ABD’de bütçe sorunu çözülemedi. Ancak asıl mesele 17 Ekim’e kadar artırılması gereken borç tavanı. Yoksa ABD temerrüde düşecek. Bu ihtimali de piyasalar henüz fiyatlamadı.
ABD’de devletin “kepenk kapatması” çok da beklenen bir şey değildi. 1 hafta tamamlandı ve halen daha ABD’den “kepenklerin” açılacağına dair olumlu bir haber gelmiş değil. Obama’nın Uzakdoğu gezisinden sonra, AB ile yürütülen ve 7-11 Ekim’de yapılacak serbest ticaret ve yatırım görüşmelerini de askıya alacağı haberleri, meselenin ciddi olduğunu ortaya koyuyor.
Bu arada iki “iyimser” gelişme var. Bunlardan ilki Pentagon’un sivil çalışanlarını geri çağırması ve ABD ordusunun operasyonlarına devam ediyor olması. Diğeri de“kepenklerin açılmasıyla” birlikte kamu çalışanlarının işe döndüklerinde geçmiş maaşlarının ödenmesine dair teklifin Temsilciler Meclisi’nde 407-0 olarak kabul edilmesi. İlk izlenim Obama’nın muhalifi konumundaki Cumhuriyetçi Parti ve “Çay Partisi-TeaParty” kamuoyundaki olumsuz imajlarını tamir etmeye çalışıyor şeklinde...
Asıl mesele 17 Ekim’de düğümleniyor. Bu tarihte ABD Hazinesi’nin borçlanma tavanına ulaşacağı hesaplanıyor. Bizim Kurban Bayramı tatilinde olacağımız bir tarih bu. ABD’de borç tavanı artırılmayacak olursa birçok sorun çıkacak. ABD Hükümeti’nin ödemelerini yapamaması bir yana, ABD Hazinesi’nin borçların anapara ve/veya faizlerini öde(ye)miyor olması finansal piyasalarda bir “temerrüt” durumunu ortaya çıkarabilecek.
Kredi notu düşebilir
Bu durum ABD’nin notunun düşmesinden tutun, finansal piyasalardaki başta CDS (Borç Ödememe Sigortası diyebiliriz!) işlemleri olmak üzere bir dizi finansal işlemin allak bullak olması anlamına gelecek. ABD’nin kredi notunun bir kez daha düşürülmesinin ne anlama geleceğini tahayyül edebiliyor musunuz?
17 Ekim’den önce değişik yöntemler denenecek ve ilk aşamada “kepenklerin açılması” sağlanacak, ardından da borç tavanının artırılması kotarılacak beklentisi hayli yaygın. En azından ABD hisse senedi piyasaları bugüne kadar bunu “satın almış” durumda! Gerçekten içinde bulunduğumuz hafta içinde bu mesele çözüme kavuşursa, ne âlâ... Piyasalar zaten yılsonu (nam-ı diğer, Noel Baba) rallisine hazırlanıyorlar. Çözüm bu rallinin hızlı başlamasını sağlar. Bunun bizim de dahil olduğumuz gelişmekte olan ülke piyasalarına yansıması pozitif olur!
Ancak, bu mesele 17 Ekim’e kadar çözülmez, kepenk kapamadan sonra bir de “temerrüt durumu” ortaya çıkacak olursa ki bu durum bir ülke için; ABD bile olsa fark etmez; bir “utanç” durumudur ve piyasalar bunun cezasını mutlaka keserler. Eğer bu süreç bizim Kurban Bayramı dönemine sarkacak olur ise bayram öncesinde bizim piyasalarımızı olumsuz etkilemeye devam edecektir.
Fed’in Ekim toplantısı kritik
Dileyelim ki ABD’den makul bir çözüm gelsin. Bu arada Fed’in bir sonraki toplantısı 29-30 Ekim’de. “Borç tavanı” çözülse de çözülmese de Fed’in “daraltmaya” Aralık’tan hatta yeni yıldan önce başlaması zorlaşıyor. Zira “kepenklerin” uzun süre kapalı kalması ABD ekonomisini hem büyüme hem de istihdam açısından vuruyor! Piyasalar bu kadar puslu havada bir tek Fed’in “gecikeceğini” satın alıyor.
Ola ki ABD’den pragmatik bir çözüm gelir, bu da Fed’in “gecikeceği” beklentisiyle birleşirse bu durum piyasalar için iyi bir haber olacak. Bizim piyasalarımıza da girişler olur, kur ve faiz geriler, borsa yükselir. Ancak bu risk alınır mı derseniz? Bayram öncesinde bir “çözüm” gelmezse iki kere düşünmekte fayda var! Zira Obama’nın da dediği “Bu sefer işler farklı, Wall Street bir kez daha düşünsün” söylemi “Bayram riskini” alacakları telef edebilir! “Bayram riskini” almak istemeyenler için Çarşamba günü önemli bir karar günü olacak.
Bu haftaki hazine ihaleleri kritik
Olumsuz havanın ilk yansımalarını haftanın ilk iki gününde yapılacak toplam 5 Hazine bono/tahvili ihalelerinde görebiliriz. Merkez Bankası’nın yüzde 6.75’in altına düşmeyecek dediği (politika faizi düşmedi ama) ancak buna karşın bankacılık sistemine sağladığı fonlamanın ağırlıklı ortalamasının yüzde 6.20’lere kadar gerilediği bir ortamda, bankalar ABD’nin riskini alacaklar mı? İkincil piyasada gösterge bono işlem hacimlerinin 60-70 milyon gibi “acınası” seviyelere geldiği, gösterge bono bileşiklerinin yüzde 8.40’larda olduğu bir ortamda Hazine ihalelerinin performansı bayram öncesinde belirleyici olacak.
Şimdilik “birincil piyasada” bir sorun yok gibi görünse de bu haftanın dinamikleri önceden ciddi bir tahmin yapmayı zorlaştırıyor. Sabit getirili menkul kıymetlere yatırım yapanların ihaleler öncesi “ketum” davranmaları normal. Böylelikle Hazine’den daha yüksek faiz talep edebiliyorlar. Asıl önemli olan ihaleler sonrasında ikincil piyasadaki işlemler ve faiz seviyeleri. İhalelerden alanlar “zarar” edecek olur ise hele ki bu da ABD’deki “borç tavanı” tartışmalarının yoğunlaştığı bir döneme denk gelirse bayram öncesi bono ve hisse piyasalarımız hayli karışabilir.