok, yola devam’ diyebilirler.
Tüm bunlar; geçtiğimiz haftayı aşırı bir coşkuyla 78.139’dan kapatan BIST 100 endeksini bir parça daha yukarı taşıyabilir. Bu yükselişlerin kalıcı bir ralliye dönüşmesi olasılığını düşük görüyorum. Yükselişin devamı durumunda 78.740 ve 80.300 seviyeleri teknik olarak ilk hedefler gibi görünüyor. Özellikle ikinci seviyenin aşılması durumunda 81.350-650 bandı resmin içine girecektir. Ancak bu hafta için bu seviyelerin test edilme olasılığı bence düşük.
Hafta içinde kapanış bazında 76.950 seviyesinin altında günlük kapanış olması durumunda 75.200-500 seviyesinin de resmin içine gireceğini hatırda bulundurmakta fayda var.
Fed, Temmuz’u bekler
Piyasaları asıl heyecanlandıran Cuma günü beklentilerin çok altında gelen TDİ verisi oldu. 160 bin kişilik artış beklentisine karşılık artış 38 binde sınırlı kalmış. Verizon’daki grev nedeniyle düşük çıktığı tartışılıyor olsa da, grev olmasaydı da rakam 70 binlerde kalabilecekmiş görünüyor. Rakamın düşüklüğü kadar; Mart ayı TDİ verisinin 208 binden 186 bine, Nisan verisinin de 160 binden 123 bine revize edilmesi ABD ekonomisi konusundaki endişeleri artırdı. Haziran’da Fed’in herhangi bir faiz artışına gitme ihtimali sıfırlanmış görünüyor. Temmuz halen daha masada. Neden derseniz Fed sadece TDİ’a değil, maaş artışlarına ve işsizlik oranına da bakıyor. İşsizlik yüzde 5’den yüzde 4.7’ye düşerken maaş artışları yüzde 0.2’lik artışını devam ettirmiş. Verilerin bu denli aşağı yönde revize edilmiş olması, ABD tahvil getirilerini düşürdü.
Bugün Fed Başkanı Janet Yellen bir konuşma yapacak. Gelen verilerden sonra ne söyleyeceği merak edilecektir. Özellikle Haziran’da artış olasılığı azalmışken Temmuz ve Eylül aylarında da olup olmayacağı konusunda ipuçları aranacak. Tahminim halen daha Temmuz’da bir artışa gidileceği yönünde.
Parite 1.14 olur mu?
Geçtiğimiz hafta Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) politika toplantısından herhangi bir faiz değişikliği beklenmiyordu, nitekim bir değişiklik olmadı. ECB Başkanı Mario Draghi’nin basın toplantısı da önemli bir heyecan yaratmadı ancak Cuma günü gelen TDİ verisi sonrasında euro/dolar paritesi gün içinde gördüğü 1.1137’den 1.1374’e kadar yükseldi ve 1.1366 ile günün yükseğine yakın bir seviyeden haftayı kapattı.
1.1290-1.1310 seviyesi önemli bir direnç idi, hızlı geçildi. Sırada 1.1415-30 bandı var. Bu seviyenin aşılması ihtimali bence düşük. 1.1097’ye kadar gerilemiş olan euronun bu denli hızlı değer kazanmasının ardında doğal olarak Dolar Endeksi’nin (DXY) gerilemesi vardı. Gerek parite, gerekse de DXY nezdinde gidilebilecek yer bence kısıtlı. DXY’da 93.50 seviyeleri önemli desteklerden birisi. Bu seviyenin kapanış bazında aşağı geçilmediği durumda eurodaki düzeltme ihtimalini de artıracaktır.
Paritede görülecek yükseğe göre değişecek olsa da düzeltme sırasında ilk aşamada 1.1310 ve ardından 1.1230 seviyelerine kısa sürede inilebilir.
Dolar için 2.8900 seviyesi önemli
Geçtiğimiz hafta başındaki yazıda, “Aşağıda 2.9270 seviyesi önemli olmaya devam edecek. Ancak kurları aşağı götürecek çok az etken olduğundan yukarı yönlü hareketlerde nereleri test edebileceğimize bakmakta fayda var” diye yazmıştım. TDİ verisinin bu denli düşük gelmesini beklemiyordum.
2.9270 hızlı aşağı geçildi ve 2.9015 seviyesi görüldü, haftalık kapanış günün en düşüğüne yakın 2.9030 seviyelerinden haftayı kapattı. Teknik olarak bakıldığında 2.8960 ve ardından da 2.8895 (2.8900 düz de denebilir) seviyesi resmin içine girecek. 2.9775 seviyelerinin üzerinde satmış olanlar, önümüzdeki PPK toplantısındaki olası faiz indiriminin kurlara yansıması olacağını düşünenler bu seviyelerden alıma yönelebilirler. 2.8900 seviyesi aşağı kırılacak olursa 2.8640-2.8710 seviyesi test edilebilir ancak bu olasılığın düşük olduğunu düşünüyorum.