Kurlar hem vatandaşı hem de Bakan'ı bozdu!

Haberin Devamı

Dün sabah İstanbul’da hava yağmurluydu. Bir taksiye bindim. Doların yüksek açılmasına dair telefonla konuştuğumu duymuş olan taksici pek de sormadan “gün kötü başladı” dedi. Yağmurdan dert yanacak herhalde diye düşünüp, hayrola dedim.

“Abi dolar çıkmış, borsa düşmüş” dedi. Şaşırdım ve de meraklandım. “Ne o dolar borcun mu?” var diye sordum.

“Yok” dedi.

“Hisse senedin mi var?”

“Yok”

“O zaman dolar mevduatın var herhalde” dedim.

“O da yok” dedi.

“Ne döviz borcun ne de mevduatın var, hisse senedin de yok; doların çıkması ya da düşmesi seni neden ilgilendiriyorki” dememe kalmadı... “Abi, dedi, doların çıkması da düşmesi de bizim işleri bozuyor!” dedi.

Dolar kurları yukarı çıkınca borçlu olan bireyler ya da şirket yöneticileri kara kara düşünmeye başlıyor; düşünce de bu sefer tasarruf sahiplerini alıyor bir düşünce.

Türk insanı daha önceden geçirmiş olduğu travmalardan dolayı; kurlarda ani değişiklikler oldu mu “paralize oluyor”. Ya da bir tekstilci arkadaşımın deyimiyle “fiyat yapamıyor”.

Dolar kurlarındaki “ani” değişiklikler, biz Türklerin ileriye dönük planlarında da “ani” değişikliklere neden oluyor. Aslında değişiklikten çok “durup, bekleme tarzını” benimsiyorlar. Bu da ekonomik aktivitenin hızla yavaşlamasına hatta durmasına yol açıyor ki, taksici de aslında tam bundan bahsediyor.

Döviz halen daha bir yatırım aracı, bir tür “korunma” aracı olarak algılanıyor biz Türkler arasında. Sıkça tekrarlanan travmalardan dolayı da bu alışkanlıktan bir türlü kurtulamıyoruz. Dünkü sert hareket sonrasında medya bir anda kurları öne çıkardı.

Bakan Şimşek bu hassasiyeti anlayamamış galiba!

Kurlar; Ergenekon’dan sonra; gündemin ikinci maddesine oturunca medya da işin “uzmanları” ve de “yetkililerden” bu konuda bilgi almaya, halkı bilgilendirmeye çalışıyor. Bu amaçla da “yetkililerin” en başındaki isimlerden Ekonomiden Sorumlu Bakan sayın Mehmet Şimşek’e dolar kurları sorulmuş.

Ekonomiden Sorumlu Bakan, dolardaki yükseliş sorusuna kızarak; “Her gün ekonomik değerlendirme yapmak zorunda değilim” yanıtını vermiş.

Sayın Şimşek Türk halkının hassasiyetini anlayamamış!

O vermeyecek te kim verecek bu sorunun cevabını?

Kendisi ekonomik konulara “bakan” değil mi?

Bu milletin ekonomiden sorumlu bakanı olarak; işler iyi giderken hergün yorum yapmaktan kaçınmazken işler sarpa sardığında değil hergün; gerekirse her an bu konuda değerlendirme yapması gerekiyorsa yapacak. Sayın bakanın böyle giderse “fiyat yapamayanların” ülkesinde bir süre sonra “yinetilecek ekonominin” kalmayacağını akılda bulundurmasında fayda var.

Yakından ya da uzaktan tanıdığım bir çok kişi panik halinde neler olduğunu anlamak için aradığında ben bile elimden geldiğince, dilimin döndüğünce düşündüklerimi paylaşırken, bakanın böylesi bir tavır sergilemesi ciddi hayal kırıklığı yaratmış durumda.

Bundan sonra ekonomide günlük gelişmeleri anlamak isteyenler: Lütfen Marko Paşa’ya müracaat...

DİĞER YENİ YAZILAR