Nihayet OVP bugün açıklanıyor

Haberin Devamı

Ekim başında İstanbul’da yapılacak IMF ve Dünya Bankası toplantıları sırasında imzalanması beklenen IMF anlaşması da “rafa kalkınca” orta vadeli program (OVP) daha da bir önem kazanmıştı. Hükümet, bir yılı aşkın bir süre ha şimdi ha yarın olacak derken IMF anlaşmasını yapmadan, ancak beklentisini koruyarak ekonomiyi yönetti!

Aslında yönetti demeye insanın dili de varmıyor. İnsan, ‘Ah bir de yönetmeseydi ne olacaktı?’ diye merak etmeden duramıyor. Bir yandan işsizlik, bir yandan bütçe gerçekleşmeleri hükümetin yönetim performansını (!) açıkça ortaya koyuyor. Dün açıklanan Haziran ayı işsizlik oranı; yaz mevsiminin de yardımıyla; yüzde 13.6’dan 13’e geriledi diye seviniyoruz. Nasıl sevinmeyelim, ilk çeyrekteki yüzde 16.1’den sonra dünkü rakamlar ehveni şer.

Bütçe verileri farklı mı? Dün açıklanan bütçe gerçekleşmeleri de (neden bu veriler önceden belirlenen bir takvime göre değil de rastgele zamanlarda yapılıyor?) hükümetin performansı (!) konusunda ipuçları veriyor. İlk sekiz ayda bütçe açığı 31.3 milyar TL’ye çıkarken, hepimizin artık alıştığı faiz dışı fazla rakamı 9.2 milyara gerilemiş durumda. FDF, geçen yılın aynı döneminde 40.9 milyar TL idi. Teşvik paketlerinin ve de mali disiplinden uzaklaşmanın bütçeye yansımaları net olarak ortaya çıkıyor. Yıl sonuna doğru bütçe açığının 60 milyar TL’yi bulması, bunun da Hazine’nin itfalarından daha fazla borçlanması bekleniyor. Bu durum şimdilik (!) kaydıyla faizler üzerinde baskı oluşturmuyor.

Piyasa katılımcıları, önce IMF, şimdi de “Orta Vadeli Program” derken dünyadaki düşük faizin de etkisiyle, hükümetin performansını göz ardı etmeyi tercih ediyorlar. Denebilir ki küresel krizde başka ne olabilirdi ki, diğer ülkeler de benzer sorunlar yaşıyorlar. Asıl tartışılması gereken, krize gelinene kadar yapılması gerekenlerdi. İşte o zaman kriz bizi teğet geçebilir, o çok övündüğümüz bankacılık sistemimiz küçülmenin ve işsizliğin bu denli vahim olmaması için yardımcı olabilirdi.

Bugün açıklanacak orta vadeli program en azından bundan sonrası için bir avantaj olabilir. IMF programının rafa kalktığı bir ortamda büyük ihtimalle uzun zamandan bu yana tartışılan “mali kural” getirilecektir. Böyle bir kuralın olması, programın başarısının ölçülebilmesi, piyasaların takibi ve aslında “denetimi” açısından da önemli.

Daha önceleri bu köşede belirttiğim üzere, kaynaklarının ve hedeflerinin ne olduğu, performansı ölçülebilir ve de denetlenebilir bir programın “varlığı” her şeyden önemli.

En azından herkesin önünü daha rahat görebilmesi için...

DİĞER YENİ YAZILAR