Komşu’da seçim bitti ama Avrupa’da kriz zor biter!

Haberin Devamı

Komşu’da dün yapılan seçimler ‘Kuzey Euro-Güney Euro’nun ilk oylamasıydı. Yunanistan için ‘III. Yeniden Yapılandırma’ konusunda hızlıadımlar atılmaz ise korkarım çok yakında Akdeniz Bölgesi ülkeleri ile ‘Kuzey Ülkeleri’ ayrışacak. Bunun olmaması için tek çare, sorunlu ülkeler için yeniden yapılandırma yani borç silme operasyonu. Eğer bu konuda Kuzey, Güney’den; ortak bütçe, ortak maliye politikası ve merkezi hükümet gibi birtakım tavizler koparırsa o zaman durum değişebilir

11 milyon nüfusa sahip Yunanistan; hatta oy verenlerin de bunların yarısı olduğunu varsayarsak 5 milyondan biraz fazla Yunanlı; AB’nin geleceğini oyladı dün. Sadece AB’nin mi? Euronun ve hatta birkaç günlüğüne dünya ekonomisinin ne yöne gideceğini oyladı.

Oylama Yunanistan’ı kimin yöneteceğinden çok; AB’nin bundan sonra yoluna nasıl devam edeceği ile daha fazla ilgiliydi. Aslına bakarsanız bir anlamda; ‘Komşu’daki seçim ile Yunanistan üzerinden AB’nin geleceği tartışılıyor. İster Yeni Demokrasi (sağ - YD), isterse de Syriza (sol) iktidara gelsin veya yanlarına koalisyon ortakları bulsunlar, sonuç değişmeyecek! Cuma günkü yazımda da belirtmiştim: Syriza’nın da eurodan çıkma şansı hayli düşük!“Seçim meydanlarında yağıp esseler de, iktidara gelince durumun değiştiği”misali onlar da değişecektir. Cuma günü yazımı “YD galip çıksa ve hükümeti kurmayı başarsa dahi euronun kopup gitme ihtimali hayli düşük. Ha keza AB borsaları için de geçerli bu! Syriza’nın kazanması riskleri arttıracak, YD’nin kazanmasıise varolan durumun sürmesi anlamına gelecek. Seçimler her ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın; bence kaçınılmaz olan; “III. Yeniden Yapılandırmaya”kadar Yunanistan sorun olarak kalmaya devam edecektir” diye bitirmiştim. Halen daha bu görüşümü koruyorum.

Bu yazı yazılırken sonuçları henüz netleşmeyen seçim bitti amasorunlar bitmiyor, mesele hükümetlerin kurulup kurul(a)mayacağı meselesi! 6 Mayıs seçiminden sonraki durum piyasaları en fazla bozacak olan seçenek! YD’nin AB’ye ‘yakın’ olması ya da Syriza’nın ‘uzak durması’ da sonucu çok fazla değiştirmeyecek. Bugün ve yarın Los Cabos’ta (Meksika) yapılacak G-20 zirvesi öncesinde liderler, Maliye/Finans Bakanları ve de merkez bankaları “alarma geçmiş” durumdaydı.Gerekirse “yangına” müdahale edecekler. Her zamanki gibi “müdahaleler” kısa vadeli çözümler getirecek, ancak asıl soruna deva olmayacaklar. Olsun piyasaları birkaç günlüğüne de (belki saatliğine) sakinleştirebilecekler!

Ancak asıl sorun orada duruyor. Yunanistan ile başlayan Portekiz ve şimdi de İspanya ve İtalya ile devam eden sorun olduğu yerde “daha da mayalanarak” büyüyor! Çare mi? Daha fazla “birleşmiş bir Avrupa”. Bütçe, maliye politikaları, vergilendirme ve istihdam konusunda daha yeknesaklaşmışbir Avrupa’dan geçiyor.

‘Çözümü biliyoruz, ama...’

Perşembe günü yapılan TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi’nin toplantısının onur konuğu olan Javier Solana da çözümün burada olduğuna değindi. İlginç bir saptaması vardı: “Bizde biliyoruz nelerin yapılmasıgerektiğini, ancak bunları uygulamak için gelecek seçimleri nasıl kazanacağımızı bilemiyoruz!” Her yapılan seçimde iktidarların koltuklarınıkaybetmesi işi zora sokan taraf. Solana’nın bir başka saptaması daha önemliydi:“Tek bütçe, tek maliye politikası belki de olması gereken, ancak AB’deki “ulus-devletler”henüz daha erklerini bir başka kuruma/hükümete devretmeye hazır değiller”!AB’nin asıl açmazı da burada.

Son günlerde Yunanistan üzerinden yürütülen asıl tartışma da bu. AB’nin köklü değişimlere gebe olduğunu söylemek mümkün. Ancak bu değişim çok da kolay olacağa benzemiyor. Hele ki Yunanistan seçimleri kadar önemli olan Fransa’daki parlemento seçimlerinde sosyalistlerin çoğunluğu kazanması; ki beklenen buydu; Merkel-Hollande arasındaki görüş ayrılıklarını daha da artıracak, “Birleşmiş Avrupa” hayaline yeni bir sekte vurulacak. Syriza’nın çoğunluğu kazanması piyasalarda kısa süren bir “bocalamaya” neden olacak, ardından G-20’nin “hazır kuvvetleri” devreye girererek “siperleri tamir edecek”. YD’nin önde bitirmesi piyasalarda kısa süren bir “ılıman hava”yaratacak ardından gözler yeniden İspanya ve İtalya’ya dönecekti! Bunda bir değişiklik yok!

Kuzey Euro Güney Euro

Yunanistan için “III. Yeniden Yapılandırma” konusunda hızlı adımlar atılmaz ise korkarım çok yakında Akdeniz Bölgesi ülkeleri ile “Kuzey Ülkeleri” ayrışacak. Ekonomik olarak Güney’i sırtında taşımaktan yorulan Kuzey, “boşanma davası açacak”! Tabii ki bu adım İspanya, Portekiz ve İtalya konusunda (Fransa’nın da bu bloğa katılması sadece zaman meselesi) bir “yeniden yapılandırma=borç silme” yapılmayacaksa geçerli! Eğer bu konuda Kuzey, Güney’den; ortak bütçe, ortak maliye politikası ve merkezi hükümet” gibi birtakım tavizler koparırsa o zaman durum değişebilir. Aksi takdirde AB içinde “politik birlik” korunabilse de para birliğinin “dağılma” ihtimali artacaktır. Ortaya Kuzey Euro ve Güney Euro diye iki ayrı para birimi çıkarsa bu beni çok şaşırtmayacak!

Doğal olarak Kuzey euro, Güney eurodan daha değerli olacak. İşin doğası bu!

O zamana kadar “tek euro” dolar karşısında direnmeye devam edecek. Hatta Cuma günü 1.2635’lerden kapanan euronun önce 1.2670, ardından da 1.2760-1.2825 bandına kadar bile yükselme ihtimali var!

Ancak Yunanistan’daki sorun süregideceğinden “tek euronun” eninde sonunda 1.20’nin altına inmesi kaçınılmaz! Solana’nın dolaylı olarak dile getirdiği “Syriza faktörü” yerinde durdukça.

DİĞER YENİ YAZILAR