Paskalya Sendromu!

Haberin Devamı

Bu sendromun ne olduğuna geçmeden önce 13 Nisan 2009 tarihinde Vatan Gazetesi’nde yayınlanmış olan “Paskalya, idari tatil olsa?” başlıklı yazımdan bir alıntı: “ Tabii ki resmi bir tatilden söz etmiyorum... Tatilleri yeterince “fazla” olan bir ülkeyiz zaten. Yine de Hıristiyanların bayramında finansal piyasaları tatil yapmaktan söz ediyorum. Cuma günü; Paskalya nedeniyle ABD başta olmak üzere bir çok ülkede, ya resmi tatil ya da piyasalar tatildi.

Onlar tatil olunca, bizde de adeta yaprak kıpırdamıyor. Kendi başına karar verme erkini çoktan yurtdışındaki piyasalara devretmiş olan Türk piyasaları ha tatil edilmiş, ha edilmemiş. Fark çok az oluyor” diye yazmışım!

Görüne o ki önerim ciddiye alınmadı ve hala Paskalya bizde tatil değil. Peki bizde tatil olmayınca ne oluyor? Yabancılaın ve de özellikle Londra’dakilerin Paskalya Bayramı nedeniyle uzun hafta sonu tatillerine gitmeleri bizdeki kurları yükseltiyor. Ne alâkası var diyenleri duyar gibiyim. Sorun şu ki tatilde olan fon yöneticileri, yatırım bankacıları bizimle “ilgilenemediler”! Hal böyle olunca da ülkeye döviz girişi yavaşladı. Şirketlerin “normal” talepleri nedeniyle döviz alımlarının devam etmesi, buna karşın döviz girişinin olmaması kurlardaki dengeyi TL aleyhine bozdu. Tıpkı 2009’da da olduğu gibi... “İlgililer” tatilden dönünce duruma baktılar. Bir kısmı hazır kurlar yükselmişken yeni pozisyon açtılar. O yüzden tatil sonrası kısa bir süre için de olsa kurlarda bir rahatlık oldu. Ancak sonrasında hem parite hem de bize has olan seçim, Suriye, sivil insiyatifsizlik eylemleri, artan krediler nedeniyle bankaların yükselecek karşılık maliyetleri ve son olarak da rekora giden cari açık kurlardaki yükselişi hızlandırdı!

Gittikçe artan (devleşmeye aday) cari açığın finansmanı dışarıdan geliyor. Paskalya tatili gibi kısa bir süre için bile bu akışın kesilmesi derhal piyasaları etkiliyor. Böylesi bir cari açığın piyasaları (ya da kurları) ne kadar kırılgan hale getirdiğinin farkında mıyız acaba? Korkarım değiliz. Ya da seçim sath-ı mahallinde olduğumuz için atılması gereken adımlar şimdilik atılmıyor. İşler tıkırındaymış gibi görünüyor, ancak birileri (özellikle de yabancıları) bunun böyle olmadığını, sorunların (cari açığın) büyüyerek devam ettiğinin farkına vararak ufaktan pozisyonlarını kapatıp, yuvaya dönüyorlar.

Geride yepyeni bir sendrom bırakarak: Paskalya Sendromu! Bu büyüklükteki cari açıkla yabancı yatırımcı olmayınca kurlar bir anda yükselebiliyor. Sadece Paskalya’da mı? Özellikle Londra’nın kapalı olduğu günlerde bizde bu sendrom mutlaka nüksedecektir!

İyisi mi Paskalya’yı resmi tatil değilse de “finansal idari tatil” edelim! En azından sendromun etkileri daha az hissedilir!

DİĞER YENİ YAZILAR