Neden vakit kaybediyoruz?

Gelişmiş ülkelerde merkez bankaları kısa vadeli faizlerle ekonomiyi yönlendirir. Bu durum teorik olarak bizde böyle. Ancak sadece teoride

Haberin Devamı

Gelişmiş ülkelerde merkez bankaları kısa vadeli faizlerle ekonomiyi yönlendirir. Bu durum teorik olarak bizde böyle. Ancak sadece teoride. Zira gerçekleşmeler bizde teoriden ayrılıyor.

Kurlar ’serbest piyasa’da belirlendiğinden alanlar ve satanlar kendi risk anlayışlarına göre davranıyor. Bizde ’faizler de serbest’. Ancak yine teoride. Burada da Merkez Bankası baz faizi, genelde de alt ’barajı’belirliyor. O seviyenin altına inildiği istisnadır.

Faizlerdeki oynaklık da en fazla Hazine’yi etkiliyor. Dolayısıyla da hepimizin cebini. Hazine yüksek faiz ödemeleriyle karşı karşıya kaldığında bütçesini kapatamıyor. Açığın kapatılması için de genellikle dolaylı vergiler aracılığıyla “salma” salınıyor.

Faiz seviyesinin daha doğrusu reel faizin yüksekliği ülke riskimizden kaynaklanıyor. Ülke riski derken hem politik, hem de ekonomik riskler var. Önümüzdeki yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler politik risklerin en ciddi olanları. Cari açık ve büyüme de ekonomik riskleri oluşturuyor. Ekonomik riskler de aslında politik kararların ve tercihlerin bir sonucu değil mi...

***

Yukarıdaki temel risklerin yanı sıra bu risklerin nasıl yönetileceğiyle ilgili endişeler de öne çıkıyor. Örnekler çok. Yakın örneklerden biri hafta sonu Başbakan’ın MB Başkanı hakkındaki yorumları. MB’nin enflasyon senaryolarından birisi üzerine kurgulanmış bir konuşma; beraberinde MB’nin bağımsızlığını, hatta Erdal Sağlam’ın yazdığı gibi, Başkan’ın göreve devam edip etmeyeceğini tartışılır hale getiriyor.

Yoksa MB Başkanı Sayın Yılmaz’ın geçtiğimiz haftalarda “elektrik zamları yapılacaksa yapılsın biz de önümüzü görelim” demesi mi bir sorun yarattı bilemiyorum ama bu konunun böylesine gündeme gelmesi bugün için değilse de önümüzdeki yıl seçim döneminde piyasalar tarafından çok net hatırlanacaktır.

***

Bu aralar MB’nin gecelik faiz oranı yüzde 19,12 bileşik seviyesinde. Gösterge bonoların bileşikleri ise 21,25’lerde. Piyasa faizlerinin yüzde 2,13 kadar aşağı inebilecek yeri var. Ancak inmiyor. Neden? Örneklerini verdiğim beklentilerin yönetilmesindeki zaaftan dolayı.

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili her şey Sayın Tayyip Erdoğan’ın iki dudağının arasında. Bugün çıkıp bu sürecin nasıl işleyeceğini, aday olup olmayacağını açıklasa da bu ülkeyi dört beş ay daha yüksek faiz ödemekten ya da tek ayak üzerinde “susta” tutmaktan kurtarsa ne olur?

MB Başkanlığı atamasında yapılan hata tekrar ediliyor. Eğer kendisi aday olacak ve piyasalar bu kararı beğenmeyip kurları ve faizleri yükseltecekse bu dört ay sonra da olacak. Korkunun ecele faydası yok!Yok aday olmayacaksa biz neden vakit kaybediyoruz?

DİĞER YENİ YAZILAR