Salı günü ABD’nin yeni başkanı yemin edecek. Aynı tarih itibarıyla; ABD’nin “modern zamanlarda” karşı karşıya kaldığı en büyük ekonomik krizi yani “enkazı”da devralıyor. Her ne kadar çok zor bir sorunla karşı karşıya olsa da, hemen herkes kendisine “yardımcı” olmaya hazır. Artık senatodaki çoğunluk da Obama ile aynı partide. Bu da Obama’nın krizi fırsata çevirme ihtimalini artıran bir durum. Bu durumu iyi analiz etmiş olan piyasalar yılbaşında kısa da sürse bir “Obama rallisi” yaşadı. Yemin törenin olduğu bu hafta boyunca da benzer bir “hava” yaşanabilir. Ancak bu havanın uzun süre devam etmesi hayli zor. Zira her türlü olumlu haberi satın almaya çabalayan piyasalar, ne yazık ki elle tutulur iyi bir haber bulamıyor.
Obama’nın görevi devralması da kısa zamanda rakamlarda önemli bir değişiklik yap(a)mayacaktır. ABD piyasalarında yeni diplerin Obama’nın ilk aylarına rastlama ihtimali de bu beklentiden kaynaklanıyor. Bu haftaya baktığımızda Obama rüzgarına rağmen Dow Jones Endeksi’nde 8.545 seviyesinin aşılması zor görünüyor.
Ancak aşağıda 7.695 (7.770 diyelim) seviyesi oldukça önemli. Hafta sonuna doğru bu seviyelere inilmesi ve özellikle de bu seviyenin altında günlük kapanış olması durumunda, yeni diplere doğru hızlı bir hareket yaşanabilir.
Gelelim bizim piyasalarımıza...
İMKB 100’de düşüşe direnme çabaları devam ediyor. 200 baz puanlık faiz indirim; sanki başka bir ülkede yapılmış gibi; borsayı hemen hemen hiç etkilemedi. Saman alevi gibi bir yükselişin ardından, borsa hemen eski mecrasına geri döndü. Bu denli önemli yerel değişikliğe rağmen yine herkez yönünü yurt dışına çeviriverdi. Yine DAX, yine Dow Jones borsanın seyrinde daha etkili oldu. Obama’nın “işbaşı yapması” piyasalara geçici bir moral verir ve küçük bir coşku yaşanırsa İMKB 100’de; iki hafta önceki düşüş sırasında 27.727-27.360 arasında oluşan boşluğu kapatacak bir yükseliş yaşanabilir. Ancak bu ihtimal bence düşük. Aşağıda izlenmesi gereken seviyeler daha önemli. 23.500’ün altındaki bir kapanış, İMKB için de daha düşük seviyeleri resmin içine sokacaktır. Faiz cephesi oldukça önemli seviyelere yaklaşıyor! MB’nin 2 puanlık “tarihi indiriminden” sonra yüzde 14.75 seviyelerine kadar düşen gösterge bono bileşik faizlerinde yüzde 14.15’e kadar gerileme ihtimali var. Ancak 19 Kasım’daki yüzde 22.50 seviyelerinden bu yana adeta soluksuz düşen bono faizlerinden bazı kurumların; özellikle de yabancı yatırımcıların; “kâr realizasyonuna” gitme ihtimalleri bence artıyor.
Neden derseniz? Yandaki haberin tablosundan da görüldüğü üzere artık en yüksek reel faizi “vaat eden” ülke biz değiliz. Brezilya artık başı çekiyor. Bu arada Rusya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’başta olmak üzere bazı gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde geçtiğimiz hafta önemli hareketler yaşanmaya başladı.
Bu hareketler önce bu ülkelerde para birimlerine daha da baskı, ardından da politika faizlerinde yükselişlere yol açacaktır. “Rekabet avantajını” kaybedecek Türk piyasalarında satışların görülmesine neden olabilir. Dolar kurlarında haftanın ilk günlerinde 1.62’nin üzerinde kalınır ve 1.65-1.6640 aralığına doğru bir hareket yaşanacak olursa böylesi bir satış hareketinin başlıyor olduğundan şüphe etmekte fayda var.
Yok eğer Obama “iyimserliği” bize de yansıyacak olursa; 1.5890 hatta 1.5750 seviyelerine kadar kısa süreli de olsa düşüşler görebiliriz.
Tüm bunların arasında “devalüasyonu devam eden” rubleyi de göz ucuyla izlemek gerekiyor!
Nihayet Obama işbaşı yapıyor!
Haberin Devamı