Biri dünkü: “Büyük heyecanla başlanan milyar dolarlık projeler kaynak bulmakta sıkıntı çekerken, bazı firmalar da borçlarını ödemekte zorluğa girdi. Piyasada böyle bir sıkıntı yaşandığını gören yılların duayen inşaatçısı İbrahim Cevahir, yarım kalan projelere teklif götürmeye başladı.”
Bir diğeri de Pazar gününden: “TOKİ bankalardan istediği faiz ve şartlarla kaynak bulamayınca borcunu erken ödeyenlere yüzde 25 indirim uygulama kararı aldı.”
İlki piyasa şartları içinde bir tür “sorunlu varlık çözümleme” yöntemi. Yatırıma başlandıktan sonra; bir taraftan demir fiyatları son altı ayda iki katına çıkmış, diğer yandan küresel likidite daralmış. Konut talebi de ciddi oranda azalınca; satışlarla kendini finanse eden inşaatçılar, artan finansman ve girdi fiyatlarıyla ya taahhütlerini kapatmakta zorlanmaya yada iflas riskiyle karşı karşıya kalıyorlar.
Cevahir’in çözümü piyasa şartlarında, nakdin verdiği “güçle” iyi yatırım fırsatlarını değerlendirmeye çalışan bir çözüm. Yanlış hesap, yanlış zaman, yanlış proje gibi sebeplerle iflas noktasına gelmeden sorunlarını çözmek isteyenler Sayın Cevahir’in veya benzer fonların önerilerini kabul ederek ya az kâra razı olup işbirliğine gidecek, ya da ‘zararın neresinden dönülürse kârdır’ diyerek satıp, çıkacaklardır.
Bir de TOKİ’nin yaptığı gibi müteahhitlerin devlet eliyle desteklenmesi söz konusu. Her ne kadar; ‘bankalar yerine halk kazansın’ denerek böyle bir uygulamaya geçilse de, görünen o ki artan maliyetler ve düşen satışlar TOKİ ile işbirliği yapanları da vuruyor. Nasıl vurmasın? Son iki-üç yılda o denli hızlı bir inşaat furyası yaşandı ki, eldeki stoklar satıl(a)madan hep yeni projeler başladı. Talep, arza yetişemez hale geldi.
Görünen o ki; ekonominin motor sektörü zorlanmaya başladı. Müteahhitlere “can suyu” gerek. Sanırım bunu gören hükümet; bir taraftan işsizlik fonu, bir taraftan “düşürülen Faiz Dışı Fazla” rakamı ve son olarak da TOKİ’nin 75 bin “ayrıcalıklı müşterisinden” tahsil edilerek yaratılacak “kaynaklarla” inşaatçılara “çıkma yapmaya” çalışıyor! Bush’un ABD halkına sağladığı 160 milyar dolarlık ‘destek paketine’ benzer bir destek paketi de TOKİ’den geliyor.
Normal şartlarda TOKİ ve müteahhit firmalar arasında; yapılan satışların vadeleriyle “uyumlu” anlaşmalar yapılmış olması gerekir. Bu durumda da satış tahsilatlarının, hak edişleri ödemesi gerekirdi. Ortada bir sorun var ise ya nakit akışları yanlış hesaplanmış durumda yada inşaatçılar cephesinde bir sıkıntı var. TOKİ’nin işini doğru yaptığı varsayımıyla, ikincisi daha büyük bir ihtimal olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar hükümet ekonomide bir sorun yok dese de “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz”.
Hazır IMF programı da sona ermişken, para harcama konusunda hükümetin eli rahatlamışken ilk destek müteahhitlere geliyor.
Müteahhitler mi kurtarılıyor?
Haberin Devamı