AB ve IMF’den yardım almayı kabuş etmiş Yunanistan ve İrlanda’yı kimin takip edeceği yeni yılın ilk tartışması.
AB içinde borç sorunu yaşayan bu ülkelere “resmi” olarak kimin ekleneceği merak konusu. Resmi diyorum, zira gayri resmi olarak “olağan şüpheliler” olan Portekiz, İspanya ve İtalya ’nın hali hemen herkesin malûmu zaten.
Hafta sonu Der Spiegel’de AB’nin ‘ağır abileri’ Fransa ve Almanya’nın; tıpkı ilk iki kurbanda olduğu gibi; Portekiz’e bir an evvel yardım alması için baskı yaptığına dair bir haber/yorum yayınlandı. Anında Portekiz’den “böyle bir baskı yok, yardıma da ihtiyacımız yok” açıklaması geldi.
Peki kimse inanmadı buna. Euro/dolar paritesi de 1.2870’lere düşerek buna “şahit” oldu !
Dün “Portekiz’in yardıma ihtiyacı” yok şeklindeki bir açıklama İspanya’dan geldi. Sanmayın ki İspanya, Portekiz’in durumunu yakından takip ediyor ve bunu da kamuoyuna açıklıyor. Yegane çabası, Portekiz düşerse sıranın kendisine gelmesini engellemek.
Bu hafta AB ülkelerinin önemli borçlanma ihaleleri var. İki komşu İspanya ve Portekiz de yarın ve öbürgün piyasada olacaklar. Sorunlu ülkelerin hem CDS (batmaya karşı sigorta risk primleri) hem de bono faizleri geçtiğimiz haftaya göre yükselmiş durumda. İhaleler öncesi yükselmeye devam etmesi, borç vereceklerin daha iyi faiz almak için satmaları nedeniyle değil, yeniden borçlanmayı başarıp başaramayacaklarından kaynaklanan stresten dolayı olduğu herkesin malumu. Avrupa Merkez Bankası (AMB) piyasada artan stresi İrlanda ve Yunanistan bonosu alarak yatıştırmaya çalışıyor. Dikkat edin, diğer sorunlu ülkelerin bonoları “buradaki sorun daha da artıyor mu?” endişesi yaratmamak için almıyor!
İşe yarayacak mı? Bu ihale döneminde yarasa da bir sonrakinde yaramayacaktır. AMB’nin alımları stresi bir süreliğine ertelemekten öte bir işe yaramayacaktır. Piyasalar gerçekten bir şeyler yapıldığına ikna olmak istiyor. Bunu da göremediklerinden dolayı taa ki gerçek bir kurban alana kadar; İspanya’mı olur, İtalya ya da İngiltere mi olur, yoksa Yunanistan’ın borç yeniden yapılandırması mı olur, ciddi bir adım görene kadar saldırmaya devam edeceklerdir.
Bu saldırıların, salvoların etkilerini euro/dolar paritesinde sıkça göreceğiz. Şimdi sırada 1.2780-1.2810 seviyesi var. Bu seviye tutacak mı? Sanırım evet, hele ki borçlanmalar şöyle yada atlatılabilirse. Ola ki Portekiz, ardından da İspanya veya İtalya’dan birisi daha bu ay içinde tökezledi, bu durumda 1.2250-1.2450 işten bile olmaz.
Paritedeki bunca sert harekete rağmen yine de TL direncini koruyor. 1.55’lere kadar olan hareket bence MB/BDDK’nın aldığı kararların etkisiyle oldu. Sonrasında parite devreye girdi ki aslına bakarsanız TL’deki hareket paritedeki kadar bile olmadı! Yine de 1.5650 seviyesi önemliydi. Dün yukarı yönde kırıldı. Bu seviyelerde uzun süre kalınmayacak olsa da 1.56-57’lerden ciddi miktarda DCD ve opsiyon hayata geçti (exercise oldu)! Bunların artçıları ve paritede 1.2780’lere doğru bir hareketin de etkisiyle dolar/TL’de 1.6060 seviyesine doğru bir yükseliş yaşanabilir.
Ancak bu seviyelerde uzun süre kalınma ihtimali düşük görünüyor.
Piyasalar gerçek kurban istiyor!
Haberin Devamı