Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), nihayet faiz koridorunun üst bandını aşağı çekti. Yüzde 5.75 olan ve haftalık repo fonlama faizine denk gelen “alt bantta” bir değişiklik yapılmazken; pratikte pek de fazla önemi kalmamış olan ‘gecelik borç verme faiz oranını’ 150 baz puanlık indirirek yüzde 11.5’ten yüzde 10’a düşürdü. Açık Piyasa İşlemleri (APİ) çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanının faiz oranı da yüzde 11’den yüzde 9.5’e, geç likidite penceresi borç verme faiz oranını da yüzde 14.5’ten yüzde 13’e indirdi.
Kurul kararından sonra döviz için kullanılan Rezerv Opsiyon Katsayıları (ROK) bütün dilimlerde 0.2 puan artırıldığı açıklandı. Bu artışla Merkez Bankası’nın rezervlerinin 3.6 milyar dolar artacağı tahmin ediliyor.
PPK’nın 100 baz puan olan piyasa beklentilerinden daha fazla bir indirime gitmesi kararın belki de tek sürprizini oluşturuyor. Hafta başındaki yazımda da belirttiğim üzere benim beklentim 100 baz puandan fazla olmasıydı. Ancak beni asıl yanıltan MB’nin faiz alt bandını aynen korumasıydı. Her ne kadar önceki günkü faiz indirimi haberi piyasaları az da olsa memnun etse de pratikte çok da fazla bir anlamı olmayacak!
Neden derseniz... Pratikte MB fonlama faizlerini Haziran ayından beri zaten düşürüyor. Hafta içinde MB’nin bankalara sağlamakta olduğu fonlamanın ağırlıklı ortalama yıllık bileşik faizi 6.15’e düşmüş durumda. Üst bantta oldukça uzun süreden beri işlem zaten yapılmıyor. Aslına bakıldığında “üst bant” olarak anılan faiz oranı MB’nin “istisnai günlerde” kullandığı “müdahale faizinin” ta kendisi. Son aylarda piyasalara müdahale ‘gerekmediğinden’ bu faize de hiç mi hiç iş düşmüyordu. Üst bant faizinin pratikte belki de tek etkilediği faiz oranı mevduat faizleriydi. Ancak MB’nin fonlama faizleri düşmeye başladıkça mevduat faizleri de düşmeye başlamıştı. Bunun bir yansıması da bono faizlerinde görülmüştü zaten.
Bu faiz indirimi için ekonominin bir çok katılımcısı tarafından baskı yapılmış, MB’nin Fed ve ECB’nin kararları sonrasında bu indirimi yapacağına garanti gözüyle bakılmıştı. Yapılan bu indirimin kredi faizlerindeki indirimi de beraberinde getireceği ve ekonominin son çeyreğinde toparlanmasına katkıda bulunacağı umuluyordu. Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın’ın da belirttiği üzere mutlaka kredi faizlerinde bir indirim olacaktır. Ancak indirimin hem kredi, hem de mevduat faizleri üzerindeki etkisi beklenenden daha sınırlı olacaktır.
Zira asıl indirilmesi gereken ve piyasalara daha doğru ve doğrudan bir mesaj verecek olan “politika faizi” olan alt bandın indirilmesiydi. ‘Yan gözle’ enflasyonu da izleyen, faiz indirimi ile psikolojiyi değiştirmeyi uman ancak ROK değişikliği ile bankacılık sisteminden likidite çeken MB; sanki kaşıkla verip, kepçeyle alır bir havada.
Tüm bunlar göz önüne alındığında; kredi faizlerinde hızlı bir indirim beklemek hata olacaktır!
Kredi faizleri hızlı düşemez!
Haberin Devamı