Piyasalar Türkiye’nin Afrin’e yönelik Zeytin Dalı operasyonuyla hareketlenecektir. Haftanın açılışı volatil geçebilir. ABD’nin kepenk kapatması dolar endeksinin gerilemesine neden olacak. Euro ve pound değer kazanacak
Geçen haftaki yazının başlığı “Merkez adım atar mı?” idi ve iki ayrı merkezden söz ediyordum. İlki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) idi, ikincisi de Afrin özelinde Suriye konusunda adım atacak merkezi idareyi kast etmiştim. İlki adım atmadı ancak ikincisi adım attı ve Cuma gecesinden başlayarak Afrin’e yönelik bir operasyon başladı. Hava kuvvetlerinin destekle(ye)mediği bir harekatın başarılı olması zor olacak denilirken, ilk hamle hava kuvvetlerinden geldi. Devamında kara heraketı başladı.
Harekatın nasıl bir yöne evrileceği, ne kadar süreceği, kara birliklerinin ne kadarının katılacağı; ABD, Suriye ve daha da önemlisi Rusya’nın bu konudaki tavrı önemli olacak. Bu denli bilinmezliğin olması doğal olarak belirsizliği artıracak. Finansal piyasalar açısından bakıldığında belirsizlik her zaman risk demektir. Risk de beraberinde “primi” getiriyor. Özellikle haftanın başında belirsizliğin getirdiği risk fiyatlanacaktır. Bunun da etkilerini dolar/TL kurunda, bono/tahvil piyasalarında ve borsada mutlaka göreceğiz.
Hafta sonu böylesi bir harekâtın başlayabileceği beklentisi zaten geçtiğimiz Cuma günü bizim piyasalarımızı huzursuz etmişti. Dolar/TL kuru 3.7611’i gördükten sonra 3.8075 seviyesine (aynı zamanda kapanış); 10 yıllık tahvilin getirileri yüzde 12.21’e kadar yükseldi. BIST 100 endeksi de 117.064 gördükten sonra 114.926’ya kadar düştükten sonra; yüzde 1.46’lık düşüşle; haftayı 115.147 seviyesinden kapattı.
‘İlk merkez’ yani TCMB herhangi bir değişiklik yapmamıştı. Sadece enflasyonda kalıcı bir iyileşme olmadığı bir durumda geçici iyileşmelerle enflasyonda ortaya çıkabilecek düşüşleri göz ardı edebilirim minvalinde yapmış olduğu açıklama; piyasalarca sıkı duruşun uzun süre devam ettirileceği şeklinde algılandı.
Pozitif bir bakış açısıyla; enflasyonla mücadelede, TCMB’nin kararlılık hanesine kaydettiler.Dolar kuru tarafındaki 3.75’li rakamlara inilmesinde bu bakış açısının payı büyüktü. Ancak “ikinci merkezin” ilkinden bağımsız olarak aksiyon alacağı beklentisi bu iyimserliği bozdu. Risk priminin artacağını düşünen piyasalar geçtiğimiz haftanın son gününde bunu fiyatlamaya başladılar.
Dolarda kritik seviye ne?
Teknik olarak bakıldığında dolar/TL kurunda 3.84-8425 seviyesi hem 50 günlük BHO hem de bir düzeltme seviyesi olarak önemli bir eşik. 3.8650 daha önceden ‘çoklu işlemlerin’ yapıldığı bir seviye, 3.8850 de bir trend seviyesi. TL’nin değer kaybının bu seviyelerden birine kadar devam etmesi, sonrasında bir sakinleşme ve ‘cepheden’ gelecek haberlerin beklenmesi şeklinde bir piyasa tezahürü olabilir.
Hele ki ABD’nin “kepenk kapatması” hadisesi uzarsa, DXY’ın 90.00 seviyesine doğru gerilemesi durumunda Afrin’den gelen etkilere bir de doların küresel değer kaybı eklenirse işler zorlaşabilir. Bu durum her ne kadar kurdaki yükselişi sınırlıyor gibi görünse de “sepet kurun” yükselişine engel olamayacaktır.
ABD tahvil getirilerinin yükseliyor olması bizim de içinde bulunduğumuz gelişen ülke piyasalarına giren fon miktarını azaltmasa da getiri talebini yükseltiyor. Beklenen getiriyi vaat eden ülkelere giriş olurken, bu vaadini tutmakta zorlanacak olan ülkelere giriş sınırlı veya az olabiliyor. Dolar/TL kurunun son bir yıldır ABD 10 yıllık tahvil getirileri ile ilginç bir “yol arkadaşlığı” olduğunu da belirtmekte fayda var. 10 yıllıkların getirisi yukarı, dolar/TL kuru yukarı ve de tersi de doğru. Bu yol arkadaşlığı halen daha devam ediyor gibi görünüyor.
Açılış dalgalı olur
Afrin’e yönelik yapılan “Zeytin Dalı” harekatının ne şekilde ve nereye kadar süreceği henüz bilinmiyor. Bu belirsizlik de ister istemez bizim piyasalarımızı; dünyadaki gelişmelerden bağımsız olarak olumsuz etkileyebilecek. Harekatın devamında; Rusya, Suriye rejim güçleri, Kürt güçleri ve belki de hepsinden önemlisi ABD güçleri ile çatışma yaşanıp yaşanmayacağı, yaşanması durumunda ortaya çıkabilecek olası sonuçları büyük bir belirsizlik. Böylesi bir ortamda TL’nin diğer dövizler karşısında değer kaybetmesi ve borsa endeksinin düşmesi büyük olasılık. Haftanın açılışında volatilite yüksek olacaktır. Sonrasında gelebilecek haberler ve borsadaki bazı “özel ilgiye mazhar olmuş” hisselere gelebilecek alımlarla bu oynaklığın dalga boyları kısalabilecektir.
Kepenk kapatan ABD piyasayı nasıl etkiler?
Geçtiğimiz hafta sonunda kepenk kapatma sürprizi ile karşılaştı ABD. Borç tavanı için belirlenen limite gelindiğinden, yeni borçlanma yapılamayacağından kamu harcamaları için federal bütçeye ödenek sağlanmadığından hükümet faaliyetlerinin geçici olarak durdurulduğu açıklandı. Obama döneminde 16 gün ‘kepenkler kapalı’ kalmıştı. Şimdi sıra Trump’ta. Yeni rekor gelir mi? Sanmıyorum, zira bu borç tavanı meselesi ABD’nin iç politikasında iki parti arasındaki rekabet ve siyasi mücadelenin “boks ringi” gibi. Borçlanma tavanına gelindiğinde maç başlıyor, taraflar normal şartlar altında birbirlerine kabul ettiremedikleri öneri ve görüşlerini bu maç sırasında birbirlerine bir şekilde kabul ettiriyorlar, mutabakat oluşuyor, o “raunt” bitiyor. Mücadelenin hafta boyunca sürmesi durumunda dolar olumsuz etkilenecektir.
Geçen haftayı 90.70’ten kapatan Dolar Endeksi’nin (DXY) 90.00’a kadar gerilemesi ihtimali artacak. Bu da başta euro ve pound olmak üzere diğer majör para birimlerinin dolar karşısında değer kazanması; bizde de “sepet kurun” yukarı gitmesi anlamına gelecek.
Haberin Devamı