Hafta sonu Fransa’da başkanlık seçimleri yapıldı. Fransız seçmeni Emmanuel Macron ve Marine Le Pen arasında tercihini yaptı. Bu yazı yazıldığı sırada henüz sonuçlar açıklanmamıştı. Oylama öncesindeki kamuoyu yoklamalarına göre, bankacı filozof lakaplı Macron yüzde 59 ile önde görünüyordu. Macron’un kazanmasına kesin gözüyle bakılırken, seçimlerden sonra asıl tartışılacaklar “Beyaz Oylar” ve katılım oranı olacak. “Beyaz Oylar” sandığa giden, ancak her iki adayı da beğenmediğinden dolayı atılan “boş” oyları ifade etmek için kullanılıyor. Dikkat ederseniz bunlar “geçersiz” değil “tercihsiz” oylar olacaklar.
Beyaz oyların çok olması bir anlamda protesto anlamı taşısa da fanatik taraftarları olan Le Pen için ağırlığın kendi lehine kayması anlamına gelecek. Her ne kadar başkanlığı kazanamasa da aldığı oyun kamuoyu araştırmalarının önüne geçmesine yardımcı olacaktır. Bu da Fransa’da; daha doğrusu AB içerisinde; yeni tartışmaları beraberinde getirebilecek.
‘Euro’yu rahatlatacak
Bir anlamda “yerleşik düzeni” temsil eden Macron’un kazanması; kısa vadede AB’yi ve ‘euro’yu rahatlatacak olsa da orta uzun vadedeki sorunlara çözüm önermediğinden dolayı olumlu etkisi bir süre sonra olumsuza devşirilebilecek sonuç ile karşı karşıya kalınmış olabilir.
Macron’un kazanması, hele ki ezici bir çoğunlukla kazanması; durumunda euro/dolar paritesi, euro lehine yükselebilecek. Bu durumda 1.0970-1.1025 bandı aşılarak 1.1095 seviyelerine kadar bir yükseliş olabilir.
Ancak Macron kazanmış olsa bile bu hareketin yaşanması ihtimalini düşük buluyorum. Macron’un kazanması durumunda geçtiğimiz hafta 1.0999’a kadar yükselen ancak (1.1000’daki bazı opsiyonların ve stop-loss seviyelerinin tetiklenmemesi(!) için) geçilemeyen 1.10 seviyesi; kısa bir süreliğine geçilse de sonrasında ‘euro’nun zayıfladığını görebiliriz. Bu zayıflama sonrasında Fransa’daki ilk tur seçim sonuçlarının açıklanması sonrasında yaşanan ve bugüne kadar kapanmamış olan 1.0738 ile 1.0821 arasındaki boşluğun kapandığına şahit olabiliriz.
Fransa seçimleri ile yaşanan ilk boşluk, yine seçim sonrasında kapanabilir. Bu “boşluk” sadece euro/dolar paritesinde yok. Birçok gelişmiş ve gelişen ülke borsa endekslerinde de benzer boşluklar var ve onlar da ikinci tur sonrasında kapanacak.
“Mayıs’ta sat ve uza” mevsimine girdiğimiz bugünlerde bahsetmiş olduğum boşlukların kapanma olasılıkları daha da artacaktır. Yukarıda bahsetmiş olduğum boşluk kapanacak şekilde başlayacak bir düzeltme hareketinin; 1.0738’lerde durmak yerine daha da aşağı gidebileceğini ve bu hareketin 1.0715’in altına gelmesi durumunda yeniden ‘euro’nun geleceğinin tartışıldığı seviyelere kadar inebileceğini akılda tutalım.
Petrol alev alır mı?
Fransa seçimleri beklenirken görece olarak sakin/yatay seyreden döviz (Gelişen ülkelerden çok gelişmiş ülkelerin para birimlerini kast ediyorum) faiz ve borsalara karşın emtia piyasalarında geçtiğimiz hafta önemli bir oynaklık yaşandı. Emtia fiyatlarında önemli gerilemeler görüldü. Tarımsal emtianın bir kısmı bu negatif havadan sınırlı etkilense de başta petrol olmak üzere, endüstriyel metaller ve değerli metaller de olumsuz etkilendi. Petrol stok verilerinin açıklaması sonrasında Brent petrolünün yakın vadeli kontratı 46.63 dolara kadar gerilerken, ABD ham petrolü WTI 43.76’ya kadar indi. Her ne kadar haftalık kapanışlar bu dip seviyelerinin üzerinde olsa da (Brent 49.40, WTI 46.47 seviyelerinden haftayı kapattı) içinde olacağımız hafta için çok da parlak bir gelecek vaat etmiyor.
Neden derseniz... Petroldeki bu düşüşte ABD’deki stoklar önemli bir faktör gibi görünse de bu ayın 25’inde yapılacak OPEC toplantısına da bir mesaj verilmeye çalışılıyor olabilir diye düşünüyorum. Piyasaların “Eyyy OPEC, yeniden bir anlaşmaya var(a)mazsan, petrol fiyatlarının nerelere ve ne kadar hızlı inebileceğini anlamanda fayda var” diye özetlenebilecek bu uyarı/şantajı sonrasında OPEC ve de “yancılarının” anlaşmanın devam etmesi yönünde tercihleri güçlenecektir. Böylesi bir anlaşma 60 dolarların kapısını aç(a)masa da yeniden 55 dolarlara doğru bir hareket sağlayabilir.
Altın ve gümüş yükselir mi?
Fransa’daki seçimin ilk turu öncesindeki “Le Pen korkusu” altın (değerli metal) fiyatlarını yükseltmişti. İlk turun sonuçlanmasının hemen sonrasından başlayarak, altın ve gümüş fiyatlarında da önemli düşüşler yaşandı. Her ikisi de geçtiğimiz hafta teknik analiz anlamında önemli eşiklere kadar gerilediler. 14 işgünü art arda değer kaybederek günü kapatan gümüş ancak geçtiğimiz Cuma gününü açılışına göre değerlenerek günü kapatabildi. Altın için geçtiğimiz Cuma gününün kapanışı olan 1.229 seviyeleri önemli. Hem trend hem de düzeltme seviyeleri açısından kritik olan bu seviyenin; Fransa seçimlerini Macron kazansa da korunacağını hatta bu seviyelerden 1.249-52 ons/dolar seviyelerine kadar bir düzeltme/toparlanma yaşanabileceğini tahmin ediyorum. Gümüş için 16.20-16.40 bandı kritik eşik idi. Bu seviyeye inildi ancak kırıl(a)madı. Aşırı satış bölgesindeki gümüşün 17.50 seviyelerine kadar bir düzeltme yapma ihtimali yüksek diye düşünüyorum.
Dolar ne tepki verir?
İçeride kurlar mutlaka Fransa seçimlerinden etkilenecektir. Doğrudan olmasa da parite üzerinden gelecek bu etki ilk tur sonrasında TL’yi destekler nitelikte olmuş, kur “boşluklu” bir açılış ile ilk aşamada 3.5706’ya kadar gerilemişti. Dolar/TL’de geride bırakılan boşluk 3.6398 ile 3.6245 arasında. Bu “boşluk” da Fransa seçimlerinin fiyatlandığı bugünlerde mutlaka kapanacaktır. Bu hafta yaşanıp yaşanmayacağı paritedeki hareketlere bağlı olacaktır. Eğer 1.07’lere doğru bir hareket yaşanacak olursa bunun da dolar/TL’deki yükselişi tetikleyebileceğini akılda bulunduralım. Geçtiğimiz hafta görülen 3.5195-3.5210 bana göre kısa vadeli dip seviyeleri. Bu seviyelerden başlayan yükseliş hareketi; parite etkisiyle en azından bahsettiğim boşluğu kapatacak kadar devam edebilecek. Bu seviyeler de aşılırsa hareketin 3.6450-3.6550 bandına kadar devam edebileceğini tahmin ediyorum.
