Avrupa ve Çin merkez bankalarından gelen faiz indirimlerinden sonra dünkü PPK toplantısından bir faiz indirimi gelecek beklentisi artmıştı. Hafta başındaki yazımda ben de benzer bir beklenti içinde olduğumu ancak piyasadan farklı olarak faizin üst bandında değil de alt bandında (politika faizinde) bir indirim beklediğimi yazmıştım. Borsa ve bono faizleri de bu görüşü destekleyecek şekilde son bir ayda pozitif bir seyir izlemişti. Ancak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faiz oranlarında bir değişikliğe gitmedi.
Tek değişiklik TL yükümlülükleri için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların; döviz olarak tutulabilecek kısmı yüzde 50’den 55’e yükseltildi. Ancak bu ilave kısım 1.9 katsayısı ile çarpılacak. Hesaplamalara göre bu artışın tamamı kullanılacak olur ise Merkez Bankası rezervlerinde 2.9 milyar dolarlık artış olurken piyasaya ise 2.8 milyar TL’lik likidite verilmiş olacak! Hazır döviz faizleri de düşmüşken; bankaların zorunlu karşılıklarını “marjinal” olarak düşürecek bir adım oldu bu!
MB açıklamasında cari açığın kademeli daraldığını, enflasyon tahmininin; hammadde fiyatlarındaki gerileme sayesinde; aşağı yönde revize edilebileceğini belirtiyor!
Negatif faiz!
Önceki gün Almanya’nın ihraç ettiği 2 yıllık tahvillerin getirisi “negatif” oldu. Sadece Almanya mı? İsviçre başta olmak üzere Danimarka, Finlandiya ve Hollanda ’nın kısa vadeli tahvillerinin getirileri “eksi”. Yakında Avusturya da bu gruba dahil olabilir.
“Kuzey Euro Bölgesi” ülkeleri diyebileceğimiz bu ülkelerin bonosunu aldığınızda; vadesi geldiğinde elinize yatırdığınız paradan daha az para geçecek demektir. Bir yatırımcı bunu neden tercih eder ki? Paranızı evde tutarsınız, hiç değilse azalmaz! Ama çalınma gibi bir riskten de çekiniyorsanız o zaman da bir tür “sigorta primi” ödeniyor olabilir. Negatif getirinin ardında ECB’nin son aldığı, ‘mevduata sıfır faiz uygulama’ kararının da etkisi yok değil. Bankalar paralarını ECB’den çekince bir yerlere yatırmaları gerekiyor. Kredi ver(e)meyince mecburen bonolara yöneliyorlar. Bir de euro dağılacak, nasılsa bu ülkeler dağılmadan daha kârlı çıkacaklar ve paraları değerlenecek diyenler olabilir. Bononun vadesi bittiğinde yatırımcıların ellerinde “daha değerli” bir para birimi olacak fikri de negatif getiriye razı olunmasını makul gösterebiliyor.
Üste para vererek bonoları almayı düşünen Japon Merkez Bankası’nın “yeni stratejisini” de düşününce PPK’nın faizleri sabit tutuyor olması biraz garip algılanabilir!
Görünen o ki bizim MB, piyasanın kendi kendine faizleri indiriyor olmasından memnun. Diğer yandan faizleri “nominal” olarak değiştirmese de pratikte indiriyor. Nasıl mı? Dünkü açıklamadan da anlaşıldığı üzere, MB önümüzdeki günlerde “istisnai günlere” daha az baş vuracak. Bu da bankalara sağlamakta olduğu fonlamanın faiz oranlarının alt banda yakınlaşması anlamına gelecektir. Nitekim yaklaşık 30 milyar TL civarındaki fonlamanın faizleri dün 7.80’nin altına indi!
Bu hamlenin ekonomiye doğrudan bir etkisi olur mu? Yakın zamanda olacağa benzemiyor. Zira bankacılık sektörü sadece bu gelişmeyle kredi faizlerini düşürecek, hızlı kredi vermeye başlayacak değil! Merkez Bankası’nı bir süre daha izlemeye devam edecektir.
Merkez ‘pratikte indirime’ gidecek!
Haberin Devamı