Piyasa yeni başkanı 3 kez test edebilir

Haftaya Salı günü Merkez Bankası Başkanı Başçı’nın süresi doluyor. Hemen ertesi günü PPK’nın faiz toplantısı var. Dolar ve borsanın bu kritik dönemde nasıl tepki vereceği merak konusu. Yeni bir isim gelirse, piyasalar onu mutlaka 2-3 kez test edecek

Geçtiğimiz haftanın bizim piyasalarımız açısından en önemli olayı uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s‘in daha önceden, Cuma gününe tarihlendirdiği açıklamasıydı.

Kuruluş herhangi bir açıklama yapmayarak, zımni olarak Türkiye’nin notunu ve negatif olan görünümünü sabit tuttu. Hafta ortasında yapmış olduğu açıklamada; yine küresel fon akışlarındaki olası kesintilerin Türk bankacılık sistemini zorlamasını ve önümüzdeki dönemde bankaların sorunlu kredilerinin, toplam kredilerine oranında yüzde 0.40-0.60 artış beklediğini belirtmişti.

Anlaşılan Cuma günü bir açıklama yapmayacaklarını bildiklerinden, öncesinde düşüncelerini açıklamışlar. Bu haftanın olayı Merkez Bankası Başkanı’nın kim olacağı. Önümüzdeki hafta Salı günü; Erdem Başçı’nın süresi doluyor. Hemen ertesi günü, yani ayın 20’sinde Para Politikası Kurulu toplantısı var. Başkan Başçı’nın ve selefi Durmuş Yılmaz’ın atamaları hep geç, sorunlu oldu. Sebepleri muhtelif olsa da; TCMB Başkanı’nın atama sürecinin son dakikaya kalmasına alışsak da, bunun doğru olduğu kanaatinde değilim.

Haberin Devamı

Faiz-enflasyon tartışmalarının son 2 yılımızı aldığı bir ekonomik ortamda, atanacak yeni başkanın kimliği ve izleyeceği politikalar merakla bekleniyor. Piyasalarda; Başçı’nın göreve devam etmesinin bir olasılık olarak halen daha masada olduğu, Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın’ın da adaylar arasında olduğu konuşuluyor.

Daha önceleri de yazdım, söyledim... Başkanın kim olacağı ve izleyeceği politikaların neler olacağı, hükümet ile ne kadar “uyumlu” çalışacağı, atanacak ismin piyasalarca ve özellikle de yabancı yatırımcılarca nasıl algılanacağı önemli. Belki bunlar kadar önemli olmasa da Başkan’ın atanma süreci, zamanlaması da Başkan’ın, piyasalara vereceği mesajların “ağırlığını” etkileyecek unsurların başında geliyor.

Haberin Devamı

Son dakikaya kalmasın...

Önceki haftanın son günlerinde Borsa İstanbul’un Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü sürpriz bir kararla değiştiler. Yerlerine yeni atamalar yapıldı. Yapılan Genel Kurulda; Osman Saraç Genel Müdürlüğe, Himmet Karadağ da Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirildi. Çoğu piyasa katılımcısının ve profesyonellerin beklemediği bir değişim oldu. Merkez Bankası, BİST’ten çok farklı bir yapı. Benzer oldu-bittilerin, son dakika atamalarının “maliyet oluşturduğu” bir kurum. O nedenle bu hafta içinde umuyor ve diliyorum ki bu konu açıklığı kavuşur.

Dolarda hangi seviye kritik?

BU hafta boyunca yeni TCMB başkanının kim olacağı ‘alınıp-satılacak’. Piyasaların, özellikle de yabancı yatırımcıların kolay anlaşabileceği, karşılıklı olarak iyi iletişim kurabileceği bir ismin atanması veya Başçı’nın görevinde kalması durumunda (Ne de olsa piyasalar, Erdem Başçı’nın huyunu-suyunu artık öğrendiler) kurlarda TL lehine düşüşler, yeniden 2.8350’lerin ve hatta 2.80’in altının dahi test edildiğini görebiliriz. Yok eğer faiz konusunda genel kabul görmüş Ortodoks söylemin dışında politikalar izleyecek, özellikle de karizması-kredibilitesi sorgulanabilecek bir ismin başkan olması durumunda kurlarda ciddi oynaklık olabilir. İlk aşamada 2.9025-75 bandının, ardından da 2.9250 (+/-30 pips) seviyelerinin test edilmesi olasılığı artacaktır. Bu seviyelerin hızlı geçilmesi durumunda yepyeni bir dönem başlayabilir. Şunu unutmamak gerek: Merkez Bankası Başkanı olarak yeni bir isim atanacak olursa, piyasalar onu mutlaka test edecektir. Yeni başkan mutlaka en az iki, hatta üç teste hazır olmalıdır. Yeni başkanın kararlılığı, politikalarını ne kadar sahiplendiği mutlaka sınanacaktır. Bu dönemlerde de oynaklık mutlaka artacaktır. Hatta ilk aşamada piyasalar yeni başkana büyük bir kredi açsalar (... mesela kurları 2.7650’lere indirseler) dahi bu testler mutlaka yaşanacaktır.

Haberin Devamı

Petrol Doha’yı bekliyor

17 Nisan’da Katar’ın başkenti Doha’da OPEC ve Rusya, üretim rakamlarını Ocak ayı başı seviyelerinde sabitlemeyi tartışacak. Toplantı öncesinde farklı taraflardan gelen yorumlarla Brent petrol fiyatları yeniden 42 dolara dayandı (en yüksek 41.98 görüldü, kapanış günün yükseğine yakın oldu). Bu arada 22 Mart’ta ‘sıfırlanan’ hatta ABD ham petrolü WTI lehine artıya dönen “Brent-WTI farkı” da. yeniden 2 doların üzerine çıktı.

Haberin Devamı

Bir başka deyişle bizim de dahil olduğumuz Brent bazında fiyatlanan bölgeler bir varil petrole, ABD’ye göre 2 dolar daha fazla ödemek zorunda. Farkın 3.5 dolara kadar yolu var. Navlun-sigorta bedelleri nedeniyle 3.5 dolara kadar, ABD’den diğer bölgelere petrol ihracı kârlı olamıyor.

Ancak 3.5 doların üzerine çıktığında farkı daraltacak “fırsat penceresi” açılıyor. Yine de benim beklentim, Doha’dan kalıcı/uygulanabilir bir anlaşma çık(a)mayacağı yönünde. Neden derseniz; bir yanda İran 2.5 milyon varil/gün’den, 4 milyona çıkmak istiyor, Irak’ta üretim her geçen gün artıyor. Diğer yandan da ABD’li kaya petrolü üreticileri özellikle uzun vadeli kontratlarda satıcılar. Geçtiğimiz ay yakın vadeli petrol kontrat fiyatları 32 dolardan 42 dolara 10 dolar kadar yükselirken, 2017 sonu ve 2018 yılı ilk yarısındaki fiyatlar 3-5 dolar arasında arttı. Bu da uzun vadede petrol fiyatlarında yükseliş beklentisinin düşük olduğunu, kısa vadede fiyatları yükseltmek için ortaya konan çabaların çok da kalıcı ve başarılı olamayacağını düşündürüyor.

DİĞER YENİ YAZILAR