Merkez Bankası her gün piyasada olmalı mı?

Haberin Devamı

Merkes Bankası her gün piyasada olarak sorunların üstesinden gelemez. Kısa vadede ‘sorunları’ ötelese bile ‘müdahale mantığının’ uzun vadede çalışması mümkün değil.

Küresel krizin çözümü adına başta Fed olmak üzere gelişmiş ülke Merkez Bankaları ve politika yapıcıları hemen her gün geçici çözümler ürettiler. Muhasebe kurallarının ‘rafa kaldırılmasından’ tutun, tahvil alımlarına, bedava para paketlerine kadar... Fed’in ‘şapkadaki tavşan üretme çiftliğinden’ her gün yeni bir ‘icat çıkardığı’ dönemlerdi.

Fırsatlar kaçınca...

Benzer bir durum bugünlerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) için de geçerli. MB gerek PPK toplantılarında aldığı kararlarla, gerek arada yaptığı açıklamalarla ama en çok da her günü ‘normal’ ve ‘istisnai’ diye ayırarak her gün piyasanın doğrudan içinde yer alıyor. Kuralları, yöntemleri sıkça değiştirerek; piyasaya ‘borç veren’ konumunda olmasının sağladığı avantajla; özellikle döviz kurlarını kontrol etmeye çabalıyor. Ancak bu çaba hem MB adına yorucu hem de istenilen sonucu üretmekten uzak.

Hele ki son PPK toplantısı gibi ‘önemli fırsatlar’ kaçınca... Malumunuz son Para Politikası Kurulu kararında; politika faizi yüzde 4.5, borçlanma faiz oranı yüzde 3.5 oranında korunurken daha önce yüzde 6.5 olan borç verme faiz oranı ise yüzde 7.25 seviyesine yükseltildi. Bir hafta ve bir ay vadeli repo ihale miktarların da miktar üst sınırları kaldırıldı.

Aba altından sopa

Ek parasal sıkılaştırma yapılan günlerde, Piyasa Yapıcısı (PY) bankalara repo imkânı üzerinden fonlama yapılmayacağı açıklandı. Bu kararla PY’lere tanınmış olan 50 baz puanlık avantaj ‘istisnai günlerde’ askıya alınacak. Bu da bu bankalar için ‘istisnai günlerde’ üst bandın 125 baz puan artması anlamına geliyor. (O günlerde PY’lere tanınmış olan bir imkân da askıya alınıyor.). Aslında bir başka deyişle MB, PY’lere aba altından sopa göstererek; uslu dururlarsa düşük faizden borç alacaklarını söylüyor!

Tarihi fırsatı kaçırdı!

Merkez Bankası, ek parasal sıkılaştırma yapılan günlerde döviz satım ihalesi düzenlemeyecek. Hele ki Suriye meselesi bu denli ‘ısınmışken’. MB ayağına kadar gelen fırsatı iyi değerlendirmiş olsaydı, 150 baz puanlık bir artışa gitseydi hareket alanı çok daha geniş olacaktı. En azından hem mesaj verme adına, hem de hareket alanını genişletme anlamında eli rahatlayacaktı. Beni şaşırtan halen daha döviz kurlarının ‘öncelikli’ hedef olması. Bonodaki sorun neden görmezden geliniyor? Asıl sorun bono tarafındaki likiditenin kuruması. O piyasaya ‘can suyu’ verilmedikten sonra yapılanların hepsi nafile... Bono bileşik getirileri; ister gösterge, ister 10 yıllıklar olsun; gerilemedikçe piyasalarımızın işi çok zor. MB her gün piyasada olarak bu sorunların üstesinden gelemez! Kısa vadede işe yarasa, ‘sorunları’ ötelese bile ‘müdahale mantığının’ uzun vadede çalışması mümkün değil! Piyasalardaki sorunların; özellikle dış politikadaki gelişmeleri de dikkate alarak; gerçekten iyi analiz edilmesi ve hükümet ile birlikte ‘toplu’ adımların atılması gereken bir dönemdeyiz. Burada yapılacak hataların bedelini orta vadede hepimiz ödeyeceğiz!

Kritik Fed toplantısı Eylül’de
Fed’in Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC-Fed’in Para Politikası Kurulu) toplantısı 30-31 Ağustos’ta yapılacak. Bu toplantı sonrasında basın toplantısı olmayacak. Ciddi bir politika değişikliği beklenmiyor. Asıl önemli olduğu düşünülen toplantı 17-18 Eylül’deki toplantı ve sonrasındaki basın toplantısı. Bu toplantı sonrasında parasal genişlemenin ‘daraltılma takviminin’ açıklanıp açıklanmayacağı merak ediliyor. Büyük olasılıkla Bernanke’nin görev süresi bitmeden bu ‘zorlu görevi’ üstleneceği, yeni gelen Fed Başkanı’na az yük bırakarak ayrılması için son iki toplantıdan birisi olacak Eylül’deki toplantı.

Bu arada yeni Fed başkanının kim olacağı tartışılıyor.

İki yılda 14 ziyaret

Lawrence Summers ve Janet Yellen iki aday gibi görünyor. Dedikodulara göre son iki yılda Summers Beyaz Saray’ı 14 kez ziyaret ederken, Yellen sadece bir kez gitmiş. Obama’nın; Bernanke’den daha ‘güvercin’ olduğu kabul edilen Yellen ile ‘Bedava Para Paketi’ programlarının işe yaramadığını düşünen Summers’dan hangisini seçeceği merakla bekleniyor.

BIST’in 74 bin 650 puanı görmeden nefes alması zor

Bu hafta teknik olarak önemli eşiklere yaklaşılabilir. İlki gösterge bono bileşik faizleri. 12 Temmuz’da görülen yüzde 9.59 bileşikten sonraki en yüksek seviyeden haftalık kapanış yaşandı. Sırada yüzde 9.80 ihtimali var! Beraberinde ‘Sepet kur da‘ 2.2480’in yukarı aşılması işleri bayağı karıştıracaktır! 72.555 ile haftanın en düşüğüne yakın kapanan BIST 100’ün; geçtiğimiz haftaki olumsuz performansının bu hafta da devam etmesi durumunda 70.850 seviyesinin test edilmesi olasılığı göz ardı edilmemeli! BIST’in 74.650’nin üzerine çıkmadan rahat nefes alması hayli zor görünüyor!

DİĞER YENİ YAZILAR